Analiz 154

Dağarcık Türkiye’deki geçmiş yazılarımda sıkça bahsettiğim Türkiye’deki stagflasyon yerini slumpflasyon’a bıraktı.

Stagflasyon durgunluk içindeki ekonomiyi anlatırken, slumpflasyon çöküntü içindeki ekonomiyi tanımlar.

Günümüzde ülkede yaşanan enflasyonun öncekilerinden farklı olduğu gözlemlenmekte. Nedeninin sosyolojik olduğu ileri sürülmekte, ekonominin stagflasyona sürüklendiği öngörülmektedir.

İngilizce durgunluk sözcüğünden türetilen stagflasyon, ekonomide durgunluk, duraklama ile birlikte enflasyon anlamında kullanılmaktdır.

Ülkemizde yaşanan ekonomik olay, durgunluğun ötesinde konkordato talepleri, bankalarda tahsili gecikmiş, takipteki alacakları protesto edilen çek, senet tutarı artmakta, banka karları nominal olarak dahi azalmaktadır.

Göstergeler ekonomide finansal istikrarsızlığın, çöküntünün başladığını ve bulaşma etkisi ile yaygınlaşacağı yönündedir. Başarı olarak gösterilen dış ticaret açığının daralması dahi olumlu değil olumsuz bir göstergesidir.

Daralma ihracat artışından değil, ithalat azalışından kaynaklandığı için olumsuz göstergedir. Dış alım talebinin azalması ihracat çıkışlı büyüme stratejisi izleyen bir ekonomi için en azından sorun göstergesidir.

Ekonomide güven indeksinin gerilemesi ile beraber PMI (Purchasing Managers’ Indices-Satınalma Yöneticileri Indeksi)’de gerilemektedir. Güven ve PMI indekslerinin düşen eğilimi , sorunun ağırlaşmakta olduğunun göstergesidir. Firmaların konkordato taleplerinin artması ve uygulamanın doğuracağı sonuçları da dikkate almak gerekir.

Konkordato, borçlunun yükümlülüklerini hafifletmek için borçlarının yeniden yapılandırılması anlaşmasıdır. Konkordato ile alacaklarının bir bölümünden vazgeçmeleri “indirim kokordatosu”, yeni bir vadeye bağlanması ise “vade konkordatosu” olarak tanımlanmaktadır.

Borçlu ve alacaklılar , icra mahkemesine konkordato talebinde bulunabilirler. Kararı icra mahkemesi verir, tanınan süre içinde borçlu alehine alacak takibi yapılamaz, başlamış takip te durur. İhtiyati haciz kararları uygulanmaz, rehinli malın satışı yapılmaz, rehin ile teminat altına alınmış her türlü alacağa faiz işlemesi durur. Konkordatonun yaygınlaşmasının bulaşıcı etkisi vardır. Alacağını tahsil edemeyen firmalar, kurumlar, kişiler de yükümlülüklerini zamanında yerine getiremez, finansal istikrarsızlık derinleşir. Panik başlar, çözüm giderek zorlaşır.

Ekonominin bu duruma düşmesinde büyük payı olan yandaş özel sektör , konkordatonun yanlız kamu alacakları ve banka kredileri ile sınırlı tutularak , konkordatonun finasal yükünün de halkın sırtına yüklenmesini önermektedir.

İzlenen, halkı giderek yoksullaştıran dezenflasyon politikası ile emekli, emekçi, sabit gelirlilerin reel gelirleri tüketimi azalırken , finansal yükümlülüklerinin artması sonucu hane halkının finansal yükümlük / gelir oranı da yükselmektedir. Oranın yükselmesi, gelecekte borç ödemede gecikmelere yol açacak, takipteki alalacakların artışı bankaları da finansal zorluğa sokacaktır.

TÜİK etkisi ile enflasyon hızı yavaşlamış görülsede zor günler geçmişte kalmıyor, daha yeni başlıyor.

Başarısız yönetim, sosyal yapıyı, kurumları da bozuyor. AKP’nin Cumhur ittifakı’nın yeni anayasa konusundaki acilliğine, ekonomik çöküntü, süregelen enflasyon açısından da bakmak gerekir.

Slumpflasyon iktidarın sonunu da hızlandıracaktır.

30. Ütopyalar Toplantısına katılan, katkı ve emek veren herkese teşekkür ederim.

Aydınlık bir ay dileği ile,

Bunları da sevebilirsiniz