Brezilya Topraksız Köylüler Hareketi ve Türkiye

Türkiye’den çok uzaklarda, Brezilya’da topraksız işçiler ve topraksız bırakılan köylüler, dünyadaki benzerlerine örnek olabilecek kolektif bir dünya yaratıyorlar. Bu kolektif dünya, Brezilya Topraksız Köylüler Hareketi(MST-Movimento dos Trabalhadores Rurais Sem Terra) tarafından gerçekleştiriliyor. MST’in,Türkiye’nin toplumcularına çok yabancı olmaması gerekiyor.Örneğin,15.yüzyılda bu topraklarda Şeyh Bedrettin ve Börklüce Mustafa Hareketi yaşandı.Her soydan ve inanıştan insanlar,ortak bir yaşam kurmak için mücadele ettiler. Aydın’daki Ortaklar adının onlardan kaldığı söyleniyor.1968’’li yıllarda,İzmir-Atalan ve Göllüce köylerinde insanlar toprak işgalleri yaptılar.Onlara,üniversiteli gençlik örgütleri,o zamanki kimi ilerici partiler,aydınlar destek verdiler.Günümüzde de Türkiye’de,küresel kapitalizm milyonlarca köylünün toprağı bırakmasına ve işsizliğe neden oluyor, Güneydoğulu tarım işçileri geçimlerini sağlamak için başka bölgelerde çadır yaşamı sürdürüyor .Kırsal çöküş sürecini yaşıyor ve çözülüyor.

Geçmişimizden de yararlanarak MST hareketinden dersler çıkarmak olası.Yazı bu yaklaşım içinde kaleme alındı.

MST NEDİR?

MST, topraksız işçiler ve topraksız bırakılan köylüler için,barınma, okul, sağlık ve kredi gibi öğelerden oluşan bir tarım reformunu gerçekleştirmeye çalışan bir kitle hareketi. MST geçmiş 27 yıllık mücadele sürecinde, 400 binden fazla aileyi (2 milyondan fazla insanı), çoğunluğu kolektif üretim kooperatifleri şeklinde tarım yapılacak topraklara yerleştirmeyi başardı. İşgal ettiği topraklarda kollektif tarımı örgütledi.Alternatif eğitim ,alternatif tıp ve ekolojik tarım yöntemlerini yaşama geçirdi. Bir yandan dünya tarım tekellerine karşı büyük gösteriler düzenlediler, diğer yandan onların genetiği değiştirilmiş ve terminatör(yok edici) tohumlarına karşı, kendileri ve küçük çiftçiler için tohum ürettiler. Küçük çiftçilerle kooperatifler kurarak ürünlerini işlediler ve büyük gıda pazarlamacılarına karşı köylü pazarları oluşturdular. Bir başka deyişle, bütün yönleriyle yeni bir yaşam örgütlediler. Aynı zamanda Brezilya politik mücadelesinde toplumculuğun en etkin yapı taşlarından biri oldular. MST, Via Campasina(UluslararasıÇiftçi Hareketi)’nin de önde gelen örgütleyicisi ve dünya sosyal forumunun temel unsuru durumuna geldi. Ancak bu başarılı mücadelelerin maliyeti çok ağırdı. 1500’den fazla kır aktivisti ,ordu, polis ve toprak sahiplerinin silahlı çeteleri tarafından öldürüldüler.

MST mücadesi,”İşgal et, Diren, Üret” sloganıyla belirtilen üç aşamayla gerçekleştirilir. MST toprak işgalini, özel mülkler ekilmediği ya da mülk sahibi ile işçiler arasında çelişkiler ortaya çıktığı ya da çevresel zararın doğduğu koşullarda kamulaştırılabilir şeklindeki Brezilya Anayasası’ndaki bir maddeye dayandırır. Bir başka deyişle MST’nin doğrudan eylemleri bu anayasal maddeyi desteklemektedir ve tersi de geçerlidir. Ancak medya ve sağ partiler, bunu bir haktan çok ‘yasadışı eylem’, topraksız köylüleri de adeta bir başka ülkenin topraklarını işgal eden çapulcular gibi göstermeye çalışıyor. İşgal edilen topraklar, üzerinde üretim yapılmayan ya da yarı yarıya üretim yapılan ve geçmişte de büyük toprak baronları tarafından kendilerinden çalınan geniş topraklardır.

