Dünya Basınından Türkiye / İngiltere

BBC- 14 Haziran 2017

Neden Türkiye Katar’ı Savunuyor ?

“Süt için Türkiye’ye teşekkürler!” Katar’dan bir Twitter kullanıcısı, rafları Türk marka şişelerle dolu bir süpermarkette çekilen bir resim yayınladı.

Geçtiğimiz on yılın en kötü krizi olan Körfez’de yaşanan son kriz nedeniyle hafta sonu boyunca ülkenin süt, yoğurt, kümes hayvanları ve meyve suyu taze stokları taşındı ve ülke taze ürün sıkıntısı yaşadı.

Salı günü, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Katar’ın insanlık dışı ve İslami değerlere karşı izolasyonunu “ölüm cezası” ile karşılaştırarak nitelendirdi.

Dışişleri bakanı krizle ilgili görüşmeler yapmak için Çarşamba günü ülkeyi ziyaret edecek.

Suudi Arabistan, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır, Terörizme destek oldukları nedeniyle Katar ile olan bütün bağları koparmaya karar verdiler; Türkiye’nin ilk tepkisi taraf olmamak ve diyalog çağrısında bulunmaktı.

Ancak sadece iki gün sonra Ankara, Katar yanlısı bir dönüş yaptı.

İki ülke zaten 2015’te askeri bir protokol imzalamış ve Türkiye Katar’da bir askeri üssü açmıştı – bölgedeki ilk askeri gücü şu anda yaklaşık 100 Türk askere ev sahipliği yapıyor, ancak kapasitesi 5000 kadar.

Pazartesi günü, Türk ordusu gelecekteki konuşlandırmayı koordine etmek için üç subay daha gönderdi.

Ankara, Doha’nın, özellikle Türkiye’nin uluslararası alanda artan izolasyonu sonrasında, önemli müttefiklerinden biri olarak görüyor.

Katar Emir Şeyh Tamim bin Hamad el-Thani, geçen sene yapılan darbe girişimi sonrasında Başkan Erdoğan’a dayanışma çağrısı yapan ilk lider oldu.

Darbe planından sonra Erdoğan’ın yakın bir şekilde korunması için Katar özel kuvvetlerinin 150 seçkin birliklerinin Türkiye’ye gönderildiğini iddia eden haberler var.

İki ülkenin hükümetleri de benzer ideolojik duruşları paylaşıyorlar.

Her ikisi de 2013’te Muhammed Morsi’yi deviren Mısır’daki darbeyi kınadı; Başar Esad’ın Suriye rejimini devirmek için İslamcı grupları desteklediler.

Ayrıca İran’a karşı aynı tavırları var. Her ikisi de, bölgedeki en önemli oyunculardan biri olduğunun farkındalar ve Tahran’ın Suudi şeytanlaştırmasının aksine, iyi ilişkiler sürdürmeye çalışıyorlar.

Katar ayrıca Türkiye’ye yoğun yatırım yapıyor – Doha’nın yabancı yatırımları açısından yedinci sırada.

Katar’a yapılan Türk ihracatı 420 milyon doların (330 milyon pound) üzerinde bir değer taşıyor ve emirlik Türk savunma şirketleri ile çeşitli silah anlaşmaları istiyor.

Resmi rakamlara göre, başta inşaat sektöründe olmak üzere 30’dan fazla Türk şirketi tarafından Katar’da yapılan projelerin değeri yaklaşık 8.5 milyar dolara ulaştı.

Ve 2022 Dünya Kupası hazırlıkları devam ederken, Türk müteahhitleri ülkeyi daha fazla yatırım yapmak için gözlüyor.

Sayın Erdoğan, Katar krizine derhal son vermesini ve Suudi kralın bunu çözüme kavuşturmaya çağırmasını talep etti.

Katar yanlısı bir konuma sahip olmakla birlikte Türkiye, Suudi karşıtı olarak algılanmak istemiyor.

Her şeyden önce, taraflar arasındaki ilişkileri onarmak için yapılan diplomatik bir çözümdür.

Ancak gerginlik daha da askeri bir çatışma ya da bir darbe ile sonuçlanırsa, Türkiye yine de yakın zamanda kabul edilen “kardeşi” için ayakta kalmaya hazır olacak mı?



BBC – 20 Haziran 2017

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nden Dünya Mülteciler Günü’nde Türkiye’ye övgü



Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) Dünya Mülteciler Günü’nde Türkiye’yi övdü. UNHCR Güney Avrupa Sözcüsü Carlotta Sami, Türkiye’nin dünyada en çok mülteciyi ağırlayan ülke olduğun söyledi. UNHCR verilerine göre Türkiye’de her 28 kişiden biri mülteci.

