Kaynak: http://sputniknews.com/analysis/20150324/1019936868.html
Yazar: Andre Alessandro
Makalenin Özgün Başlığı: If You Can’t Beat Them, Co-Finance: America’s About Face on AIIB
Çeviren: Pelin Çelikkol – Boğaziçi Çeviri Merkezi
Bugün Amerika Birleşik Devletleri, daha önceki konumlanışında ani bir değişiklik yaparak, yeni kurulan Çin Asya Altyapı Yatırımları Bankası (AIIB) ile IMF ve Dünya Bankası gibi ilgili kurumlar arasında bir işbirliği ve ortaklık önerisinde bulundu.
En önemlileri İngiltere, Fransa ve Almanya olmak üzere, ABD’nin kilit müttefikleri üzerinde yaptığı baskının başarısız olması üzerine bir sonraki hamle kurumun boykot edilmesi oldu.
Ne var ki bu olayın önemi, Çin’in artık AIIB ile işbirliği yapacak büyük G7 ortaklarından etkilenmiş olduğu; bunun prestijini ve yeterliliğini arttıracağını umduğu gerçeği altında yatmaktadır. Dahası, AIIB’nin Dünya Bankası, IMF ve Asya Kalkınma Bankası ile rekabet edecek olması, Çin’e bölgede daha güçlü ve güvenilir bir alan sağlayacak ve kendi siyasi tavrını dikte etmesine olanak verecek, tıpkı önceki bankaların yapıyor olduğu gibi.
AIIB birkaç sebepten ötürü ABD’ye tehdit oluşturuyor.
İlk olarak Çin’e, neredeyse 3 Trilyon Dolar hazineyle yılda ancak %0 ile %2 arası verimlilik sağlayan ABD maliyesi için daha iyi bir yatırım çevresi sağlamış olacak. Maliyeyi Asya altyapı projelerine yeniden tahsis ederek Gayri Safi Milli Hasıla’yı büyütme, komşularını güçlendirme ve Çin ürünleri ihracatına daha büyük bir talep yaratma şansına sahip olacak.
AIIB’nin ABD’ye tehdit oluşturmasının ikinci nedeni ise, varolan kurumlara katılım sağlamaktansa kendi kalkınma bankasını yasalaştıracak olması gerçeğine dayanıyor. Çin; yatırılmış projelerde son kararı veren Japonya ve ABD gibi diğer G7 milletleri olmadan bölgede kendi etkinliğini arttırmayı umuyor.
Çin, yıllarca Asya Kalkınma Bankası ve IMF’nin bir üyesiydi. Ancak, etkinliği ve oy gücü ciddi şekilde yetersiz kalarak bölgede kendini göstermesine olanak tanımadı. Asya Kalkınma Bankasında; Çin’in oy hakkı Japonya’nın elinde bulunuyordu ve başkanı her zaman Japondu. Aynı zamanda IMF’de, Çin’in gücünün yükselmesi yıllarca geciktirildi. Böylece Çin, bölgede kendi kaderini belirlemenin gerekliliğini gördü.
Üçüncüsü ve en önemlisi, AIIB’nin Asya’da dolar bağımlılığını azaltacak olması ve Çin’e, ABD tarafından dayatılan anlaşmalardan ve ticari bariyerlerden geri çekilme olanağı sağlayacak olması. AIIB, bölgede ABD etkisinin çekilmesinin ve Çin’in yavaş yavaş büyük bir güç haline gelecek olmasının mükemmel bir simgesi.
Bu yüzden, ilk duyuruluşunun ardından Obama yönetimi müttefiklerine bu kurumu desteklemeyi reddetme çağrısı yaptı. Beyaz Saray kamu açıklamasında ; bu kurumun artan suçlar, insan haklarının ihlali ve çevresel yıkımı önleyebilecek standartlara ulaşamayacağını söylemiştir ancak asıl neden ABD kontrolünde olmayan bir rakip kurum istememeleridir. Obama’nın emrinden çıkıp taraf değiştirerek, kurumun kurucuları olarak imza veren büyük ülkeler ABD’yi zor durumda bırakmıştır. Şimdi Obama yönetimi, güvenilirliğini kaybetmemek için durumu değerlendiren bir tavır takınmıştır.
«ABD, uluslar arası finansal yapıyı güçlendirecek yeni çok taraflı kurumlara açıktır.”diyor ABD Uluslar arası İlişkiler Maliye Müsteşarı Nathan Sheets. «Dünya Bankası, Asya Kalkınma Bankası gibi varolan kurumlarla yapılan finansal ortaklık projeleri, yüksek kalite standartlarının korunduğundan emin olmamızı sağlar.”
Artık Obama yönetimi, kuvvetleri AIIB’ye katmaya çalışarak bir nebze gücünü ve kontrolünü sürdürmeyi umuyor. Çin; ABD, Dünya Bankası ve ya IMF’den hangisi ile çalışacağına henüz karar vermedi. Zhu Haiquan, Washington’daki Çin büyükelçiliği sözcüsü, bankanın açıklık ve kapsayıcılık ilkeleri üstüne kurulduğunu ve yüksek standartları takip edeceğini söyledi. Aynı zamanda, «Kurum, Dünya Bankası ve Asya Kalkınma Bankası gibi varolan çok taraflı kalkınma bankalarıyla etkili bir şekilde işbirliği yapacaktır. Bu, Asya’daki altyapı çalışmalarına yatırım ve finansman olanağı sağlayacaktır.”diye açıkladı.
Önümüzdeki yıllarda Asya’daki altyapı çalışmalarına talebin 8 trilyon dolar olması bekleniyor. Yeni yollar, tren hatları, havaalanları,elektrik şebekeleri ve diğer projeler, Asya’daki milyarlarca insanın beslenmelerini, temiz suya sahip olmalarını ve Çin ürünleri almalarını güvence altına alacak.
Başlangıç olarak, AIIB’ye sadece 50 milyar dolar ile yatırım yapıldı. Büyük bir toplam, ancak bugünlerde Asya Kalkınma Bankası’na 160 milyar dolar ve Dünya Bankasına yaklaşık yarım milyar dolar ile yatırım yapılmıştı. Rakamlar Batı ve Çin’in menfaatleri arasında büyüyen ayrılığı simgeliyor. Çin’in zamanla bölgede büyümesi ve kendini göstermesi ile menfaatlerine ulaşması mümkün görünüyor.