Göztepe taraftarları arasında gelişen Türkiye Kupası maçı sonrasında yaşanan olaylar konusunda geliştirilen duyarlılık ve artık bir şeyler yapılması gerektiğine yönelik düşünceler üzerinde hassasiyetle durulmalıdır. Çünkü uzun bir zaman sonra ilk kez tribünler kendileri ile aynı tribünlerde yer alan ancak yaptıklarını onaylamadıkları kitle konusunda yüksek sesle tepkilerini dile getiriyorlar. Maç öncesi ya da sonrası bu kitlenin insanların ortaklaşa kullandıkları toplu ulaşım araçlarında estirdikleri terörü, sahaya atılanları, taraftarlığın göstergesi olarak edilen küfürleri, alkol tüketimi sonrasında yapılan rezillikleri vb. gibi pek çok eylemi reddetmemiz gerektiğini söyleyerek, adeta beyaz bir sayfa açıyorlar. Yapmaya çalıştıkları aşığı oldukları kulüplerini; insanca bir ortamda gerçek bir futbolsever gibi desteklemek, oyundan keyif alabilecek bir atmosferin yaratılmasına katkıda bulunabilmek ve belki de hepsinden önemlisi takımları ile gurur duyulacak bir taraftar kitlesi olduklarını tüm ülkeye gösterebilmek.
Futbolu ve içinde yaşadığı kenti seven herkesin takım ayrımı yapmaksızın bu sese kulak vermesi gerekmektedir. Çünkü Göztepeli duyarlı taraftarların yüksek sesle dile getirdikleri bu sorunlar sadece Göztepeliler için değil tüm takımlarımız için geçerlidir. Metroda yürüyen merdiveni durdurup ortamı terörize etmekten çekinmeyen, yaşlı-genç-çocuk demeden insanları taciz eden taraftar bozuntuları hepimizin sorunudur ve bu kitleyle topyekun mücadele etmek gerekmektedir. Bu konuda sadece emniyeti göreve çağırmak ya da çıkartılan yasalardan medet ummak yetersiz kalacaktır. Takımlarımıza ve futbola sahip çıkarak, tribünlerde futbola dair yeni pencereler açmak suretiyle oyunun gerçek sahibinin bizler yani futbolseverler olduğunu öncelikle kendimize göstermeliyiz ki, sahalarda ve sokaklarda buna inanan ancak bir türlü kendisini öne çıkartamayan insanlar da sürece katılabilsinler.