Bugünkü Dünya Mülteciler Günü öncesi UNHCR’nin dün yayımladığı yıllık Küresel Eğilimler raporunun sunumu için Roma’da Yabancı Basın Derneği’nde bir basın toplantısı düzenlendi.

Basın toplantısında, Türkiye’nin 2,9 milyon kişiyle en fazla sayıda mülteci ağırlayan ülke olduğuna dikkat çekildi.

Türkiye’nin mülteci konusundaki tutumu ve burada bulunan mültecilerin yaşam koşullarıyla ilgili sorumuzu yanıtlayan UNHCR Güney Avrupa Sözcüsü Carlotta Sami, “Şüphesiz Türkiye zor bir durumda bulunuyor” dedi.

Sami, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Raporumuzda da söylediğimiz gibi Türkiye dünyada en çok mülteciyi ağırlayan ülke. Bu sıklıkla unutuluyor. Üstelik de Türkiye bunu ülke içinde hassas bir durum ve sınırlarında savaş varken yapıyor.”



UNHCR raporunda da Türkiye’nin üst üste 3 yıldır en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülke olduğu vurgulandı. Rapora göre Türkiye’yi 1.4 milyon mülteciyle Pakistan ve 1 milyon mülteciyle Lübnan takip ediyor.

Mülteci sayısının nüfusa oranı sıralamasında ise Lübnan ilk sırada yer alıyor. Lübnan’da 6 kişiden biri mülteciyken, bu ülkeyi 11’de bir ile Ürdün ve 28’de bir ile Türkiye izliyor.



Evlerini terk edenler dünyanın en büyük 21. nüfusu

Basın toplantısında, her 3 saniyede 1 kişinin evini terk etmek zorunda kaldığı ve 2016 sonu itibariyle dünyada evlerini terk etmek zorunda kalmış kişi sayısının 65,6 milyona ulaştığı bilgisi de paylaşıldı. Bu rakamın nüfus bakımından dünyanın en büyük 21. ülkesi olan Birleşik Krallığı geride bıraktığı vurgulandı.





BBC – 28 Haziran 2017

Guardian: Sabır Tükenirken Başlayan Kıbrıs Görüşmeleri

Guardian, bugün İsviçre’nin Crans-Montana kasabasında başlayacak Kıbrıs görüşmelerini “sabır tükenmeye başlarken, Yunanistan ve Türkiye üzerinde Kıbrıs’ta anlaşma baskısı” başlıklı haberiyle duyurdu.

Görüşmeye Ada’daki tarafların yanı sıra, garantör ülkeler Yunanistan, Türkiye ve İngiltere’dren temsilcilerin katıldığını yaszan gazete, İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson’ın “Siyasi irade, yaratıcılık ve esneklikle bir uzlaşmaya varılabilir” sözlerini aktarıyor.

Kıbrıslı Rum ve Türk liderler Nicos Anastasiades ve Mustafa Akıncı üzerinde anlaşma baskısı olduğunu söyleyen Guardian, ara bölgede el ele tutuşarak anlaşma için eylem yapanlardan Kıbrıs Türkü Esra Aydın’ın “Bu iki adam adayı birleştirme vaadiyle seçildi. İki yıldır görüşüyorlar. Görülmemiş ilerleme sağladılar. Şimdi adım atıp anlaşmaya varmalılar” diyor.

Guardian, BM’nin de daha önce görülmemiş bir adım atarak, anlaşma olmadığı takdirde barış koruma görevine son vereceğini duyurduğunu da söylüyor.

Batılı bir diplomatın “Sabır tükeniyor” dediğini söyleyen gazete aynı diplomatın “Yeni BM Genel Sekreteri Antonio Guterres selefinden daha sert bir tutum aldı ve bunun sonsuza kadar süremeyeceğini açıkça söyledi. BM’nin varlığını göstermesi gereken daha acil yerler var” şeklindeki sözlerine de yer veriyor.

Garantörlük anlaşmazlığı

Guardian, İngiltere ve Yunanistan’ın garantörlük sisteminin kaldırılmasını istediğini, ancak Türkiye’nin bu konuda ısrarcı olduğunu belirtiyor. Gazete ayrıca, İngiltere’nin Türkiye’yi askeri varlık yerine AB veya BM’nin komutasındaki çok taraflı bir gücün garantör rolünü oynayacağı bir formüle ikna etmeye çalıştığını vurguluyor.

