Avrupa Asya’nın İçindedir! Başta Almanya, Avrupa, Asya’ya Mecburdur!

AVRUPA VE AVRASYA

Uzatmamak için yalnızca apaçık ortada olanı söylemekle yetinelim: Avrupa Asya’nın içindedir.

“Avrasya” sözcüğü, Avrupa ile Asya “kıtalarını” karşılayan sözcüklerin birleşik hale getirilmesinden çıkmıştır. Avrupa’nın “avr” harfleri ile Asya’nın bütün harfleri arka arkaya getirilmiştir. Neden? Aslında Avrupa bir “kıta” da değildir. Asya’nın “batıdaki ucu”dur. Kıtalardan ayrı bir toprak parçası olarak “kıtalaştırılması” ve kendi adı olmasının düşünülmesi, ve bunun yerleşmesi Yeni Çağ dönemindedir. Orta Çağ’da Avrupa’da bir Avrupalılık bilinci de yoktu, yüksek bir uygarlık da. Orta Çağ boyunca Avrupa henüz “Batı” değildi. 1 Ama kendini dünyanın merkezi sanıyordu. Ne zaman ki Avrupa bir dış düşman belirledi (9. ve 10. yüzyıllar), işte o zaman kendini tanımlama ve savunma durumuna girdi. Bunun sonucunda “Asya’nın batı ucu”, özel ve ayrı bir yer olmakla kalmadı, kendisi dünyanın hakimi olmaya da kalktı.

Tarihin bundan sonrası herkesin bildiğidir. “Akdeniz dünyası” sona erince Avrupa, “keşifler” ve sömürgeler dönemini açtı. Atlantik sahillerinden başlayan “kıta” dışına açılma, sonraları bütün Avrupa devletlerinin sömürgeci olmasıyla devam etti. Evet artık Avrupa, dünyanın “gerçekten” merkeziydi. Her yere ve her yöne doğru yola çıkan gemiler hep Avrupa limanlarından ayrılmaktaydı. Aydınlanma, Devrimler, bilimsel gelişmeler, Rönesans, dinsel Reform vb. “sadece Avrupa’da” olduğundan, Avrupa uygarlık kaynağı olarak da dünyanın merkezi olmuştu! Başka yerlerde uygarlık yoktu! Avrupa ve Avrupalılar her şeydi!

Sömürgecilikten ve ticaret döneminden sonra kapitalizmiyle emperyalizme evrilen Avrupa (19. yüzyıl sonu), Asya’da sömürgelere sahipti. Asya ile eşit durumda olamazdı! Üstündü, ezendi, sömürendi.

20. yüzyılda rüya sona erdi. Dünyanın ve uygarlığın merkezi, emperyalizmin merkezi olmuştu. Bu durumda Asya ile gene eşit durumda olamazdı! Artık üstünlüğü tartışılır durumdaydı ama Asya düşmandı. Düşmanla eşit ve aynı durumda olunur muydu?

Sonuçta tarihte ve yakın tarihe kadar Avrasya olgusu ve gerçeği ortaya çıkamadı.

Bugün sorular var; bunlar neler olabilir? Avrupa ile Asya’nın eşitliği bugün sağlanmış durumda mı? Yoksa Asya’nın Avrupa’dan üstünlüğü mü ortaya çıkmış durumda?



“BATI” VE AVRASYA

“Doğu’nun rahatlığı“ ile “Batı’nın sorunları ve sıkıntıları”nı hiç karşılaştırdınız mı? Yaparsanız karşınıza somut bir tablo çıkar. Bunun için bazı olguları sıralayalım:

  1. Doğu’ya bakış sonucu görülenler

  • Doğu’nun beylerinden (Çin Halk Cumhuriyeti, Rusya Federasyonu ve Hindistan) hiç birisinde şu anda siyasal istikrarsızlık yoktur.

  • Dünyadaki ekonomik krizlere seyirci ve gözlemci durumdadırlar.

  • Ekonomiler belirsiz olmak ve kırılganlık bir yana, hepsinde yükseliş süreci devam etmektedir (her ne kadar Hindistan’da bir performans kaybı sözkonusuysa da önemli bir güçsüzlükten ve çöküşten ve söz edilemez).

  • Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) içinde birlik durumundadırlar.

  • Birlikleri sorunlar ve sarsıntılar içinde değildir. Aksine birlik içinde dayanışma ve güven eğilimleri belirgindir.

  • Birlik gelişmekte, etkinleşmektedir, birliğe katılım eğitilimi somuttur.

  • Bölgesel gerginlik ve savaşlara barış yönünde müdahildir. Ve bu olumlu değerlendirilme nedenidir.

  • Terör tehdidi alt düzeydedir.

  1. Batı’ya bakış sonucu görülenler

  • Çok az sayıdaki Avrupa ülkeleri dışında tutulacak olursa genel olarak Batı’da siyasal istikrarsızlıkları tehlike olarak görenler çoğalıyor.

  • Ekonomik sorunlar, özellikle ABD için, tavan yapmaya doğru gidiyor. ABD bütçe-borç sorunu yaşıyor.

  • Uluslararası alanda ABD dolardan kaçışın yaygınlaşmasından korkmaya başladı. Çünkü Doların dünya saltanatı sonuna gelmiş bulunmaktadır.

  • ABD’nin bir önlemi olmadığı gibi, “dünyanın en borçlu ülkesi” olarak ABD çöküşüne karşı çaresiz durumdadır.

  • NATO giderlerini ABD dışında hiç kimse ödemek istemiyor. Üyelerin bir kısmının zaten ödeme gücü yok.

