Unutmak isteyenler olabilir. Yazımda onlara “Amerikan Seçimleri Üzerinden Küba Krizini Anımsatmak” istiyorum.
Ancak önce bir haber:
Tam bugün,ancak 12 yıl önce 8 Kasım 2008 tarihinde medyaya “ABD’de değil Van’da!” adlı bir haber düştü.
Van Köylüleri Obama İçin 44 Kurban Kesmişlerdi!
Haberde:”Van’ın Gürpınar ilçesi Çavuştepe köyünde, Amerika’nın 44. Devlet Başkanı olan Barack Obama için köylüler, cuma namazından sonra köy meydanında 44 koyun kurban etmişler. Obama’nın dedesinin Müslüman olduğu için kurban kestiklerini dile getiren köylüler, Obama’dan dünyayı kasıp kavuran ekonomik kriz ve savaşların durdurmasını istemişler. Kurbanlıkların kesildiği alanda ‘İçimizden birisin’, ‘Obama Vanlılar seni seviyor’, ‘Sen dünyanın kaderini değiştirecek adamsın’ şeklinde posterler açan köylüler Obama’ya olan sevgilerini dile getirmişler.
Köylüler adına basın açıklaması yapan Abdulkerim Kulaz, Barack Obama’nın ABD’nin yeni başkanı seçilmesinin, dünyada yaşanan demokrasi harekatının en bariz örneği olduğunu belirttmiş.
Fakir bir ailenin çocuğu olarak, çalışma ve yaşam azmiyle zorlu yolda bu zaferi kazanan Obama’yı kutladıklarını ifade eden Kulaz, “Kendisine duymuş olduğumuz sevgiyi ifade etmek için ve ABD’nin 44. başkanı olması vesilesiyle 44 kurban keserek başarısını kutlamak istedik. Türkiye halkının başından beri Obama’yı destekliyor olması da kendisine duyduğumuz sevgiyi körüklemiştir. Umarız dünya kardeşliği için savaşsız ve kaossuz bir barış ortamı için çaba sarf edecektir.” demiş.
…..Yapılan basın açıklamasından sonra davul zurna eşliğinden halay çekerek eğlenen köylüler, daha sonra kurbanlarını kesmişler.
Ve köyde toplanan 60 kişi, kurban etinden yapılan kavurma ve pilavı afiyetle yemişler.”
Amerikan Seçimleri Türkiye okumuşlarının yüksek düzeyde tartışmalarına neden oldu.
Yapılan tartışmaların çoğunda “ABD’deki müesses nizam üzerine;lobiler, istihbarat örgütleri, uluslararası şirketlerin siyaset üzerindeki etkilerinin yaşamsal düzeyde önemli ve bir imparatorluk mekanizmasıyla stratejilerin yapıldığı,dolayısıyla başkanların rollerinin sınırlı olduğu unutturuldu .”
Bir Anımsatma Ve Bir Anı
ABD ile Sovyet Rusya, Küba ve Türkiye üzerinden Nükleer Başlıklı Füze pazarlığı yapmışlardı.
Anımsatalım:”Küba Füze Krizi, Ekim 1962’de dönemin iki süper gücünü ilk kez doğrudan karşı karşıya getiren ve dünyayı nükleer savaş tehditi altında bırakan bunalımdı.
Bu iki süper güç birbirlerinin sınırlarına nükleer başlıklı füze yerleştirerek aleni bir şekilde birbirlerini tehdit etmişlerdi.
Bu sürecin temelinde, ABD’nin Küba’da devrim sonrası gelmiş Fidel Castro hükümetini devirme amacı yatmaktaydı.
Dönemin SSCB Sekreteri Nikita Khrushchev 27 Ekim 1962’de Kennedy’e gönderdiği mektupta, Türkiye’deki füzelerin de sökmelerini (Türkiye ile ABD Jüpiter füzelerinin yerleştirilmesi konusunda 1959’da anlaşmış ve 1961’de füzeler İzmir Çiğli’ye yerleştirilmişti) açık bir şekilde dile getirmişti.
Uzatmayalım; yapılan pazarlık sonucunda füzeler, gerek Küba, gerekset Türkiye’den apar topar sökülmüşlerdi.
Ben bu olaya tanık oldum.Anım şöyle: İzmir Atatürk Lisesi’nde okudum. Sabahları Konak’tan liseye Kordon boyunca yürüyerek giderdim. Nükleer başlıklı silahların taşınmasını bizzat gördüm.
Önce ne olduğuna anlam veremedim.
Yıllar sonra ABD’ye karşı İzmir’de “Yankee Go Home” toplantılarını düzenlerken ya da etkin görev yaparken bu konuda,daha doğrusu Amerikan Emperyalizmi ve de adı ne olursa olsun super güç olan reel sosyalist ülkelerin de kendi çıkarları için daha küçük devletleri satışa çıkardıklarını öğrendim.
Ve “Ne Amerika,Ne Rusya, Tam Bağımsız Türkiye!” şiarını savundum ve savunmaya devam ediyorum.
Sözümü,Rahmetli İsmet İnönü’nün deyişi ile bitirmek isterim.
“Büyük devletlerle ilişki kurmak, ayı ile yatağa girmeye benzer!” demişti. Anımsayan var mı?