Guardian Ankara’nın İsviçre’deki görüşmelerde Kıbrıs’taki asker sayısını yüzde 80 oranında azaltmayı teklif edeceğini ve tamamen asker çekmeninse gerçekçi olmadığını söyleyeceğini vurguluyor.



BBC – 28 Haziran 2017

TSK: Azez’de ÖSO’ya yönelik taciz atışlarına misliyle karşılık verildi

Türk Silahlı Kuvvetleri, Suriye’nin kuzeyindeki Azez ilçesi yakınlarında, ‘YPG (Halk Savunma Birlikleri) tarafından ÖSO’ya (Özgür Suriye Ordusu) karşı taciz ateşi açılmasına misliyle karşılık verildiğini’ açıkladı.

TSK’nın açıklamasında şu ifadeler yer aldı:

“Fırat Kalkanı Harekâtı Azez meskun mahalli güneyi Maranaz bölgesinde bulunan ÖSO unsurlarına yönelik olarak PYD/YPG/PKK mensubu teröristler tarafından 27 Haziran 2017 tarihinde akşam saatlerinde Doçka silahı ile yapılan taciz atışlarına bölgede bulunan ateş destek vasıtaları kullanılarak misliyle karşılık verilmiş, tespit edilen hedefler imha edilmiş/etkisiz hale getirilmiştir”.

Haber ajansları, TSK’nın belli bir süredir Kilis ve çevresine askeri sevkiyat yaptığını bildiriyor.

Afrin’de Rus güçleri de bulunuyor

Azez’in doğusundaki Afrin, PYD’nin (Demokratik Birlik Partisi) kontrolünde yer alıyor.

Afrin’de Rusya’nın askeri gücü de bulunuyor.

YPG geçtiğimiz aylarda, Rus güçlerinin Afrin bölgesine, kendi üyelerinin askeri eğitim almasını da öngören anlaşmanın bir parçası olarak konuşlandıklarını açıklamıştı.

Moskova ise, “Afrin yakınlarında Kürt birlikler ile Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) karşı karşıya geldiği bölgede, Rusya’nın Suriye’deki Ateşkesi İzleme Merkezi’nin bir şubesinin açıldığını” belirtmişti.



Bunları da sevebilirsiniz

Bir cevap yazın

Dünya Basınından Türkiye / İngiltere

BBC- 14 Haziran 2017

Neden Türkiye Katar’ı Savunuyor ?

“Süt için Türkiye’ye teşekkürler!” Katar’dan bir Twitter kullanıcısı, rafları Türk marka şişelerle dolu bir süpermarkette çekilen bir resim yayınladı.

Geçtiğimiz on yılın en kötü krizi olan Körfez’de yaşanan son kriz nedeniyle hafta sonu boyunca ülkenin süt, yoğurt, kümes hayvanları ve meyve suyu taze stokları taşındı ve ülke taze ürün sıkıntısı yaşadı.

Salı günü, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Katar’ın insanlık dışı ve İslami değerlere karşı izolasyonunu “ölüm cezası” ile karşılaştırarak nitelendirdi.

Dışişleri bakanı krizle ilgili görüşmeler yapmak için Çarşamba günü ülkeyi ziyaret edecek.

Suudi Arabistan, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır, Terörizme destek oldukları nedeniyle Katar ile olan bütün bağları koparmaya karar verdiler; Türkiye’nin ilk tepkisi taraf olmamak ve diyalog çağrısında bulunmaktı.

Ancak sadece iki gün sonra Ankara, Katar yanlısı bir dönüş yaptı.

İki ülke zaten 2015’te askeri bir protokol imzalamış ve Türkiye Katar’da bir askeri üssü açmıştı – bölgedeki ilk askeri gücü şu anda yaklaşık 100 Türk askere ev sahipliği yapıyor, ancak kapasitesi 5000 kadar.

Pazartesi günü, Türk ordusu gelecekteki konuşlandırmayı koordine etmek için üç subay daha gönderdi.

Ankara, Doha’nın, özellikle Türkiye’nin uluslararası alanda artan izolasyonu sonrasında, önemli müttefiklerinden biri olarak görüyor.

Katar Emir Şeyh Tamim bin Hamad el-Thani, geçen sene yapılan darbe girişimi sonrasında Başkan Erdoğan’a dayanışma çağrısı yapan ilk lider oldu.

Darbe planından sonra Erdoğan’ın yakın bir şekilde korunması için Katar özel kuvvetlerinin 150 seçkin birliklerinin Türkiye’ye gönderildiğini iddia eden haberler var.

