YSK yeni seçim tarihini açıkladı. 1 KASIM 2015
TÜM YURTSEVERLERİ 1 KASIM 2015 TE SANDIĞA GİDEREK TAYYİP ERDOĞAN’IN SALTANATINA SON VERMEĞE ÇAĞIRIYORUM.
Unutulmasın ki; 1 Kasım 1922 tarihi Cumhuriyet Devrimlerimizin hayata geçirilmesi için çok önemli bir tarih.
Diğer önemli bir tarih te 2 Kasım 2002 tarihidir ki:
1 Kasım 1922 de aşağıda okuyacağınız SALTANATIN SONLANDIRIŞLMASI olayından 80 yıl sonra, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin erken seçim yolunu açması, Deniz Baykal’ın BUSH tan aldığı talimatla (İnanmak istemeyenler Turan Yavuz’un Çuvallayan İttifak Kitabının 157-158-159-160 sayfaları) Tayyip Erdoğan’a SALTANAT’ın yolunu açmış ve 13 yıldır ülkede Tayyip Erdoğan saltanatı sürmektedir.
Her ne kadar 7 Haziran 2015 seçimlerinde Tayyip Erdoğan saltanatı çatırdayıp yıkılmaya yüz tutmuşsa da Tayyip Erdoğan’ın koltuk değnekleri (Deniz Baykal ve Devlet Bahçeli) hemen görev başına geçmiş ve saltanatın devamını sağlamışlar.
Unutmayın ki artık koltuk değneklerinin işlevleri de kalmamıştır.
Önümüzde 1 Kasım 2015 te yine seçimler var. Bu seçimlerde de Valiler, Kaymakamlar, Diyanet işleri, TSK’nın bazı unsurları, hatta muhtarlar ve tüm devletin gücü Tayyip Erdoğan’ın saltanatının sürmesi için akla gelmeyen yöntemlerle çalışacaklar.
Öyle ise: Büyük Ozan Ahmet ARİF’İN ANADOLU ŞİİRİNDE SÖYLEDİĞİ GİBİ
Nerede olursan ol,
İçerde, dışarda, derste, sırada,
Yürü üstüne – üstüne,
Tükür yüzüne celladın,
Fırsatçının, fesatçının, hayının…
Dayan kitap ile
Dayan iş ile.
Tırnak ile, diş ile,
Umut ile, sevda ile, düş ile
Dayan rüsva etme beni.
***
SALTANATIN KALDIRILMASI (ÇÖZÜM KEMALİZM Sayfa 52-53)
CESUR OLMA
Mustafa Kemal Atatürk Dedi ki:
“Genel durumu yönetme sorumluluğunu üstüne alanlar, en önemli hedefe ve en yakın tehlikeye olabildiğince yakın bulunmaktadırlar. “
“Savaşta yağan mermi yağmuru, o yağmurdan ürkmeyenleri ürkenlerden
daha az ıslatır.”
Tanıklar Mustafa Kemal Atatürk´ü Anlatılar:
1 Kasım 1922 günü, Meclis toplantısında Padişahlık konusu
tartışılmaktadır.Önergeler üç komisyonun ortak toplandığı bir karma
komisyon tarafından incelenmektedir.
Atatürk, Hoca Müfit Efendi´nin başkanlığında toplanan karma komisyonu bizzat izlemek gereğini duymuştur. Bu komisyonda üyeler, padişahlık ile halifeliğin birbirinden ayrılamayacağını öne sürmektedirler.
Atatürk anlatıyor:
«() Biz çok kalabalık olan bu odanın bir köşesinde tartışmaları dinliyorduk.
Bu tarz görüşmelerin, istenilen sonuca varmasını beklemek boşunaydı.
Bunu anladık. Nihayet, Karma Komisyon Başkanı´ndan söz istedim.
Önümdeki sıranın üstüne çıktım. Yüksek sesle şunları söyledim: ´Efendim,
dedim, egemenliği hiç kimse, hiç kimseye, bilim gereğidir diye, görüşmeyle
tartışmayla veremez. Egemenlik, güçle, iktidarla, zorla alınır.
Osmanoğulları, zorla Türk ulusunun egemenliğine ve saltanatına el
koymuşlardı. Bu tutumlarını altı yüz yıldan beri sürdürmüşlerdi. Şimdi de
Türk ulusu bu saldırganlara, artık yeter diyerek ve bunlara karşı
ayaklanarak egemenliğini ve saltanatını, kendi eline fiilî olarak almış
bulunuyor.
Bu bir olup-bitidir. Söz konusu olan, ulusa saltanatını, egemenliğini
bırakacak mıyız bırakmayacak mıyız sorunu değildir. Sorun zaten
gerçekleşmiş olan bir olayı kanunla saptamaktır.
Bu, ne olursa olsun yapılacaktır. Burada toplananlar, Meclis ve herkes
meseleyi doğal karşılarsa, benim fikrime göre uygun olacaktır.
Aksi takdirde, bu gerçek, usulüne göre kabul edilecektir
.Ama belki birtakım kafalar kesilecektir.
«İşin İlmî yönüne gelince, hoca efendilerin hiç merak ve endişelenmelerine
gerek yoktur; bu hususta İlmî izahat vereyim, dedim ve uzun uzadıya
birtakım açıklamalarda bulundum. () Mesele Karma Komisyon´da
çözümlenmişti.”
“Fethi Bey başbakandır. Meclis çetin çarpışmaların arifesindedir. Mustafa
Kemal, bir gün Fethi Bey´e:
– Yarın Meclis´in kararını göreceğiz, diyor.
– Siz, diyor Fethi Bey, Meclis´e gelmeseniz daha iyi olur.
Mustafa Kemal soruyor:
– Niçin?
– Güç mevkiide kalabilirsiniz.
– Yaa! Güç mevkiide nasıl kaldığımı ben de görmeliyim. Onun için yarın
bilhassa geleceğim! . “
Mustafa Kemal Atatürk´ten Alınacak Dersler:
* Olaylardan kaçmayın, aksine üzerlerine gidin.
Koşullara ve olaylara körü körüne boyun eğmeyin, onları yeniden işleyin.
* Kütü haberlerin ve yanlış davranışların ürkütücü etkisine teslim
olmayın.
* Olumsuz yönde de olsa zamanında cesur kararlar vermesini bilin.
* Çözülmesi gerekli büyük bir sorunla karşılaştığınız vakit, o işi gereğinden
başka bir şey düşünmeyin.
*En büyük tehlike, en yakın tehlikedir. Üstüne gidin.