Zor Zamanların İki Savaşçısına İki Ödül..

 

2019 yılı çok önemliydi (Tıpkı 2022 gibi).. Kurtuluş Savaşı’nın ilk kurşununun atıldığı 2019 yılında ve sonrasında Hasan Tahsin’e ve istiklal savaşçılarına hakaret, karalama ve suçlama yönelten geniş bir sinsi propaganda projesi, çeşitli kitap ve yayınlarla ortaya çıktı.

Saray sofralarına kurulan sahte tarihçiler, FETÖ’cü eski polis yazarlar, Atatürkçü kisvesi altındaki kaypak kariyerist akademisyenler bu sistemli taarruzda baş rolü oynadılar.

İzmir’deki “İlk Kurşun Anıtı’nı kaldıralım” diye devlete proje sunanlar oldu (Örneğin ünlü ! tarihçi Mustafa Armağan). 15 Mayıs 1919 işgali anma resmi toplantılarını, “İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin insiyatifinden koparalım” diye resmen parlak istekler sunuldu.

9 Eylül’de İzmir’e Türk ordusunun kahraman subayları değil, Reşo Ağa diye birinin bayrak çektiğini ileri sürenler merkez medyanın ana gazetelerinde ortaya çıktılar..

İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin “Dokuz Eylül” isimli yayın organında bu taarruzlara, daha müthiş yayın taarruzlarıyla karşı koyduğumuz gazetenin o zamanki yöneticisi Murat Attila ve yine aynı yıllarda Hasan Tahsin tiyatrosunu İstanbul’da tek başına yazarak sahneye koyan ve Nil Tiyatrosu adıyla kitlelere yayan yiğit kardeşim Özgürefe Özyeşilpınar, bu istiklal davamızda önemli rol oynadılar. Dağarcık Türkiye Sitesi de hem aylık yayınları hem de yıllık toplu kitapları ile cephede yanımızda bulundu.

Saldırıları geri püskürttük.

Kimse onları pek fark etmedi, ama biz Murat Attila ve Özgür Efe’yi hiç unutmadık, bu kaypak medya-sanat ortamında onlara haklarını teslim ettik. Bu yüzden Uluslararası İzmir Araştırmaları Merkezi’nin “İzmir’in Kurtuluşunun 100.yılı” dolayısı (2022) ile düzenlediği İzmir Ödülleri’ne hak kazandılar.

Ödüller bugün ellerine ulaşmış..

Kutluyoruz onları..

Tarih, alın yazımızı yazmaya devam ediyor.

Daha çok şeyler göreceğiz..

Hele hele 9 Eylül yaklaşsın..

Emperyalizmin yepyeni maskelerle ortaya çakacağı ve kurtuluşumuzu karalayacağı günlerde görevimiz pek onurlu ve kahramanca olacak..

Avusturalya’dan ABD’ye, Avrupa’nın her ülkesine, Yunanistan’a, Güney Kıbrıs’a ve İzmir’in tam göbeğindeki parlak sınıfsal katmanlara uzanarak, İzmir’in Kurtuluşunu yerin dibine batırmak için, İzmir’i Atatürk’ün yaktığını savunmak ve böylece “İzmir Soykırımı” ilan ettirmek için yapılan çalışmaları yakından izliyoruz..

Ne yazıktır ki, devlet, hükümet ve yerel yönetimler bunlardan habersiz.. Sadece başta Ödemiş, Aydın ve ilçeleri, Uşak, Manisa gibi geleneksel kuvayı milliyeci bölgeler tam hazırlık içindeler..

İZ gazetesi yönetmeni Murat Attila ve bir zamanlar babası DİSK sendikacısı rahmetli Bülent Özyeşilpınar ile “Hasan Tahsin’i Yaşatma Derneği”ni kurduğumuz Özgürefe Özyeşilpınar’ı kutluyorum.

NOT: Dağarcık Türkiye düşünce dairesinden Prof. Suat Çağlayan, Serdar Kızık, Enis Musluoğlu gibi anti-emperyalist dostlarımıza da, hak kazandıkları İZMİR ÖDÜLLERİ, Ekim ayında Karaburun’da gerçekleşecek Ütopyalar Toplantısı’nda benim konuşmam öncesinde sunulacaktır.)

Bunları da sevebilirsiniz