Serdar Kızık

Egemenlerin, iktidarların yöntemidir boyun eğdirmek, itaate zorlamak. Kolay yönetmek için, koltukları için kaza, felaket, katliam benzeri olguları kadere bağlamak… Her şeyin önceden doğaüstü bir

23 Nisan, egemenliğin ve erkin tek bir insandan alınıp, millete verilmesiydi. Ulusal kurtuluş mücadelemizin işaret fişeği, bayramla taçlandırıldı. Mustafa Kemal Atatürk dünyanın ilk ve

Doğaya saldırı, artık vicdanları sızlatıyor. AKP iktidarında cumhuriyetin varlıkları, fabrikalar, İşletmeler, tek tek satıldı. Ülkenin ve Halkın geleceği adeta yağmalandı. En son şeker fabrikalarını

Sizin baharınız ne zaman gelir bilmem. Dün baharı hissettim, güneşin ılık yüzünde. “Günlük sorunları irdeleyen bir yazı olmasın” dedi içim. Taze bir nefesle yeniden

Küresel egemenlerin ikiyüzlülüğü, sahteciliği salt teröre ilişkin değil, yaşamın her alanında. Şakası yok, öyle geçiştirilecek türden değil; bütün canlılar, büyük bir tehlikenin eşiğinde. Gerekçe:

Küreselleşmenin, vahşi kapitalizmin canına okuduğu dünyamız, kirleniyor, acımasızca sömürülüyor. İnsanlık da öyle. Savaş, kan, gözyaşı, acı, yoksulluk . Egemenler Ortadoğu’nun boğazına çöktü, enerji kaynaklarına,

Toplumun bir bölümü, iktidarın hazırladığı yalanlarla dolu nükleer santral reklamlarından sonra Akkuyu’yu öğrendi. Oysa 20 yılı aşkın gündemde olan bir konu. ANAP’tan bu yana

Şimdi tam zamanı. Ölümsüz ağaç, sağlık iksiri zeytinin hasat dönemi. Zeytinler sıkılıyor, yağa dönüşüyor. Çizme, kırma, yuvarlama, salamura zeytinler sofralara hazırlanıyor… Aman dikkat diyeyim

Özelleştirmelerin, gerçekte halkın birikimleriyle yaratılan varlıkların,  sermayeye peşkeş  çekildiği anlaşılamadı toplumda.  Neoliberal politikaların dünya ölçeğinde bedeli açıktı.  Ülke satılıyordu oysa.  12 Eylül  ve  Özal 

Yağma, talan, rant şimdi de İzmir’i vuruyor.  İstanbul’u yediler bitirdiler. Ardından “biz bu kente ihanet ettik” itirafları…  Siz ettiniz ama biz kentimize ihanete karşıyız.