Eğitim Deneyimleri – 8. Bölüm

EĞİTİMDE AHLAK VE ETİK

Toplumsal bir düzen düşünüldüğünde ahlak, görgü kurallarına, hukuk kurallarına, geleneklere benzer ancak hukuk kuralları gibi oluşturulamaz, ya da degiştirilemez. Uymayana ceza yoktur ancak övme, kınama, ödüllendirme, yerme, beğenme ifade eden sözlerle yapılan çeşitli yaptırımlara sahiptir.

Egitim etiği deyince de anladığımız ahlakın sorgulanmasıdır. Felsefi tarafıdır.

Şimdi bu iki kavramın buluştukları ve ayrıştıkları noktaları tartışmak istemiyorum ancak anlatacaklarımla çok yakından ilgili.

Bugün ilkönce beni sevindiren sonra da canımı çok sıkan bir durumu size anlatmak istiyorum yoksa kendimi çok suçlu hissedeceğim. Aklımda ve yüreğimde sürekli beni rahatsız eden, üzen bir duygu var. Adaletsizlik duygusu, aldatılmışlık duygusu, milletçe küçük düşürülme duygusu…

ANLATIYORUM…

Uzun yıllar süren öğretmenlik yaşamım süresince çalıştığım okullarda bir sürü etkinlikler düzenledim ve yapılan etkinliklere büyük bir istekle katıldım. Bu etkinlikler sınıf-ders olağanlığının dışında biraz da insanın yaratıcılık tarafını tetikleyen, işine renk ve heyecan katan bir hale dönüşmeye başlayınca hem öğrenciler hem de öğretenler çok motive oluyorlar. Aynı coşkuyu paylaşmaya başlıyorlar, aynı konuda kafa patlatıyorlar ve yaş, statü farkı azalıyor, aralarında bir takım olma ruhu esiyor. Bu çok güzel birşey!

İşte 50 yıllık öğretmenlik hayatımda çalıştığım okullarda yaptığım etkinliklerden bir tanesi de Matematik Yarışmalarına öğrencilerimi hazırlamak. Çalışkan da olsa, tembel de olsa, yada sıradan bir öğrenci de olsa, ne olurlarsa olsalar, bütün çocuklar bu tür zevkli etkinlikleri denemeli diye düşünürüm. Kendilerini tanımalı, sınamalı, gerçek performanslarını görmeli, neden zevk alabileceklerini keşfetmeliler. Hiç umulmadık bir etkinlik çocuk yada gençlerin öğrenme isteklerini tetikleyebilir, kendilerinde bulunan bilmedikleri becerileri, heyecanları ortaya çıkarabilir. Benim de keyfim bu noktada başlıyor. Onlarla yarışma heyecanını tadıyorum. Kazansalar da kaybetseler de hiç önemli değil, birlikte bir etkinlik yapmanın, bu denemenin tadını çıkarıyoruz. Hiç umulmadık öğrencilerin aniden ortaya çıkarak bir yıldız gibi parlaması da bu işin en tatlı tarafı.

2000 yılında bir özel okulda çalışırken öğrencilerimizi TUBİTAK sınavlarına hazırlıyorduk, aynı okulda çalışan bir Amerikalı öğretmenin tavsiyesiyle öğrencilerimizi American Mathematics Competition ve Canadian Mathematics Competition adlı matematik yarışmaları için de hazırlamaya başladık. O zamana kadar bu tür yarışmalardan pek haberim yoktu. Çok güzel sonuçlar aldık, her yıl öğrencilerime bu tür yarışmalardan bahsetmeye başladım, sonunda bütün sınıflarımdaki bütün öğrenciler katılmaya başladılar. Bu yarışmaları hiçbir zaman rekabet etmek amacıyla değil, sadece matematiğin derinliğini kavramak, değişik matematik kültürlerinde kafa yormak, bu işin zevkine varmak için yapıyorduk. Bazan sınav sonuçları geldiğinde hiç beklenmedik öğrenciler yüksek puanlar alıyorlardı, bu durum bütün öğrencileri yüreklendiriyordu. Sonra bir de bu uluslararası yarışmalardaki başarılar bütün dünyaya yayılan bültenlerde isim isim yayınlanınca öğrencilerin ve ailelerinin gururu oluyordu. Her zaman bu bültenlere okulumuzdan bir iki kişinin isminin bile girmesi büyük bir olaydı.

