TARIMDA ÇÖKÜŞ: NEDENLERİ VE ÇÖZÜM YOLLARI/3

“Tarımda Çöküş:Nedenleri ve Çözüm Yolları ½”yazılarında tarımda çöküşün dış ve iç nedenler özetlenmişti.Bu bölümde ise tarımın çöküş göstergeleri maddeler halinde sıralanacaktır.

Tarımın Çöküş Göstergeleri

1. Kırsal kesim yoksullaştırılarak devlet–halk bütünleşmesi parçalanma sürecine sokuldu. Tarımsal Kit’ler ile kırsal kesime sağlanan hizmetlerin yerli ve yabancı sermayeye aktarılmasıyla, örgütlenmemiş üreticilerin devlet ile bağı zayıflama sürecine girmiştir. Bu durumda çözüm için, cemaat-tarikat ya da etnik kimlikler giderek devreye girmekte, ulus ve sınıf kimliği ikinci plana düşmektedir.

2. Kente göç etmek zorunda bırakılan köylüler, daha ucuz işgücünü oluşturmaktadırlar. Örgütlenme eksikliği nedeniyle öncelikle küçük ve orta ölçekli işletmeler ürünlerini yeterince değer fiyata satamamıştır, bunlar çözülerek kente göç etmeye başlamışlardır. Bu durum, şehirlerde daha ucuz iş gücünün kaynağını oluşturmakta ve temel tüketim mallarının üretim maliyetini düşürmektedir. Dış satım ürünlerinin bu şekilde daha ucuz pazarlanması, aslında Batı’ya kaynak aktarımının (emeğin ucuza getirilmesi ile) bir aracı olmuştur.

3. Tarımsal üretimin uygulanan politikalar sonucu azalması, emperyalist Batı’nın tarımsal ürün fazlalık ve stoklarının eritilmesine yaramıştır. Tarımda özelleştirme sonucu, Türkiye’nin temel tarımsal üretiminde önemli gerilemelere neden olmuştur. Bu durumda tarım ürünleri dışsatımcısı olan Türkiye dışalımcı bir ülke durumuna gelmiştir. Türkiye’nin tarım ham ürünleri ticaretinde sürekli açık vermektedir.Dolayısıyla UPF ve DB aracılığıyla AB ve ABD güdümündeki politikalar, emperyalist Batı’nın tarımsal ürün fazlalık ve stoklarının erimesine hizmet etmiştir.

4. Tarımsal endüstri alanında tekelci küresel firmaların payı artmıştır. Özelleştirmeyle Tarımsal Kit’lerin devreden çıkması sonucu, tohum, damızlık, ilaç ve gübre gibi girdilerde, tekelci küresel firmaların payı artmıştır. Fiyat belirleme giderek bunların denetimine girmiş, aynı zamanda tarım topraklarının ve suyun kirlenmesi de kimi bölgelerde artmıştır.

5. Tarım arazileri ucuza kapatılmaya ve tekelci küresel firmaların güdümünde dışsatıma dönük organik tarım çiftlikleri kurulmaya başlanmıştır. Köy yasası değiştirilerek tarım arazileri yabancılar tarafından ucuza kapatılmaya ve bu arazilerde organik tarım çiftlikleri kurulmaya başlanmıştır. Çiftliklerde sağlıklı ürün üreterek stratejik üstünlük kurmakta, aynı zamanda üretimi yönlendirmektedirler. Türkiye’ de organik tarım, tekelci küresel firmaların denetimine girmiş bulunmaktadır.

6. Tarımsal üretim politikaları tekelci küresel firmaların denetimine girmiştir. Özelleştirme ile Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı’nın elinde kamu yararı için kullanacakları herhangi bir örgüt kalmamak üzeredir. Bu durumda Bakanlık örgütü işlevsiz duruma gelmiştir. Kırsal kemsin örgütlenmesi de yetersiz olduğundan tarımsal üretim politikaları ve uygulaması tekelci küresel firmaların denetimine girmiştir.

7. Türkiye’nin tarımsal araştırıcı gücü, Batı’nın denetimine girmek üzeredir. Tarım Bakanlığı’nın işlevsiz duruma getirilmesi, kırsal kesimin örgütlenmesinin yetersiz oluşu Ar-Ge kaynaklarının yetersiz ve eşgüdümün olmayışı gibi nedenlerle, ancak bunların ötesinde ulusal bilincin köreltilmesi sonucu, Türkiye’nin tarımsal araştırıcı gücü de Batı’nın denetimine girmek üzeredir. Bu durum, bilimsel alt yükleniciliği kabullenmek anlamındadır. Ancak kimileri bunun ayırtında değildir, kimileri de bu alt yükleniciliği kişisel çıkarları için onaylar durumundadır. Özet olarak şu söylenebilir;Türkiye tarımında gözlemlenen çöküş,dışa bağımlı neo-liberalizmin sonucudur.İktidarlar,politikacılar gelip geçmektedir,ancak tarım politikaları hiç değişmemektedir. ABD/AB’de tekelci şirketlerin güdümünde olan Uluslararası Para Fonu(UPF), Dünya Bankası(DB) ve Dünya Ticaret Örgütü(DTÖ) gibi kuruluşlar ne diyorsa onlar uygulanmıştır.

Bunları da sevebilirsiniz