Bekar kalmak ya da bekarlığı sonlandırmak temel özgürlüklerdendir. Maddi durumu iyi olan ama çocuk dünyaya getirmeyen bekar insanların Avrupa’ya gidip gezmelerinin, işten sonra eve geldiklerinde dizi izleyip kedilerini sevmelerinin bedeli olarak vergi vermeleri teklifinde bulunuldu. Evli ve çocuk sahibi olan insanların da devlet tarafından kayırılması istendi. Bu teklif ülkemizde sansasyon yarattı. Destekleyenler de oldu, karşı çıkanlar da. Bu teklifin kökeninin nasıl oluştuğuna, hangi duygulardan beslenerek yazıya döküldüğünü incelememizin toplumsal boyutta nerede olduğumuzu anlamamız için önemli buluyorum.
Sosyo -ekonomik anlamda geri kalmış toplumlarda en ilkel duygu olan haset duygusuna daha çok rastlanır. Haset duygusu yıkıcı, ötekini yok eden bir duygudur. Haset bir nevi; “bende yok, onda da olmasın!” kalıbıdır. Haset, insanın eksiklik duyduğu belki de hasret çektiği bir şeyi başkasında gördüğünde kıskançlıktan farklı olarak ötekinde de olmasını istemez. Kendisinde olamayacağına inandığı zaman, süreç seyri haset şeklinde kendini gösteriyor. Haset, geliştirici değildir. Adaleti yok ederek sağlamaya çalışır.
Haset, örneğin saçınızın uzamasını istiyor fakat uzamıyorsa, saçı uzun olanların saçını kesmektir. Ya da başarılı olan birisi hakkında ‘O kesin kayırılıyor. Başka türlü başarılı olamaz.’diyerek laftalamaktır. Bu iki örnekte de kişi, ya saçının uzun olmasını ya da başarılı olmak istemektedir. Saçının uzun olmasına ya da başarılı olmaya dair hasret duymaktadır. Hasetin hasret olduğunu kabul etmek veya farketmek zordur, farkındalık gerektirir. Kişi, kendisinin eksik olan yanını görmesi ve kendisinde olmayana hasret olarak yaşadığını farketmesi ne büyük bir kazanç olur.
Evli ve çocuklu olmanın yükümlülükleri olduğu kadar konforu da bulunmaktadır. Aynı şey elbette bekar olanlar için de geçerlidir. Hayatı nasıl yaşadığınız, nasıl anlamlandırdığınız ile ilgilidir ve seçimler kişinin kendi hayatını etkiler. Başkasının hayatını etkilemez. Bekar olma ve çocuk doğurmama kararını yargılayıp, bu kararı için insanlara bir bedel ödetmeye çalışmanın altında yatan duygu has(r)et değil de nedir?
