Merhabalar değerli Dağarcık Türkiye okurları,
Geçtiğimiz Kasım ayında Türkiye, 6. Filo’nun denize dökülmesinin ardından en ses getirici Amerikan karşıtı eylemlerden birine sahne oldu. 3 Amerikan askerinin başına çuval geçirildi, üstlerine kırmızı boya atıldı. Eylemin kapsamı ve içeriğini çevirdiğimiz metinlerde de okuyabileceğiniz için fazla uzatmıyorum.
Eylemin videosunu şu linkten izleyebilirsiniz: http://www.youtube.com/watch?v=b-RRj9ZQhlM
Dış basında çok ciddi anlamda yankı bulan bu eyleme dair iki farklı görüşü buraya taşıma gereği duyduk. İlk metin Oklahoma Üniversitesi’nde öğretim üyeliği yapan Fırat Demir’in Russia Today’de yayınlanan röportajı. İkincisi ise Semih İdiz’in Al-Monitor sitesinde yayınlanan makalesi. Bu iki metin kritik konularda taban tabana zıt görüş ve analizleriyle dikkat çekiyor. Bu noktaları belirtmekte yarar var.
Fırat Demir röportajında eylemin ciddi bir Amerikan karşıtı eylem olmadığını ve Türk halkının çoğunluğunu temsil etmediğini ifade ediyor. Eylemi gerçekleştiren Türkiye Gençlik Birliği’yle ilgili ilginç iddialarda bulunan Demir: «Ülkenin %50’sinden fazlasını Amerikalılar ile hiçbir sorunu olmayan Kürtler temsil ediyor. Hatta bunlar Irak ve Suriye’de gittikçe artan IŞİD ‘e yapılan Amerikan müdahalesini veya Amerika’nın Kuzey Irak’taki Kürt bölgesine olan desteğini olası adımlar olarak görüyorlar ve ABD’nin gelecekte kurulacak olan Kürdistan’ın müttefiği olacağına inanıyorlar.” diyerek dikkat çekici tespitlerini sürdürüyor. Türkiye’deki ABD ve Batı karşıtlığını «çok küçük bir azınlık” olarak tanımlayan Demir, Türkiye’nin Amerikan karşıtı bir yönde ilerlemediğini savunuyor. Son olarak Fırat Demir bu olayın Türk-Amerikan ilişkilerine bir zarar vermeyeceği görüşünde.
Semih İdiz yazdığı makalede bu protestonun Türk-Amerikan ilişkileri için önemli bir yer teşkil ettiği kanısında. Çeşitli kaynaklardan desteklediği önermesi ise bu eylemin zaten gerilen Türk-Amerikan ilişkilerini daha da ciddi bir boyuta taşıdığı yönünde. Daha önceki çuval eylemlerinden örnekler veren İdiz, bu eylemin ilişkilerin gerildiği böyle bir zamana denk gelmesinin eyleme büyük bir anlam yüklediği kanaatini aktarmış. Yazar, yine Fırat Demir’in aksine Türkiye’de Amerikan karşıtı eğilimlerin bir geleneğe dayandığını ve ciddi bir kesimi temsil ettiğini ifade ediyor. Ayrıca İdiz, Türkiye’deki Amerikan karşıtlığını çeşitli istatistiki ve tarihsel verilerle destekliyor.