İki ülkenin hükümetleri de benzer ideolojik duruşları paylaşıyorlar.

Her ikisi de 2013’te Muhammed Morsi’yi deviren Mısır’daki darbeyi kınadı; Başar Esad’ın Suriye rejimini devirmek için İslamcı grupları desteklediler.

Ayrıca İran’a karşı aynı tavırları var. Her ikisi de, bölgedeki en önemli oyunculardan biri olduğunun farkındalar ve Tahran’ın Suudi şeytanlaştırmasının aksine, iyi ilişkiler sürdürmeye çalışıyorlar.

Katar ayrıca Türkiye’ye yoğun yatırım yapıyor – Doha’nın yabancı yatırımları açısından yedinci sırada.

Katar’a yapılan Türk ihracatı 420 milyon doların (330 milyon pound) üzerinde bir değer taşıyor ve emirlik Türk savunma şirketleri ile çeşitli silah anlaşmaları istiyor.

Resmi rakamlara göre, başta inşaat sektöründe olmak üzere 30’dan fazla Türk şirketi tarafından Katar’da yapılan projelerin değeri yaklaşık 8.5 milyar dolara ulaştı.

Ve 2022 Dünya Kupası hazırlıkları devam ederken, Türk müteahhitleri ülkeyi daha fazla yatırım yapmak için gözlüyor.

Sayın Erdoğan, Katar krizine derhal son vermesini ve Suudi kralın bunu çözüme kavuşturmaya çağırmasını talep etti.

Katar yanlısı bir konuma sahip olmakla birlikte Türkiye, Suudi karşıtı olarak algılanmak istemiyor.

Her şeyden önce, taraflar arasındaki ilişkileri onarmak için yapılan diplomatik bir çözümdür.

Ancak gerginlik daha da askeri bir çatışma ya da bir darbe ile sonuçlanırsa, Türkiye yine de yakın zamanda kabul edilen “kardeşi” için ayakta kalmaya hazır olacak mı?



BBC – 20 Haziran 2017

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nden Dünya Mülteciler Günü’nde Türkiye’ye övgü



Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) Dünya Mülteciler Günü’nde Türkiye’yi övdü. UNHCR Güney Avrupa Sözcüsü Carlotta Sami, Türkiye’nin dünyada en çok mülteciyi ağırlayan ülke olduğun söyledi. UNHCR verilerine göre Türkiye’de her 28 kişiden biri mülteci.

Bugünkü Dünya Mülteciler Günü öncesi UNHCR’nin dün yayımladığı yıllık Küresel Eğilimler raporunun sunumu için Roma’da Yabancı Basın Derneği’nde bir basın toplantısı düzenlendi.

Basın toplantısında, Türkiye’nin 2,9 milyon kişiyle en fazla sayıda mülteci ağırlayan ülke olduğuna dikkat çekildi.

Türkiye’nin mülteci konusundaki tutumu ve burada bulunan mültecilerin yaşam koşullarıyla ilgili sorumuzu yanıtlayan UNHCR Güney Avrupa Sözcüsü Carlotta Sami, “Şüphesiz Türkiye zor bir durumda bulunuyor” dedi.

Sami, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Raporumuzda da söylediğimiz gibi Türkiye dünyada en çok mülteciyi ağırlayan ülke. Bu sıklıkla unutuluyor. Üstelik de Türkiye bunu ülke içinde hassas bir durum ve sınırlarında savaş varken yapıyor.”



UNHCR raporunda da Türkiye’nin üst üste 3 yıldır en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülke olduğu vurgulandı. Rapora göre Türkiye’yi 1.4 milyon mülteciyle Pakistan ve 1 milyon mülteciyle Lübnan takip ediyor.

Mülteci sayısının nüfusa oranı sıralamasında ise Lübnan ilk sırada yer alıyor. Lübnan’da 6 kişiden biri mülteciyken, bu ülkeyi 11’de bir ile Ürdün ve 28’de bir ile Türkiye izliyor.



Evlerini terk edenler dünyanın en büyük 21. nüfusu

Basın toplantısında, her 3 saniyede 1 kişinin evini terk etmek zorunda kaldığı ve 2016 sonu itibariyle dünyada evlerini terk etmek zorunda kalmış kişi sayısının 65,6 milyona ulaştığı bilgisi de paylaşıldı. Bu rakamın nüfus bakımından dünyanın en büyük 21. ülkesi olan Birleşik Krallığı geride bıraktığı vurgulandı.





