Alpaslan Işıklı solcu muydu kemalist mi?

Alpaslan Işıklı’nın kaybı solda ve kemalist çevrelerde büyük üzüntü yarattı.
Alpaslan Işıklı solcu muydu kemalist mi? Kanımca , bu sorunun fazla bir anlamı yok. Yanıtı açık-seçik ortada. Özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısında yarı sömürge ülkelerdeki bütün devrimci aydınların bir ayağı solda öteki ayağı milletin bağrında idi.
Yine de, pek çok kişinin ilgisini çeken, kafasını kurcalayan bu konuda, Alpaslan Işıklı’yı 45 yıldır tanıyan biri olarak, tanık olduğum bazı olayları paylaşarak, katkı sağlayacağımı düşündüm.
Alpaslan Işıklı ve TİP’li yıllar
– TİP Amasya il başkanı Şerafettin Atalay 1971 Ocağında evinin önünde
(faşistlerce) vuruldu. Alp abi Amasya’lı idi, Şerafettin Atalay’ı tanıyordu. O cenazeye sahip çıkması gereken kişilerden biri, belki de başlıcası idi. Amasya o yıllarda bir taşra kenti konumundaydı, alevi-sünni gerginliği kendini hissettiriyordu. Ankara SBF’nin kıdemli asistanı Alp abi, «gelir misin” diye sordu. Aslında, soru «gel” demekti. Gittik, bir avuç insan cenazeyi kaldırdık. Gerginlik hissediliyordu ama olay çıkmadı.
-12 Mart Muhtırası verilmişti; yıl 1971. Banka soygunları vb derken,
karşı-cephe gerici bir rüzgar estirmeye başlamıştı. Metin Toker bile o tarafa savrulmuş «komünistler” diye TRT’de program yapmaya koyulmuştu. TİP’in kapatılacağı söyleniyordu . (Nitekim bir süre sonra kapatıldı) 1965 seçimlerinde %3 oy almış olan parti sahipsiz kalmıştı. SBF’nin kıdemli asistanları (Korkut Boratav, Tuncer Bulutay, Alpaaslan Işıklı vb. dayanışma amacıyla bir gurup oluşturarak TİP merkezini ziyarete gitmeyi kararlaştırdılar. Yeni yetme asistanları da yanlarına aldılar. Son andaki dayanışma girişimi, TİP’i kapanmaktan kurtarmadı ama hiç olmazsa kayda geçmiş oldu.
– Sosyal politika uzmanı Prof. Alpaslan Işıklı işçi-sendika hareketinin
içindeydi, o alanda yoğunlaşıyordu. DİSK’e çok yardımcı olduğunu sanıyorum.
– Sadun hoca ile bir polemiğini hatırlıyorum. «Aren’e dönek denemez çünkü
hiç sosyalist olmadı, o bir keynesçiydi” diye yazmıştı. Yani, kendisini Aren’den daha solda görüyordu.
– Yugoslavya (Tito) nın Parti kadrolarındaki bürokratikleştirmeyi
önlemek için geliştirdiği öz-yönetim deneyi, Türkiye’de ( ve dünyada) ne yazık ki fazla ilgi görmedi. Ender istisnalardan biri Prof. Alparslan Işıklıdır.
Şuraya gelmek istiyorum: sosyal politika uzmanı, Dr. Alpaslan Işıklı,
1960’lı yıllarda TİP yanlısı bir bilim insanıydı. TİP içinde Aybar’a yakındı.
Bunun kemalist -cumhuriyetçi düşüncelerle çelişen bir yanı yoktur. Çünkü 1960’lı yılların TİP’i emek kavgası veriyordu ama laik cumhuriyet, ülkenin bütünlüğü, milletin bağımsızlığı konusunda en ufak bir tereddüt taşımıyordu.
Alpaslan Işıklı’nın kendini bir kemalist önder ve düşünür olarak tanımlaması 80 sonrasıdır. Bunu da doğal karşılamak gerekir. 1980’li ve özellikle SB’nin yıkıldığı 1990’lı yıllarda cumhuriyetin/devrimin esas gücü ve motoru kema- lizm haline gelmişti. Prof. Muammer Aksoy’un ADD’yi kurması bu yıllara rastlar.
Alpaslan Işıklı işte o yıllarda kemalist bir düşünür ve eylem adamı olarak sivrildi.
Hiç aklımızdan çıkarmayalım: emperyalizmin denetim altındaki bir ülkede devrimcinin bir ayağı sosyalizmde, öteki ayağı milliyetçiliktedir. Tıpkı Dr. Sun Yat Sen, Nehru, Ahmet Sukorno, Nasır, Tito, Nkrumah, Komo Kenyatta, Lumumba ve nihayet Chavez, Morales, Maduro gibi…

Alpaslan Işıklı’nın kaybı solda ve kemalist çevrelerde büyük üzüntü yarattı.


