İstanbul Maslak’ta bir sapık, şortlu olduğu için bir hemşireyi tekmeleyince, tuhaf gelişmeler oldu.
Bu gelişmeler – ne yazık ki – sokakta şorttan tahrik olan sapıklar için umut veren(!) gelişmelerdi…
Bu sapık olaydan sonra, bizi yönetenlerin ve yargının nasıl ‘döküldüğünü’’, onların bilinçaltının nelerle dolu olduğunu açık olarak gör dük!
Çok eski model bir araba küçük bir kaza yapınca nasıl dökülürse, Türkiye’nin yargısının da, yönetiminin de öylesine döküldüğü ortaya çıktı.
Savcı, yakalanan saldırganı serbest bıraktı…
Başbakan, saldırıyı kınamış olsa da, bir kadının şortla gezmesinin doğru olmadığına inandığını gösteren sözler söyledi…
Olayın Sonrasındaki Gelişmeler Çok Düşündürücü
Önce, bu saldırıdan sonra gözaltına alınan adama savcının hoşgörüsü herkesi şaşırttı.
Savcı, sapığın ifadesini aldıktan sonra onu serbest bırakıyor! Neyse ki, yoğun kamuoyu baskısı nedeniyle olacak başka bir savcı adamı yeniden tutukluyor…
Bu olaydan kısa bir süre sonra Bursa’da bir başka taciz yaşanıyor; İstanbul’daki olaydan cesaret aldığı anlaşılan 50 yaşlarında bir ‘namus bekçisi’, bir metro istasyonunda şortlu bir kadına, “İstanbul’da şortlu kadının başına geleni duydun değil mi?” diyerek sözlü tacizde bulunuyor, tehdit ediyor. Araya başka kadınlar girince bu kez onlara da küfürler yağdıran sapık oradan uzaklaşıyor…
Bütün bunlar konuşulurken, Başbakan Binali Yıldırım’ın sesi duyuluyor. İstanbul’daki sapığı kınadığı anlaşılıyor.
Ancak, kınama sözlerinin arkasından söylediği bir şey var ki;
“Merdi kıpti şecaat arz ederken sirkatin söyler!” ünlü sözünü akla getiriyor (Çingene övünürken, çok güzel hırsızlık yaptığını anlatır!)
Sapık için, “Normal biri değil!” diyor Başbakan. “Ben onun normal bir adam olduğunu düşünmüyorum. Çünkü normal bir insanın yapacağı bir iş değil yaptığı.”
Fiziksel Taciz-Tecavüz Yok, Her Şey “Mırıldanarak”!
Buraya kadar normal. Ancak Başbakan’ın buna eklediği son bir cümle var ki, insanı ürpertiyor. Toplum içinde, şortluya saldırabilecek zihniyette olanlara bir yol gösteriyor;
“Hoşuna gitmezse, mırıldanırsın!” diyor…
İşte asıl sorun burada…
Yani, “eğer bir kadının giyim tarzı sizin dünya görüşünüze uygun değilse onu protesto etmek hakkına sahipsiniz,” demek istiyor. Ama kadını dövmek ya da ona tecavüz etmek yerine, sadece mırıldanarak her istediğini söyleyebilirsin…
Yüksek sesle küfretmek, taciz etmek yok… Ne yapacaksan mırıldanarak yapacaksın!
Bu söylem, sapık ruhlu insanlara cesaret vermez mi?
Yanından geçmekte olan bir kadına mırıldanarak bir şeyler söyleyen bir adamı gözünüzün önüne getirin;
Onun kadına bakışlarını ve mırıldanarak da olsa, kadına söylediği sözleri düşünün…
Herhalde çoğumuzun yüzü kızarır…
Şortlu kadını görünce azgınlaşan sapık, kendisinin yargı tarafından hoş görüleceğini düşünürse…
Üstelik bunun kendi sapık din anlayışına uygun olduğu inancını taşırsa neler yapmaz ki…
Savcı tarafından serbest bırakıldığında, İstanbul adliye sarayından güler yüzle çıkmakta olan sapığın söylediği; “Her şey İslam hukukuna göre oldu!”
Sözleri her şeyin özeti gibi değil de nedir?
Yaşam Alanı Daralan Kadın!
Böyle düşünenlerin sayısının giderek arttığı ve kadınların artık yaşam alanlarının gittikçe daraldığı bir ülkede yaşıyoruz.
Aynı kişinin Facebook’ta; “Açık gezen kadın karımdır!” diye yazdığını okuyunca, kadınların ne büyük tehlike altında olduğunu daha iyi anlıyor insan…
Ve yine…
Dünkü Aydınlık Gazetesi’nde çıkan bir haber, artık atı alanın Üsküdar’ı geçtiğini gösteriyor…
Çünkü haberin konusu, bir Milli Eğitim Müdürü…
Yani çocuklarımızın ve okullu genç kızlarımızın eğitiminden ve yaşama hazırlanmasından sorumlu olan bir kurumun başında bulunan bir adam…
Burdur Milli Eğitim Müdürü Mahmut Bayram…
Gazetede, o müdürün Facebook’ta yaptığı paylaşımın da görüntüsü var. Ve bugüne kadar bir yalanlama da gelmedi. Şöyle diyor, şehvet ve zina tanımı yapan müdür;
“Bir kadın evinden süslenip çıkıp evine dönene kadar kaç erkeğin şehvetini tahrik etmişse o kadar erkekle zina yapmış gibidir!”
Gördünüz mü işin nereye varacağını?
Tam da size, Halide Edip Adıvar’ın, Vurun Kahpeye kitabının anımsatılma zamanı…
O Milli Eğitim Müdürü ile aynı zihniyette olanlar nedeniyle, kadınlarımızın karşı karşıya bulunduğu tehlikeyi düşünebiliyor musunuz?
O insanlar, yanlarından şortlu veya kısa etekli bir genç kız geçtiğinde, ona neler yapmaz ki!
Sayın Başbakan’ın söylediği gibi onu sadece mırıldanarak mı taciz eder, yoksa işin boyutunu daha ileri götürür ve onu tekmeleyerek tecavüze mi yeltenir, buna siz karar verin!