Toprak işgal ederek plastik çadırlarda yaşamaya çalışan aileler ,bir yandan toprak sahiplerine bağlı yarı askeri güçlerin vahşi saldırılarına karşı direnirler,bir yandan da üretime başlarlar. Hükümet üretimi tanıyıncaya değin, işgal sürdürülür. Bir süre sonra, hükümet işgali tanımak zorunda kalır ve bu toprakların artık topraksız köylülere ait olduğunu ilan eder. Bu süreç içerisinde, hükümetin teknisyenleri topraksız köylülerin işgal ettiği toprakların üretime uygun olup olmadığını araştırır. Sonunda topraklar köylülere verilir. Ardından, son safhaya girilir. Artık, üretimin kolektif bir biçimde örgütlenmesi ,ürünün adil bir biçimde pay edilmesi ve satılması konusu gündeme gelir. Üretim, kooperatifler aracılığıyla kolektif olarak yapılır. Kısaca ,MST ekonomik ve toplumsal ilişkileri dönüştürme yanında, yeni bir insan ve yeni insani ilişkiler yaratma görevini de üstlenmiştir. Günümüzde MST,hareket içinde sürekli olarak kadınların, etnik azınlıkların (Yerliler ve Siyahlar) eşitliği ve insan onuru için de mücadele veriliyor. MST’de ulusal önderlerinin yüzde ellisi kadınlardan oluşuyor..

MST’in önemli özelliklerinden birisi de özerkliğidir.Hiçbir sendika, siyasi parti ya da kliseyle organik bağı yoktur. Bu özerkliği oluşturan iki belirleyici unsur söz konusudur.Bunlardan birincisi,hareketin para politikasıdır.MST,kendini finanse eder.Kendilerine toprak ve kredi sağlanan yerleşim birimleri,daha sonra ürettikleri kaynakların bir kesimini harekete aktarırlar.İkincisi ise,kadrolarını oluşturma biçimidir.Hareket,kendi kadrolarını yaratarak özerk olabileceğini düşünmüş,bu amaçla,aşağıda da anlatılacağı üzere açtıkları okullarda militanlarını yetiştirmiştir.

MST’nin ideolojik boyutu, Brezilya’nın ve toplumculuğun bütün deneyimlerini üzerinde taşır. Algılamak için,Marx, Engels, Rosa Luxsemburg,Lenin,Gramsci, Mao, Carlos Marigalle, Che Guevera ile Özgürlük Teolojisi ve Poula Freire’yi anlamak gerekmektedir.Bu nedenle topraksızlar’ı sadece bir düşünsel çizgi ile aynılaştırmak ve tanımlamak olası değildir.Hareketin gelişmesinde Özgürlük Teolojisi’nden esinlenen papazların da özel bir önemi olmuştur. Papazlar ve toplumcular kırsal bölgeleri gezerek köylülerin sorunlarını cennette değil,yeryüzünde çözmek için örgütlenmek ve savaşmak zorunda olduklarını anlatmışlardır.

MST VE KOOPERATİF ÖRGÜTLENME

Brezilya’da iki kooperatif örgütlenmesi var. Brezilya Kooperatifleri Örgütü (OCB) kırsal toprak sahiplerini temsil ediyor. Brezilya Tarımsal Reform Kooperatifleri Ulusal Konfederasyonu ise 1994’de bir toprak reformu kooperatifleri ağı tarafından yaratılmıştır ve MST’nin, toplumsal ve politik etkinliklerini destekleyen “ekonomik kolu” olarak görev yapmakta. MST’nin yerleşimleri, yerel, eyalet ve ulusal düzeyde tarımsal üretim kooperatifleri şeklinde örgütlemektedirler. Aslında, MST’nin kooperatif yapısı yerleşimcilere sağlanacak ekonomik geri dönüşler kadar toplumsal gereksinimleri ve politik sonuçlarını da ele almaktadır. Kredi, pazarlama desteği ve teknik yardım, kooperatifler tarafından tarımsal etkinlikleri, kârlılığı ve yaşam standartlarını iyileştirmek için sunulmaktadır .

Kooperatifler,üreticiler ve tüketiciler arasında güçlü bir ilişki sağlama aracı haline gelmişlerdir.Bu durum tarım reformunun, kentli nüfus açından taşıdığı önemi de göstermektedir.Kooperatifler,kendi üretimleri üzerinde denetim sahibi olmayan diğer örgütlenmelere oranla göreli bir mali özerkliği de sahiptirler. MST, kooperatifler aracılığıyla elde ettikleri ekonomik güçle, politik gücü de denetlemektedir.Bu aynı zamanda,”yeni bir toplum için yeni kadın ve yeni erkeğin” yaratılmasını sağlamaktadır.