Çin’in en iyi okullarından biri olan Shanghai Fudan Lisesi’nde çalışırken de bu yarışma etkinliklerine devam ettim ve düzenleme işini üstüme aldım. Biliyorsunuzdur belki Çin matematik konusunda en iyi öğrencileri yetiştiren bir ülke. American Mathematics Competition yıllık bülteninde ise kazananların içinde hemen hemen hiç Amerikalı yok gibi, kazananların neredeyse tümü çoğu Çinli, geriye kalanlar da Asya’dan. Bu durum böyle yıllarca devam etti ve sonunda 10 yıl önce sanıyorum American Mathematics Competitions yönetimi yarışmalarının artık yurtdışında yapılmayacağını ilan etti. Sadece Amerika içindeki okullarda yapılacağı duyuruldu. Doğrusu da buydu onlar için tabii…

KANADA MATEMATİK YARIŞMALARI

Gelelim CEMC Kanada yarışmalarına, bu yarışmalar Waterloo Üniversitesi Matematik Bölümü tarafından hazırlanıyordu. Amaçları Kanada’da ve dünyada matematiği sevdirmek, matematiğe ilgisi olan gençlerin yetişmesine katkıda bulunmak, Kanada’daki ve dünyadaki okulların matematik takımlarını oluşturmalarına olanak sağlamak ve öğrencileri daha ileri seviyedeki olimpiyatlara kadar yetişmelerini sağlamaktı. Bu yarışmalara da 2000 yılında Türkiye’deyken koordinatörlük yapmaya başlamıştım. Daha sonra Cin’de öğretmenlik yaptığım Shanghai Normal University ve Fudan International School’da devam ettim. Öğrenciler son derece başarılılardı. Hem ortaokul hem de lisenin her sınıf seviyelerinde yapılan yarışmalar çok ilgi görmüştü, hatta okul bu yarışmalara bütün öğrencileri sokma kararı aldı, yıllarca kayıt ücretlerini bile ödedi. Son derece titiz hazırlanan soru kağıtları kargoyla yollanıyor, okullarda ciddi koşullarda yarışmalar yapılıyor, hemen akabinde yanıtlar kargoyla Kanada’ya yollanıyordu. Sonuçlar bütün dünyaya yayılan bültende açıklanıyordu.

Myanmar’da çalıştığım her okulda da aynı yarışmaların koordinatörlüğünü yapmak için kolları sıvadım. Ortaokul için yapılan Gauss Matematik yarışmasının kuralları şöyle. Bu yarışmalar okulların kendi şartlarında uygulanıyor. Sorular posta sistemi iyi işleyen ülkelere posta yoluya yollanıyor, Myanmar gibi posta sistemi iyi olmayan ülkelere ise sorular yarışma sabahı online yollanıyor. Ortaokulların paketlerinde, soru kağıtları, yanıt kağıtları, sınavı yapacakların uyması gereken kurallar ve okul tarafından doldurulması gereken formlar yollanıyor. Sınav uygulayıcı önceden belirlenmiş matematik bölümünün öğretmen ve bölüm başkanı da bu sınavı kurallara uygun, hakkaniyetli bir şekilde uyguluyorlar.

Bizim ki de aynen böyle oldu, sabah internetten hemen soruları aldım, bastırdım, sınav salonunu bir gün önceden hazırlamıştık, öğrencilerimizi en güvenli bir ortamda verilen talimatlara göre sınav salonuna yerleştirdik. Sınavı 1 verilen bir saat içinde uyguladık. Ortaokulu kağıtları o okuldaki Yarışma Komitesi tarafından okunuyor. Sınav kağıdı okuma talimatına göre 4 kişi soru kağıtlarını inceledik, gönderilen yanıt anahtarına göre puanlarını verdik, tekrar kontrollarını yaptık ve sonuçları hemen internetten gönderilen formları doldurarak yolladık. 150 puan olan tam puanı alan bir öğrencimiz olmadı. Zaten böyle bir sonuca ulaşmak çok zordu. Yarışma üç bölümden oluşuyordu. Birinci bölümü hemen hemen herkes yapmıştı, ikinci bölüm daha zordu ancak üçüncü bölüm çok zor sorulardan oluşuyordu. Bütün sene öğrenciler geçmiş yılların sorularından epey çalışmışlardı ama bu fayda etmiyordu, son sorular her zaman çok zordu… Bizim önemsediğimiz bir iki kişinin tam puan alması, okulun reklamı değil, okulumuzda matematige olan ilginin artması, öğrencilerin soruları tartışmaları, matematigi daha iyi kavramaya çalışmalarıydı. Amacımıza ulaşmıştık, sevinçliydik, 6, 7 ve 8. Sınıflardan 34 öğrencimiz, bu yarışmaya katılmıştı. Yarışma yönetmeliğine göre en üst puan alan öğrenciler ödül sertifikası alacaklardı.

Daha yarışma bülteninin çıkmasına zaman vardı, şöyle bir geçen seneki bülteni bir karıştırayım dedim. Bültendeki 2023 yılı İstatistiklerine baktım:

Ortaokullarda 6. sınıflarda Kanada’dan bu yarışmaya 1206 okul ve 22 bin ögrenci katılmış, ortalama 92 ,

136 – 150 arasında en yüksek puanı 778 öğrenci almış, bu da %3.53

778 kişi içinden de en yüksek 150 puanı sadece 35 öğrenci alabilmiş. %4.45

Diğer aralıklarda puan alan öğrenci sayıları ve yüzdeleri aşağıda görüldüğü gibidir.