Alpaslan Işıklı solcu muydu kemalist mi? Kanımca , bu sorunun fazla bir anlamı yok. Yanıtı açık-seçik ortada. Özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısında yarı sömürge ülkelerdeki bütün devrimci aydınların bir ayağı solda öteki ayağı milletin bağrında idi.

Yine de, pek çok kişinin ilgisini çeken, kafasını kurcalayan bu konuda, Alpaslan Işıklı’yı 45 yıldır tanıyan biri olarak, tanık olduğum bazı olayları paylaşarak, katkı sağlayacağımı düşündüm.


Alpaslan Işıklı ve TİP’li yıllar


– TİP Amasya il başkanı Şerafettin Atalay 1971 Ocağında evinin önünde

(faşistlerce) vuruldu. Alp abi Amasya’lı idi, Şerafettin Atalay’ı tanıyordu. O cenazeye sahip çıkması gereken kişilerden biri, belki de başlıcası idi. Amasya o yıllarda bir taşra kenti konumundaydı, alevi-sünni gerginliği kendini hissettiriyordu. Ankara SBF’nin kıdemli asistanı Alp abi, «gelir misin” diye sordu. Aslında, soru «gel” demekti. Gittik, bir avuç insan cenazeyi kaldırdık. Gerginlik hissediliyordu ama olay çıkmadı.

-12 Mart Muhtırası verilmişti; yıl 1971. Banka soygunları vb derken,

karşı-cephe gerici bir rüzgar estirmeye başlamıştı. Metin Toker bile o tarafa savrulmuş «komünistler” diye TRT’de program yapmaya koyulmuştu. TİP’in kapatılacağı söyleniyordu . (Nitekim bir süre sonra kapatıldı) 1965 seçimlerinde %3 oy almış olan parti sahipsiz kalmıştı. SBF’nin kıdemli asistanları (Korkut Boratav, Tuncer Bulutay, Alpaaslan Işıklı vb. dayanışma amacıyla bir gurup oluşturarak TİP merkezini ziyarete gitmeyi kararlaştırdılar. Yeni yetme asistanları da yanlarına aldılar. Son andaki dayanışma girişimi, TİP’i kapanmaktan kurtarmadı ama hiç olmazsa kayda geçmiş oldu.

– Sosyal politika uzmanı Prof. Alpaslan Işıklı işçi-sendika hareketinin

içindeydi, o alanda yoğunlaşıyordu. DİSK’e çok yardımcı olduğunu sanıyorum.

– Sadun hoca ile bir polemiğini hatırlıyorum. «Aren’e dönek denemez çünkü

hiç sosyalist olmadı, o bir keynesçiydi” diye yazmıştı. Yani, kendisini Aren’den daha solda görüyordu.

– Yugoslavya (Tito) nın Parti kadrolarındaki bürokratikleştirmeyi

önlemek için geliştirdiği öz-yönetim deneyi, Türkiye’de ( ve dünyada) ne yazık ki fazla ilgi görmedi. Ender istisnalardan biri Prof. Alparslan Işıklıdır.

Şuraya gelmek istiyorum: sosyal politika uzmanı, Dr. Alpaslan Işıklı,

1960’lı yıllarda TİP yanlısı bir bilim insanıydı. TİP içinde Aybar’a yakındı.

Bunun kemalist -cumhuriyetçi düşüncelerle çelişen bir yanı yoktur. Çünkü 1960’lı yılların TİP’i emek kavgası veriyordu ama laik cumhuriyet, ülkenin bütünlüğü, milletin bağımsızlığı konusunda en ufak bir tereddüt taşımıyordu.

Alpaslan Işıklı’nın kendini bir kemalist önder ve düşünür olarak tanımlaması 80 sonrasıdır. Bunu da doğal karşılamak gerekir. 1980’li ve özellikle SB’nin yıkıldığı 1990’lı yıllarda cumhuriyetin/devrimin esas gücü ve motoru kema- lizm haline gelmişti. Prof. Muammer Aksoy’un ADD’yi kurması bu yıllara rastlar.

Alpaslan Işıklı işte o yıllarda kemalist bir düşünür ve eylem adamı olarak sivrildi.

Hiç aklımızdan çıkarmayalım: emperyalizmin denetim altındaki bir ülkede devrimcinin bir ayağı sosyalizmde, öteki ayağı milliyetçiliktedir. Tıpkı Dr. Sun Yat Sen, Nehru, Ahmet Sukorno, Nasır, Tito, Nkrumah, Komo Kenyatta, Lumumba ve nihayet Chavez, Morales, Maduro gibi…

Bunları da sevebilirsiniz