  • ABD de NATO giderlerini yalnızca kendisinin üstlenmesinin enayilik olduğunu düşünmeye başladı.

  • ABD, NATO’nun gerekli ve yararlı olup olmadığını düşünüyor. NATO “modası geçmiş” ve “son kullanım tarihi” bitmiş bir örgüt mü?

  • Genişlemiş NATO’da “ortak konsept” belirlenemez hale gelmiştir.

  • Başta Almanya olmak üzere Avrupa’da ABD’ye (ve kısmen de NATO’ya) mesafeli davranma giderek gelişmektedir.

  • Almanya gibi en önemli ortağın ABD tarafından dinlenmesi dolayısıyla okyanusun iki yanı birbirini suçlar duruma girmiştir. Bunun anlamı, dayanışmadan, karşılıklı güvenden ve iç güvenlikten yoksundurlar.

  • Wikileaks bir rezalet sergilemiştir. Snowden ABD için bela olmuştur. ABD Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA) skandalı, ABD iç güvenliğinin ne ölçüde büyük sorun olduğunun göstergesi olmuştur.

  • Avrupa Birliği (AB), birliğini ve bütünlüğünü sürdürmekte zorlanmaktadır. Kopmalar başlamıştır.

  • AB’nin ortak parasının sorun yaratıcı olduğu ortaya çıkmıştır. Kısa bir süre sonra ortadan kaldırılacağına kesin gözüyle bakanlar var.

  • Batı dünyası ideoloji ve varoluş sorunları ile gelecek kaygıları içindedir. Batı uygarlığı çok yönüyle sorgulanmaktadır.

  • Avrupa ülkeleri terör tehdidi altındadır. Girişimler sürme ve artma eğilimindedir ve genel olarak korku yaratmış durumdadır.

  • Batı, Başta ABD bölgesel sorunların ve savaşların nedeni olarak görülüyor. Dünya çapında olumsuz görülmelerine yol açıyor.



JEOPOLİTİK

Jeopolitik çok önemlidir. Bir anahtardır çünkü. Jeopolitik kadar önemli olan bir başka kavram daha düşünebiliriz, “jeosezi” 2 . Siyasal coğrafyaya dayanarak tahlil yapmanın belki de bir adım ötesi, coğrafyaya dayanarak, coğrafyayı gözönünde bulundurarak siyaset üretmenin anahtarı. Bu da yönelimi ve plan yapmanın anahtarıdır. Jeopolitik ne işe yarar diye sorulduğunda, önce durumu anlamaya yarar diyebiliriz, ama aynı ölçüde önemli, çözümü yaratmaya da yarar. Çözümü yaratmak, aynı zamanda jeoseziyle sağlanır. Bu, jeopolitiğin diğer etkenler üzerinde oynadığı rolü belirlemekle ilgilidir. Durumu anlamaktan bir adım ötesidir, en doğruya yönelmektir, çözümün ne olacağını doğru bilebilmektir.

Jeopolitik ne olacağını gösterir, ne olacağını bilirseniz ne yapacağınızı da bilirsiniz. Jeopolitik haritadır, pusuladır. Jeosezi ise dümeni ne yöne çevireceğinizin gereği.



SONUÇLAR VE ÖNÜMÜZDEKİ (KISA VE KISA OLMAYAN) DÖNEMDE OLACAKLAR:

Karşılaştırmada ilk akla gelenler, sürecin ne olduğunu ortaya koymuştur. Asya, Atlantik dünyasının gelişmesine önlem alamayacağı bir şekilde ve bastıramayacağı ölçüde etkilidir. 3

  • ABD’nin güç kaybı ve çöküş süreci devam edecektir.

  • AB dağılacaktır.

  • Avrupa ülkeleri Asya ülkeleriyle yakınlaşacaktır.

  • “Batı” ülkelerini birleştiren örgütlenmeler dağılacaktır. Örneğin, NATO vb.

  • ABD ve AB karşıt durumlara girme eşiğindedirler ve önce Almanya olmak üzere Avrupa ülkeleri ABD’den uzaklaşacaklardır.

  • Doğu önlenemez bir şekilde yükselmektedir. Dünyanın uygarlık merkezi Doğu’ya kaymıştır.

  • Avrupa’daki en önemli Batı ülkesi olan Almanya, Avrasya konusunda bir karar eşiğindedir. Bu, bir Avrasya ülkesi olması yanı sıra, bağımlılıklar ve bunların sonucu ortaya çıkmış mecburiyetlerin sonucu olacaktır. Almanya yeniden Doğu’ya 4 açılacaktır!

1  Bu konuyla ilgili çalışmamıza bkz. “Avrupa Ne Zaman ‘Batı’ Oldu?””, Bilim ve Ütopya , sayı 244, Ekim 2014, s. 45-59.

2  Veya “jeoönsezi” ya da “jeoöngörü”.

3  Bunun son göstergelerinden biri, “Suriye savaşı”nda insiyatifin Avrasya’ya geçmiş olmasıdır. Astana’da savaşın devamı önlenmiş, “savaş nedeni” ortadan kalmış, ABD ve Batı devre dışı olmuştur.

4  Ancak bu sefer “Doğu’ya açılım” (Drang nach Osten ), “barışçı” yoldandır ve Doğu’yla birlikte olmanın yararlı olacağı hesaplandığından, Avra ile bir arada bulunmanın kaçınılmaz bir mecburiyet olduğu anlaşıldandır.

Bunları da sevebilirsiniz