121 – 135 2083 %9.46

106 -120 3911 %17.77

91 – 105 5394 %24.51

76 – 90 4940 %22.45

61 -75 2858 %12.99

60 altı 1584 % 7.20

Uluslararası okullardan katılanların durumu ise şöyle:

Kanada dışından yarışa katılan bütün dünyada 10 bin 211 kişiden sadece 25’i tam puan (150) almış ve bu 25 öğrencinin de 15 tanesi Türk … OLAMAZ, durdum burada, nasıl olabilir ki… aynı ülkeden, aynı şehirden, aynı okuldan ve büyük olasılıkla da aynı sınıftan.

Bu tesadüf müdür, mucize midir, nasıl bir sonuçtur aklım ermedi.

Tekrar döndüm listelere baktım. Koca Asya’da aynı okuldan bir Çin okulu hariç 2 kişi bile çıkaran yok, Asya’daki okulların nüfusu Türkiye’deki okullarla karşılaştırılamaz, bu bakımdan da baksanız, yine de Asya’dan çok başarılı puan alan çocuk çıkarmamız zor. Bir de Kanada’da 150 tam puan çıkaran okullara baktım, orada sadece 1206 okuldan 35 kişi almış tam puan, bu da % 4 civarı. Uluslararası katılımcıların içinde Eskişehir % 60 tam puanlı öğrenci çıkarmış oluyor. Kanada’nın bütün okullarını sollamışız, Asya’nın en kalabalık okullarını, Çin’i, Kore’yi, Hindistan’ı, İran’ı bütün Asya ülkelerini de sollamışız haberimiz yok. Bütün dünyada tam puanı alabilen öğrenci sayısı bu kadar az ve aynı okuldan tam puan alan bir ikinci, yada üçüncü öğrenci çıkarılamazken, bizim ülkemizde Eskişehir’de yeni bir özel okuldan 15 öğrencinin bulunmasını takdir mi etmek lazım, yoksa oturup bu durumu irdelemek mi lazım… 2022 Yılı PİSA Testi sonuçlarında da 81 ülke içinde 39. sırada olmamız gerçeğine ve Kanada’nın ve Asya ülkelerinin ilk 10 içinde olmaları gerçeğine de bakarsak, bu Türkiye başarısı bana hiç de inandırıcı gelmedi ve mesleğini seven bir eğitmen olarak bu durumu çok vahim gördüm ve çok üzüldüm. Şimdi bütün dünyaya dağılan bu yıllık bültene göz atan diğer okulların öğrencileri, yöneticileri bu garip durumu nasıl değerlendirir.

Türk mucizesi!…. Ya gerçek öyle mi acaba….

Geçmiş yıllarda böyle yine aynı Kanada matematik yarışmalarının yıllık bülteninde Kütahya’dan aynı okuldan bir dolu öğrencinin tam puan alarak bütün dünyadaki okulları solladıklarını görmüştüm. Yazıklar olsun dedim içimden. Sollayın da çalışarak, emek vererek, hakkederek yapın bu işi.

Keşke bütün halkımız iyi adaletli , aklıselimi olan, onurlu eğitimcilerin elinde iyi bir eğitim görebilse, matematik, bilim yaygınlaşsa ve matematikte dünyada en ön sıralara oturabilsek. Tabii işin kolayına kaçmadan.

İnsanların iğneyle kuyu kazarak elde ettikleri başarıları bazı eğitmenler bu kadar kolaya indirgeyebiliyorlarsa, eğitim sistemimiz nerelere doğru akıyor düşünün.

Yarışmalarda bir grup leyhine sonuçları değiştirmek, soruları vermek, uluslararası ya da milli ahlaki kuralları hiçe saymak, onursuz davranmak, milli itibarımızı yurtdışında sarsacak davranışlarda bulunmak hiçbir zaman olmaması gereken davranışlardır.

Yeni kuşaklara eğitim etiklerini, ahlaklı bireyler olmak gibi görevlerimiz olduğunu hatırlatmamız ve öğretmemiz gerekiyor.

  • Eğitimci; saygın ve onurlu bir mesleğin mensubu olduğu bilinci ile hareket eder.

  • Eğitimci, mesleki nüfuzunu kullanarak kişisel menfaat sağlamaz; kurum kaynaklarını, araç ve gereçlerini kişisel amaç için kullanmaz.

  • Eğitimci; mesleğini icra ederken öncelikle insan haklarına saygı duyarak; ırk, dil, din, renk, siyasi görüş ve aile statüsü gözetmeden, öğrencilere adil ve eşit davranır. Öğrencilere eğitim-öğretim fırsatlarından adil yararlanma hakkı tanır, her öğrenciye eşit şekilde ilgi göstererek onların iyi yetişmelerini sağlar.”

  ©2009 T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Tüm hakları saklıdır.

Bunları da sevebilirsiniz