BBC – 28 Haziran 2017

Guardian: Sabır Tükenirken Başlayan Kıbrıs Görüşmeleri

Guardian, bugün İsviçre’nin Crans-Montana kasabasında başlayacak Kıbrıs görüşmelerini “sabır tükenmeye başlarken, Yunanistan ve Türkiye üzerinde Kıbrıs’ta anlaşma baskısı” başlıklı haberiyle duyurdu.

Görüşmeye Ada’daki tarafların yanı sıra, garantör ülkeler Yunanistan, Türkiye ve İngiltere’dren temsilcilerin katıldığını yaszan gazete, İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson’ın “Siyasi irade, yaratıcılık ve esneklikle bir uzlaşmaya varılabilir” sözlerini aktarıyor.

Kıbrıslı Rum ve Türk liderler Nicos Anastasiades ve Mustafa Akıncı üzerinde anlaşma baskısı olduğunu söyleyen Guardian, ara bölgede el ele tutuşarak anlaşma için eylem yapanlardan Kıbrıs Türkü Esra Aydın’ın “Bu iki adam adayı birleştirme vaadiyle seçildi. İki yıldır görüşüyorlar. Görülmemiş ilerleme sağladılar. Şimdi adım atıp anlaşmaya varmalılar” diyor.

Guardian, BM’nin de daha önce görülmemiş bir adım atarak, anlaşma olmadığı takdirde barış koruma görevine son vereceğini duyurduğunu da söylüyor.

Batılı bir diplomatın “Sabır tükeniyor” dediğini söyleyen gazete aynı diplomatın “Yeni BM Genel Sekreteri Antonio Guterres selefinden daha sert bir tutum aldı ve bunun sonsuza kadar süremeyeceğini açıkça söyledi. BM’nin varlığını göstermesi gereken daha acil yerler var” şeklindeki sözlerine de yer veriyor.

Garantörlük anlaşmazlığı

Guardian, İngiltere ve Yunanistan’ın garantörlük sisteminin kaldırılmasını istediğini, ancak Türkiye’nin bu konuda ısrarcı olduğunu belirtiyor. Gazete ayrıca, İngiltere’nin Türkiye’yi askeri varlık yerine AB veya BM’nin komutasındaki çok taraflı bir gücün garantör rolünü oynayacağı bir formüle ikna etmeye çalıştığını vurguluyor.

Guardian Ankara’nın İsviçre’deki görüşmelerde Kıbrıs’taki asker sayısını yüzde 80 oranında azaltmayı teklif edeceğini ve tamamen asker çekmeninse gerçekçi olmadığını söyleyeceğini vurguluyor.



BBC – 28 Haziran 2017

TSK: Azez’de ÖSO’ya yönelik taciz atışlarına misliyle karşılık verildi

Türk Silahlı Kuvvetleri, Suriye’nin kuzeyindeki Azez ilçesi yakınlarında, ‘YPG (Halk Savunma Birlikleri) tarafından ÖSO’ya (Özgür Suriye Ordusu) karşı taciz ateşi açılmasına misliyle karşılık verildiğini’ açıkladı.

TSK’nın açıklamasında şu ifadeler yer aldı:

“Fırat Kalkanı Harekâtı Azez meskun mahalli güneyi Maranaz bölgesinde bulunan ÖSO unsurlarına yönelik olarak PYD/YPG/PKK mensubu teröristler tarafından 27 Haziran 2017 tarihinde akşam saatlerinde Doçka silahı ile yapılan taciz atışlarına bölgede bulunan ateş destek vasıtaları kullanılarak misliyle karşılık verilmiş, tespit edilen hedefler imha edilmiş/etkisiz hale getirilmiştir”.

Haber ajansları, TSK’nın belli bir süredir Kilis ve çevresine askeri sevkiyat yaptığını bildiriyor.

Afrin’de Rus güçleri de bulunuyor

Azez’in doğusundaki Afrin, PYD’nin (Demokratik Birlik Partisi) kontrolünde yer alıyor.

Afrin’de Rusya’nın askeri gücü de bulunuyor.

YPG geçtiğimiz aylarda, Rus güçlerinin Afrin bölgesine, kendi üyelerinin askeri eğitim almasını da öngören anlaşmanın bir parçası olarak konuşlandıklarını açıklamıştı.

Moskova ise, “Afrin yakınlarında Kürt birlikler ile Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) karşı karşıya geldiği bölgede, Rusya’nın Suriye’deki Ateşkesi İzleme Merkezi’nin bir şubesinin açıldığını” belirtmişti.



Bunları da sevebilirsiniz

Bir cevap yazın