MST’DE YÖNETİM ve DEMOKRASİ

MST birimlerinde, üretim, pazarlama, eğitim, sağlık, siyaset, kültür ve bunun gibi kararlar demokratik süreçler işletilerek alınır. Basit çoğunluktan kaçınılır .Dayatmaktan çok ikna yöntemler denenir. Birimlerdeki üyelerin aynı görüşte olmaması durumunda kararlar ertelenir. Yıllık bütçe genel bir toplantıya sunulur ve kârın dağılımı için üyelerin çoğunluğunun onayı gerekir .Ancak karar sürecine yüzlerce insan katıldığında bu basit bir iş değildir. Aile üyeleri sık sık yapılan toplantılara katılırlar; öneriler oluşturarak, soru sorarak, sorunları tartışarak, karar alırlar. Normal olarak, gündem önceden bilinir ve katılımı iyileştirecek kimi yöntemsel araçlar kullanılır. Kadınların ve gençlerin özgür biçimde konuşma olanağı vardır. Kimi yerleşimlerde evli üyeler , ancak her iki çiftin de katılmasıyla kabul edilir.. Toplantılar, MST marşı ve şarkılarla başlar ve biter.

MST yerleşimlerinde, topluluklara sayı olarak bir sınırlama getirilmiştir.Yerleşimler 70 aileden daha fazla olmazlar. Çünkü insanların birbirlerini tanıması ve her zaman özne olarak yer alması istenmiştir. Bu topluluk, Çekirdek denilen 8-10 aileden oluşan küçük gruplara bölünür. Gruplarda alınan kararlar bir kadın ve bir erkek koordinatör tarafından koordinatörler toplantısına aktarılır. Bu özyönetim biçimiyle her üye her karara katılma olanağı bulur. Koordinatörlerin temsil hakkı yoktur, yalnızca kararları iletirler.

EĞİTİM

MST’nin toprak reformu programının önemli bir önceliği, eğitimdir. Eğitimde,okur yazarlığı artırma yanında,teknik bilgilerle donatım ve doğru politik bilgilendirme amaçlanır. Hareket bütçesinin yüzde elliden fazlası kendi militanlarının eğitimine ayrılır. İki ay süren okulları, haftalık seminerleri ve ilerici üniversitelerle ortak programları vardır. MST’nin iki yıllık teknisyenler okulları, yakın zamanda Brezilya Eğitim Bakanlığı tarafından kabul edilmiştir. Eğitim etkinliklerinde yerleşimciler, kendi öğretmenlerini seçebilirler, öğrenim sürecinin konuları ve yöntemlerini değiştirebilirler MST’de, üye, kadro ve militanlarının politik-toplumsal eğitimine de büyük önem verilir. Çünkü köylüler serbest piyasa kapitalizminin varsayılan nimetlerininin çekiciliğine kapılabilirler. Bu nedenle, eğitimde kapitalizmle mücadelenin öznel alanı da dikkate alınır.

MST HAREKETİNİN GETİRİLERİ

MST’nin toplumsal ve politik birçok getirisinin olduğu söylenebilir. MST;

• Herkes için toprak reformunun ,yeni güç ilişkileri ve kapitalizmden farklı yeni bir kalkınma modeli içinde uygulanabileceği gösteriyor. Anılan toprak reformu ,kapitalist modelden çok farklı bir toprak reformudur. Bireysel işletmeler yerine, ortaklaşa bir üretim örgütlenmesi sürecini inşa etmektedirler.

• Kolektif çalışma özel mülkiyet haklarını sorguluyor ve bir başka mülkiyet ve zenginlik dağılımı biçimini meşrulaştırıyor.

• Brezilya halkına ve dolaysıyla aynı sorunları paylaşan üçüncü dünya ülkelerine, sorunlarının yeni-liberal politikalardan kaynaklandığını ortaya çıkarmış bulunuyor.

• Örgütlenmede başarılı olma yanında kalıcı olmanın, aşağıdan yukarıya oluşturulan bir süreç içinde inşa edilebileceğini kanıtlıyor. Buradaki temel nokta, MST’in Halk Projesi’nin, insanlara içselleştirerek anlatılmasından ve bunlar için mücadele etmesini sağlayarak yapısal değişime dönüştüren bir yaklaşım olmasından geçer.

Özetle MST uygulaması, topraksızların kendileri ve genel olarak da Brezilya toplumu için halk kesimlerinin içinden doğacak yeni bir toplumun çekirdeği olduğunu gösteriyor. Ortaya çıkan toprak reformu sektörü, ekonomik, toplumsal, politik ve kültürel değişiminde merkezi bir rol oynuyor.

