Uluslararası Düzende Süreklilik ve Değişim Unsurları

Uluslararası düzende etkin olabilmek için geçmişin mirasında geleceği hayal edebilmek, bir diğer ifadeyle süreklilik ve değişim unsurlarını anlayıp, analiz edebilmeliyiz. Uluslararası güç dağılımında yaşanan değişiklikler çok kutuplu uluslararası düzenin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Çok kutupluluğa geçiş ve yeni bir uluslararası düzenin oluşması devletler arasındaki işbirliği ve çatışma dinamiklerini de değiştirmektedir. ABD merkezli uluslararası düzenin geçmişte olduğu kadar istikrar sağlayamadığı gerek ABD gerekse diğer devletler tarafından kabul edilen ortak bir görüş haline gelmiştir, bu bir değişim unsurudur. Fakat devamlılık unsurları da mevcuttur. Her iki unsuru da dikkate almak Türkiye’nin siyasi ve ekonomik bağımsızlığı için elzemdir. Siyasi ve ekonomik bağımsızlık ontolojik ve epistemolojik bir gerçekliktir. Aksinin düşünülmesi duygusal bir yanılma ve boşluğa düşmektir.

Uluslararası düzende süreklilik unsurları

Avrupa’nın dünya ekonomisine ve siyasetine hâkim olmasıyla birlikte modern devlet sisteminin oluştuğu kabul edilmektedir. Avrupa merkezli düzenden, II. Dünya Savaşı sonrasında ABD temelli bir uluslararası düzene geçilmiş, siyasi, ekonomik ve askeri düzenlemeler bu kapsamda yapılmıştı. Bugün ABD temelli düzenin -Çin’in yükselişi ve güç ve zenginliğin dağılmasıyla birlikte- kontrol ve yönetim kapasitesinde azalma yaşanmaktadır. Lakin uluslararası düzende süreklilik unsurları da devam etmektedir. Örneğin, güç ve zenginliğin Avrupa’dan ABD’ye geçmesine rağmen Avrupa’nın dünyadaki etkinliği bir anda ortadan kalkmadı. Avrupa’nın eski küresel güçleri Fransa ve Birleşik Krallık BMGK daimî üyesidir ve eleştirilere rağmen üyeliklerini sonlandıracak ciddi bir tehlike söz konusu değildir (Hill, 2016: 18). Benzer bir yaklaşım ABD için de düşünülebilir. Bir diğer ifadeyle, radikal değişimler beklemek gerçekçi değildir. Aynı zamanda beş daimî üyenin kendi aralarındaki mevcut veya potansiyel işbirliği unsurları gözden kaçmamalıdır. Bu nedenle ulusal çıkar hesaplaması radikal değişiklik üzerinden yapılmamalıdır.

Uluslararası düzende maddi değişim unsurları

Günümüzün maddi değişim unsurları konumundaki teknolojik gelişmeler (dijitalleşme, yapay zekâ, robotlar, siber, uzay, üretimde makineleşme) ve fosil yakıtlardan yenilenebilir enerjiye geçiş uluslararası rekabet ve çatışma unsuru haline gelmiştir. ABD bu konuda çok hassastır ve ulusal güvenlik perspektifinden dış politika stratejisi oluşturmaktadır. Çin’den ithal edilen stratejik ürünlere ek vergiler getirilmesinden Avrupalı firmaların Çin’e stratejik ürün ihraç etmesini engellemek gibi çeşitli politikalar uygulamaktadır (Korteweg, Heijmans, Wijk, 2024). Söz konusu politikaların devam etmesini savunan görüşler yapay zekâ, kuantum, biyoteknoloji ve yeni nesil enerjide stratejik üstünlüğün devam ettirilmesi için benzer düşünen müttefiklerle yeni işbirlikleri alanları oluşturulmasını tavsiye etmektedir (Austin ve Dezenski, 2024; Hurlburt, 2024)

Sonuç yerine

Teknolojik değişimler uluslararası ilişkiler ve dış politika gündeminde artık ön sırada yer alıyor. Bir ülkenin güçlü olması için üretmesi, teknolojide geri kalmaması ve kendi güvenliğini sağlaması gerekmektedir. Bununla birlikte, kültürel unsurların ve dilin koruması, kadın ve erkeğin eşit olması, etik ve ahlaki üstünlüğünün olması en az maddi unsurlar kadar önemlidir. Uluslararası ilişkiler açısından ele alındığında ABD’nin etik ve moral üstünlüğünün zedelendiğinden sıklıkla bahsedilmektedir. Söz konusu zedelenmenin ne kadar doğru veya yanlış olduğundan daha önemli olan şudur: sert güç kadar yumuşak güç de bir ülkenin diğer ülkeler nezdindeki algısında ve uluslararası meşrutiyetinde önemlidir.

Tarihsel ve kültürel miras (kimlik, dil, bir toplumun adalet anlayışı ve kadın-erkek ilişkileri gibi birçok alanı kapsamaktadır) devamlılık unsurudur ve bir ülkenin yumuşak gücüdür. Tarihsel ve kültürel miras teknolojik gelişmelerin gündeme getirdiği değişim unsurlarını harmanlar. Buradaki önemli bir kıstas bir ülkenin vatandaşlarının yaşam standartlarında gözle görüşür iyileşme sağlanmasıdır. Ülkemizde yaşam standartlarında iyileşme için ekonomik gelişme, kadın-erkek eşitliğinin sağlanmasıyla birlikte eğitim sisteminin dünyaya örnek olacak bir seviyeye gelmesi temel konular olarak öne çıkmaktadır. Bu aynı zamanda yumuşak güç olmak ve ulusal güvenliği dolaylı olarak sağlamak demektir.

Üretimde fiziksel insan gücünün daha az yer alacağı önümüzdeki dönemlerde iletişim ve insan olgusu daha da ön plana çıkacaktır. Bir diğer ifadeyle, üretim süreçlerinde geçen sürenin azalmasıyla birlikte gündelik yaşamda çeşitli aktiviteler yer alabilir. Bu aktiviteler insanın kendini gerçekleştirmesi üzerinden oluşacaktır. Türkçenin ve kültürün korunması ve kadın-erkek eşitliğinin gerçekleşmesi bu kapsamda değerlendirilmelidir. Çünkü küresel trend, teknolojik gelişmelere paralel olarak ulusal kültürün süreklilik ve yumuşak güç unsuru olarak korunmasını da gerektirmektedir.

Kaynakça

Austin, J. & Dezenski, E. (2024) The Time Is Right for Ally-Shoring, and It’s About More Than Being Friends. CFR.

https://www.cfr.org/article/time-right-ally-shoring-and-its-about-more-being-friends

Hill, C. (2016) Foreign Policy in the Twenty-First Century. Palgrave.

Hurlburt, H. (2024) What the US wants from the next UK government’s foreign policy. Chatham House.

https://www.chathamhouse.org/2024/06/what-us-wants-next-uk-governments-foreign-policy

Korteweg, R., Heijmans, O.M, & Wijk, D.V. (2024) Government and businesses: Work together in the triple transition of geopolitics, sustainability and digitalisation! Clingendael- Netherlands Institute of International Relations.

https://www.clingendael.org/sites/default/files/2024-02/PB_Triple_transition.pdf

Bunları da sevebilirsiniz