Şampiyonluk ipini göğüsleyen takımların belli olduğu, heyecan dolu bir ayı geride bıraktık. Sezon boyunca nefeslerimizi kesen, yıllar boyunca unutulmayacak bir şampiyonluk yarışına Türkiye Ligi’nde tanıklık etmek, biz Türk futbolseverlerin heyecanını iki katına çıkardı. Damalı bayrağa ulaşan takım ise, seyirci ortalamasını %116 arttırarak ortalama 40.778 seyirciyle sezonun en fazla seyirci ortalamasına sahip olan Galatasaray oldu. Böylece, sarı kırmızılılar kıran kırana geçen sezonun ardından Süper Lig’de 21.zaferini ilan etmiş oldu.
Sezona Igor Tudor yönetiminde Östersunds’a elenip Avrupa’ya veda ederek başlayan Galatasaray, lige beklenenin aksine 8’de 7 yaparak başladı. Bu serinin ardından farklı mağlubiyetlerle yaşanan deplasman kabusları ise Tudor’un biletini hazırlamaya yetti. Takımıyla yapboz oynarmış gibi oynamasına rağmen bir türlü Puzzle’ın parçalarını doğru bir şekilde yerleştiremeyen Tudor’a, Galatasaray gömleği birkaç beden büyük geldi. Özellikle lakayıt ve kibirli basın açıklamaları, Galatasaray taraftarlarını çileden çıkarttı. Her fırsatta Tudor’un arkasında olduğunu beyan eden Dursun Özbek yönetimi de camianın “İmparator!” baskılarına dayanamayarak Fatih Terim ile el sıkıştı. Sezon başında Fatih Terim boştayken Lucescu’nun peşinden koşan Özbek yönetimi, pabucun pahalı olduğunu ve koltuklarının sallantıda olduğunu idrak etmeseydi, Terim ile anlaşmaya hiç de niyetli değildi. Öyle ki, dönemin hukuktan sorumlu yöneticisi Eşref Alaçayır’ın: “Fatih Terim gelirse benzin döküp kendimi yakarım.” dediği iddia edilmişti. O dönemde yorumculuk yapan Galatasaray efsanelerinden Ergün Penbe de bu olayı doğrulamıştı. Alaçayır, Terim geldikten sonra kendisine sorulan “Kendinizi yakacak mısınız?” sorularını ise yanıtsız bırakmıştı.
Galatasaray camiasının istenmeyen adam olarak ilan ettiği, sadece rakip takımların taraftarlarının desteklediği Dursun Özbek, başkanlık koltuğunu garanti altına alabilmek adına koltuğa oturduğu günden itibaren en isabetli kararı alıp Terim ile anlaşsa da baskın seçime giderek etik değerleri hiçe saydı. Bunun sonucunda da genel kurul, kendisine büyük bir ders vererek Dursun Özbek’i hayal kırıklığına uğrattı.
Yeni başkan Mustafa Cengiz’in Abdürrahim Albayrak’ın desteğini alması ve Albayrak’ı Sportif A.Ş’de görevlendirmesi, taraftarın gönlünü kazanmasında etkili oldu ve yaratılan sinerji taraftarı kenetledi. Ocak ayındaki yazımda devre arasında deposunu en fazla dolduranın değil, aracını en başarılı kullanan şoförün damalı bayrağa ulaşacağını söylemiştim. Galatasaray’ı 4.kez kanatları altına alan Fatih Terim de adeta Michael Schumacher’e taş çıkarttı. Badou Ndiaye’nin ayrılışıyla lastiği patlayan Terim, Pit Stop’a giderek hem kimsenin kullanmadığı, eskimeye yüz tutmuş bir lastiği (Donk’u) aracına taktırdı hem de kırılmış olan sol kanattaki rüzgarlığını (Nagatomo) değiştirip hayret ettirici bir verim alarak damalı bayrağa ulaştı.
Galatasaraylılar, daha şampiyonluk sevincine doyamadan bir başka yarışın heyecanına kapıldılar. Devre arasındaki seçimde 80 oy farkla kaybettiği için muhtemelen nakavt olmadığını düşünen Dursun Özbek, Mayıs ayında bir kez daha başkan adayı oldu. Bazı kaynaklar Dursun Özbek’in seçim çalışmaları için 50 milyon TL harcadığını iddia etti, fakat Dursun Özbek bu seçimde ciddi anlamda nakavt olarak 1164 oy farkla başkanlık koltuğuna sonsuza kadar veda etti. Yeniden başkanlık koltuğuna oturan Mustafa Cengiz’i zorlu bir süreç beklese de takım içerisinde yaratılan sinerjinin ve doğrudan Şampiyonlar Ligi’ne katılım faktörlerinin kendisine yardımcı olacağına hiç şüphe yok. Mustafa Cengiz yönetimi ise Yellow Friday ve Grey Weekend kampanyalarının ardından kulübe yılda düzenli olarak 8 milyon dolar gelir sağlayabilecek yeni bir proje gerçekleştirme niyetinde. Galatasaray Üniversitesi ile ortaklaşa gerçekleştirilecek olan bu yeni proje ise “Teknokent”. Mustafa Cengiz, bu projede Dursun Özbek’in yıllardır faaliyete geçiremediği oteli ve kapalı spor salonunu teknolojik firmalara kiralayacaklarını ve bu firmaların da spor endüstrisi ile ilgili çalışmalar yapacaklarını söyledi. Hazır bu tarz bir projeye girişilmişken, Premier Lig ekiplerinden Burnley’nin Bucks New Üniversitesi ile olan spor yöneticisi, spor psikologu yetiştirme projesi örnek alınıp yeni bir proje geliştirilirse Türkiye’nin kaliteli spor yöneticisi eksikliği konusunda kanayan yarasına da merhem sürülebilir.
Tekrar saha içine dönersek, Galatasaray’ın Şampiyonlar Ligi’nde başarılı olabilmesi için kadroya takviye yapılması şart. Sarı kırmızılılar da transfer yapmak için UEFA’dan gelecek olan kararı bekliyor. Ayrıca, önümüzdeki Dünya Kupası da Galatasaray’ın transfer politikasını doğrudan etkileyebilir.
Galatasaray, başarının vazgeçilmez sırrı olan yönetim, teknik direktör, futbolcu ve taraftar dörtgeni arasındaki koordinasyonu sağlayabildiği sürece başarılı olmaya devam edecektir.
Zevkli ve heyecan dolu bir Dünya Kupası izlemeniz dileğiyle…