MST HAREKETİ ve TÜRKİYE

Brezilya Topraksız Köylüler Hareketi, Türkiye’nin toplumcuları ve ilerici partiler açısından büyük bir önem taşımalıdır. Her ne kadar, iki ülke arasında tarihsel ve kültürel farklılıklar bulunmakla birlikte, iki ülke de benzer toplumsal-ekonomik yapıyı ve dayatmaları paylaşıyorlar. Örneğin her iki ülke de “devletçi” popülist ekonomik modellerden, Uluslararası Para Fonu(IMF), Dünya Bankası(DB) gibi örgütler tarafından tasarlanan ve yönetilen yeni-liberal bir rejime geçmiş bulunuyorlar. Bunun sonucu olarak da milyonlarca yoksul köylü ve topraksız işçi topraklarından devlet zoruyla ve sermayenin yoğunlaşması sonucunda atılmış bulunuyor. Her iki ülkede de gelir dağılımı açısından büyük eşitsizlikler var. Her iki ülke de IMF’nin “yapısal uyum politikaları”nın hedefi durumunda kaldı. Politikalar, gümrük duvarlarının indirilmesi, tarımsal desteklerin giderek azaltılması, var olan desteklemelerin ise büyük kapitalist işletmelere yönlendirilmesi ve stratejik sanayilerin özelleştirilmesi gibi öğeleri içerdi.

MST hareketinden Türkiye için dersler çıkarmak olası mı? Elbette ,iki ülke arasında yapısal,kültürel ve politik farklılıklar var. Bununla birlikte, Türkiye’deki bölgesel farklılıklar dikkate alınarak dersler çıkarılabilir. Bu dersler;

Direnme.İç ve dış sömürüye karşı direnme fikrini ve eylemini geliştirme. Ancak direnişi sınıf kavramı içinde ele alacak çalışmalar yapma.

Örgütlenme.Maddi üretimden sanatsal üretim sürecine dek uzanan süreçte kooperatifleşmeyle sorunların çözümü konusunda çalışmalar yapmak ve kolektif yaşam tarzını geliştirme.

Demokrasi ve özyönetim. Örgütlenmenin araçları olan kooperatif ve diğer kolektif yapılarda, yöneten önderlerle üyeler arasında özgürce tartışan ve kararlar alan demokratik meclislere dayalı iç yapı oluşturma. Bir bakış açısı birliği içinde fikirsel çeşitliliğe olan saygıyı geliştirme. Kooperatif etkinliklerini, planlama ve özyönetim ilkeleriyle öne çıkarma.

Toplumsal katmanlar arasında güçbirliği. Kent yoksulları, sendikalar ,kooperatifler ve ilerici meslek örgütleriyle güçbirliği yaparak iç ve dış sömürücülerin partilerine karşı bir politik seçenek inşa etmek üzere ittifaklar yaratma. Bu bağlamda dinin sömürüye karşı var olan gizil gücünü ortaya çıkaracak çalışmalar yapma.

Kadın ve erkek eşitliği. Özellikle kırsal kesimde erkek egemenliği temelinde var olan yapılanmaya karşı tavır geliştirme.

Eğitim ve sürekliliği.Yaşamın her alanını kucaklayacak şekilde eğitim verme ve sürekliliğini sağlayacak çalışmaları düzenleme.Eğitim çalışmalarında kooperatif örgütlenmeyi öne çıkarma ve ilerici örgütlerle eğitim konularında da işbirliği yapma.

Yeni bir dünya inşa etmenin olası olabileceği. Eşitsizliğe, iç ve dış sömürüye karşı daha eşitlikçi bir düzenin kurulabileceği inancını geliştirme gibi başlıklarla özetlenebilir.

MST,bugün salt Brezilya’da değil,dünyanın birçok ülkesinde topraksız ya da az topraklı köylülere kolektif bir yapı ile daha güzel bir dünyanın kurulabileceğini gösterdi,gösteriyor.MST’nin belki de bu kapsamda en büyük başarılarından birisi, insanlara kendileri için çalışmak ve çocuklarının eğitimini sağlamak oldu.Daha ilerisi insanlara bir saygınlık kazanma olanağını verdi ve bilincin dışarıdan değil içerden yaratıldığı taktirde kalıcı olabileceğini bizlere öğretti.Ancak bu kolay olmadı.Direndiler ve kimileri ölerek,kısaca bedel ödeyerek bunları elde edebildiler.Onlara,Türkiye’den bin selam olsun.

Teşekkür:Yazının hazırlanmasında, «Metin Yeğin,Topraksızlar/Brezilya’daTopraksız Köylü Hareketi:MTS.İletişim Yayınları,2004.” ve «(Ed.);Samir Amin,XXI.Yüzyılın Meydan Okumaları Karşısında;Köylü ve İşçi Mücadeleleri.Özgür Üniversite Kitaplığı,2008” kitaplarından yararlanılmıştır.Emekleri için teşekkür ediyorum.

Bunları da sevebilirsiniz