Bu yazının kentimizi yöneten ve her düzeyden seçilmiş ve atanmışlara açık çağrı olmasını dilerim!
Değerli yönetenlerimiz,
Masa başı çalışmalarınızın hakkını yemeyelim! Son derece gereklidir! Sorun ise o kararların ve uygulamaların yerine gelip gelmediğini denetleme aşamasında göstermektedir kendisini. İzmir gibi bir kentte bu durumu denetlemenin tek yolu yönetenlerin de metroya, vapura ya da belediye otobüsüne binip yolculuk etmesi ya da kendilerini kentin yollarına vurmasıdır.
«Yürüyelim arkadaşlar!” diyerek atanmış ve seçilmiş ayrımı olmaksızın tüm kamu yöneticilerine çağrıda bulunuyorum!
Kentimizin değerli yönetenleri,
Masa başında aldığınız kararlar, tasarladığınız uygulamalar kusursuz ve eksiksiz olabilir! O kusursuzluk ve eksiksizlik yaşama yansıyor mu? İşte sorun buradadır! Metroyla, vapurla ve belediye otobüsüyle yolculuk etmeyi ve her fırsatta yürümeyi iş edinmiş bir kentli olarak sizlere çağrıda bulunmayı sorumlu yurttaşlığımın olağan gereği sayıyorum. Herhangi bir kentli gibi vapura, metroya ya da belediye otobüsüne binmezseniz; kendinizi ara sıra da olsa kentin kaldırımlarına vurmazsanız aksaklıkları görmeniz zor; hatta olanaksızdır. Metroyla yolculuk yapmazsanız vagonlardaki kirliliği, günün kimi saatlerindeki yoğunluğu fark edemezsiniz! Durakta otobüs beklemezseniz, belediye otobüsüne adım atmazsanız ne sürücülerin kuralları hiçe saymasına, ne de kent trafiğinde belediye otobüslerinin işini güçleştiren kural tanımazlıklara tanık olamazsınız. Yine, bazı otobüslerimizin eskimiş, köhnemiş olmaları nedeniyle üzeri açık, turistik otobüslere benzemeye başladığını da fark edemezsiniz.
Yürümeye gelince… Yürümeyi seven birisi olarak rahmetli Ahmet Piriştina’dan bu yana kentimizi yönetenlerle yolda, kaldırımda rastlaşamadığımı belirtmek zorundayım.
Değerli yöneticilerimiz,
Sürekli olarak makam arabalarınızla yolculuk ettiğinizde kentin trafik sorununa tanık olmanız güçleşecektir! Kentin kaldırımlarında yürüme alışkanlığı edinmediğinizde henüz yapılmış kaldırımın yıllardır kullanılmış gibi yorgun ve harap olduğunu saptamanız da olanaksızdır. Kaldırımda ya da sevgi yollarında yürümediğinizde o yollarda yaya olmanın yaratabileceği can ve mal güvenliğine yönelik tehlikelerden de haberdar olamazsınız. Evlere, işyerlerine hızlı yemek servisi yapan lokantalarımızın etiketini taşıyan motosikletli akrobasi timlerinin kaldırımları işgali, trafiği tehlikeye düşüren davranışları da doğal olarak gözünüzden kaçmış olacaktır.
Kentin birçok yerinde kaldırımların yaya yolu mu yoksa işyeri kullanım alanı mı olduğunu anlamak bizler için giderek güçleşmektedir. Yürür de bu gibi sorunları yerinde gözlemlerseniz belki siz karar verebilirsiniz kaldırımların ne amaçla kullanıldığına! Ancak, böylelikle kaldırımların amacına uygun kullanımı için gerekeni yapabilirsiniz.Yürüdüğünüzde tanıklık edebilirsiniz kaldırımlarımızın işportacı cennetine dönüştüğüne, oralarda denetimsizce satılan açık gıda ürünlerinin halk sağlığını açıkça tehdit eden unsurlar olabildiğine! Kavşaklara toplaşan trafik polislerimizin işlevsizliğine; seslenme uzaklığındaki aksaklık ve kural çiğnemelerine karşı kayıtsızlığına ancak yürüdüğünüzde ya da koyu renk camı olmayan taşıtlarla yolculuk yaptığınızda tanıklık edebilirsiniz.
Değerli seçilmiş ve atanmış yöneticilerimiz,
Sözlerimi uygulanması olanaksız olmayan bir öneriyle bağlamak isterim! Akşam 18-20 saatleri arasında yolunuzu Talatpaşa Caddesi’ne ve özellikle de Alsancak Devlet Hastanesi dolaylarına düşürmelisiniz! Oradaki taksi ve dolmuş terörünü görmek için! Talatpaşa-Konak hattında çalışan taksi dolmuşların akşam saatlerinde korsan taksiye dönüştüğünü de şaşırarak(!) izleyeceksiniz. Bir zahmet bu araçlardan birisine müşteri olarak binip, bir süre beklerseniz bu korsanların kendi aralarında teknolojiden de yararlanarak aklınıza gelmeyecek düzeyde iletişim içinde olduklarına tanıklık edeceksiniz.
Kuşkusuz çok şaşıracaksınız! Gördüklerinizden rahatsız olacaksınız! Rahatsızlığınız harekete geçmenizin itici gücü olacaktır. Bu itici güç kentimizi çok daha yaşanılır ve esenlikli bir ortama dönüşmesinde önde gelen etken olacaktır. Buraya kadar fazlaca iç karartıcı bir tablo çizmiş oldum. Kaçınılmazdı! Kent yollarında yürümek yaşadığınız kentin doğal ve sizler eliyle yaratılmış güzelliklerini yaşamanız fırsatı da sunacaktır. Hiç olmazsa kendinizi bu zevkten yoksun bırakmamak adına bir kez daha «Yürüyelim arkadaşlar!” diyorum.