HP ve TSK Güven Vermek Zorundadır!

İki kurum, AKP’nin yaptığı büyük yıkıma rağmen, devletin hala yaşayabileceği yönünde insanlarımıza umut vermek zorundadır. Bunlardan biri Cumhuriyet Halk Partisi(CHP)… Diğeri ise Türk Silahlı Kuvvetleri(TSK)… CHP, ilkelerini alt üst eden ‘Yeni-CHP’den sıyrılarak… TSK’nın başındaki Genelkurmay Başkanı ise, meteoroloji genel müdüründen farklı olduğunu anımsayarak… İKİ UMUT, UMUTSUZLUĞA DÖNMESİN Bunlardan beklenen davranış; Türkiye Cumhuriyeti’nin korunma ve kollanmasının, her zamankinden daha çok gerektiğini unutmamalarıdır. Atatürk’e en çok sahip çıkması gereken bu iki kurumun ortak rehberi Atatürk’ün ilkeleridir. Ama ne yazık ki, her ikisi de, kendilerinden beklenen yaşamsal görevleri yerine getirmekten aciz durumda… AKP laik Cumhuriyetin DNA’sını değiştirirken ve bu değişimin tamamlanma zamanı olarak da 2023 tarihini belirlemişken, her iki kurumun da bir aymazlık içinde olduğu görülüyor. TSK, kendini AKP politikalarının bir memuru gibi görürken, başına ‘yeni’ sözcüğü eklenen CHP, AKP’nin Türkiye Cumhuriyeti’ni değiştirme/dönüştürme kararlılığına su taşıyor. Sadece bu kadar da değil… TAK/ŞAK PAŞA GENELKURMAYI AKP eliyle adım adım ülkemiz bölünürken; TSK, “Ben siyasi iktidarın emrindeyim. O ne derse onu yaparım!” diyerek ‘Tak/şak paşa’ rolü oynuyor… CHP’nin mevcut yönetimi ise, ülkenin temel duyarlılıklarını ve bölünme tehlikesini görmezden gelerek, bu konuda duyarlı olan gerçek CHP’lileri; “ulusalcı” diyerek (elbette bu bir onur!) partiden dışlıyor. AKP dönemlerinde TSK’yı yöneten çoğu komutan hiç de parlak bir sınav vermedi. AKP’nin yaptığı yıkımı görmezden gelerek, makamlarını korumak için sessizliği seçtiler. Eleştiriler karşısında da, “Ben siyasetçinin emrindeyim!” gibi, o makama yakışmayacak savunmaya sığındılar. Eski Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’in teslimiyetçiliğini görenler, bir umut içinde Hulusi Akar’dan olumlu bir şeyler bekler oldu… GENELKURMAYDAN “UTANGAÇ” YALANLAMA Ve bir olay, beklentilerin tamamını suya düşürürken… Neyse ki, her yurtseveri çileden çıkarabilecek böyle bir yanlışlığın yapılmadığı(?) anlaşıldı. Kin ve nefret söylemleriyle tanınan bir Akit yazarının ölümü üzerine, Genelkurmay’dan iletildiği iddia edilen – hiç de masum olmayan- bir taziyeydi bu… Genelkurmay bunu dolaylı olarak, biraz da mahcup bir ifadeyle yalanladı. Daha doğrusu yalanlamış gibi göründü. Elbette herkes bu yalanlamaya inanmak istedi. Nitekim inanmak zorunda kaldı. Ancak, ne olursa olsun, böylesine bir iz, Genelkurmay Başkanlığı’nın bundan sonraki davranışlarını izlerken herkesin belleğinde yerini aldı. Dileriz, benzeri durum bir daha olmaz da, Genelkurmay Başkanlığı, ‘aşağı tükürsen sakal…’ diyerek böylesine dolaylı yalanlamalar yapmak zorunda kalmaz… BİR ÖRNEK DE CHP’DEN Kendisine ‘yeni’ diyenlerin, CHP’yi ekseninden nasıl kaydırmakta olduklarını ve Atatürk ilkelerinin kristalleşmiş şekli olan altı oku ne hale getirdiklerini ibretle izliyoruz. Hele de son yaşanan, Atatürk’ün resmini duvardan indirme olayını duyunca, artık CHP’nin hangi noktaya geldiğini görerek, daha da korkmaya başladık. Sayın Kılıçdaroğlu bu hafta sonu yapılan kurultay öncesinde yeni bir MYK oluşturacağını söyleyerek umut dağıttı. Elbette her zamanki gibi bunun da bir aldatmaca olduğu anlaşıldı. Kılıçdaroğlu zihniyetinin CHP’de yapacağı şeylerin asla iyi şeyler olamayacağını yaşayarak
görmüş bulunuyoruz. Temel felsefesi ulusalcıları CHP’den atmak ve CHP’yi Atatürk döneminin CHP’si olmaktan çıkarmak olan bir kişiden bundan farklı bir şey
beklenebilir mi? Kılıçdaroğlu, Atatürk’ün resmine bile tahammül edemeyen CHP milletvekiline karşı tavır almayan bir parti başkanıdır. İster misiniz, Kılıçdaroğlu yarın, herkesten sakladığı o milletvekilini yanına alıversin! HERKESİN GÖZÜ İKİSİNDE OLACAK Yalanlanmış olsa da, Genelkurmay’da yaşandığı iddia edilen olay insanlarımızı nasıl tedirgin etmişse, CHP’li bir milletvekilinin yaptığı bilinen Atatürk tasallutu da herkeste derin bir üzüntü
yaratmıştır. Bundan sonra hem Org. Hulusi Akar’ın başkanlığındaki genelkurmay
yakından izlenecek… Hem de Kılıçdaroğlu, o Atatürk düşmanı milletvekilini açıklayıncaya
kadar, suçlanması devam edecektir… Bakalım zaman ne gösterecek? BİR NOT! Bu yazı ODATV’de yayınlanıp büyük bir ‘tıklama’ alınca Dağarcık Türkiye’de de yayınlansın ve bazı gerçekler, özellikle de öğrencilerimiz tarafından bilinsin istedim. Yazıyı değerli kardeşim Enis Musluoğlu’na göndermek üzereydim ki, can sıkıcı bir haber daha aldım; Geçen hafta, bir Rotary kulübün davetlisi olarak İzmir’e gelen, Kılıçdaroğlu’nun CHP’ye monte ettiklerinden bir kişi, yaptığı konuşmada Kemalizm konusunda hiç de iyi şeyler söylememiş. Görüyorsunuz! Her gün bir olay, her gün ulusal değerlerle hesaplaşmaya çalışan birileri var Yeni-CHP içinde. Gelin de katlanın!

Bunları da sevebilirsiniz