“Özgürlük Üzerine” adı, büyük İngiliz Filozof J. S. Mill’in (1806-1873) olgunluk döneminde yayımladığı kitaptan (On Liberty) gelmektedir. Mill, bu kitabında, özgür olmak için aklı kullanma deneyiminin ve belirli bir olgunluğun kişide ve toplumda bulunması gerektiğini öne sürmüştür. Özgürlüğün filozofu, kişinin olgunlaşması için özgürlüğün gerekli olduğunu belirtmekle kalmayıp, kişinin olgunlaşmasını da özgürlüğün adeta bir alameti olarak görmüştür.
Zararlı veya hatalı fikirler ortaya çıkabilmeli ki çeşitli bireylerin akıl süzgeçlerinden ve eleştirilerinden geçerek bu fikirlerin zararlı veya hatalı oldukları ortaya konabilsin.
Sansür kalkmalı ki kişiler sansürcülerin akılları ölçüsünde saptayabildiklerinin çok daha ötesinde uyanık olabilsin zararlı veya hatalı fikirlere karşı.
İfadeye yasak konmamalı ki ilk bakışta yanlış görünebilecek ama ileride büyüklüğü ve doğruluğu anlaşılabilecek fikirler ortaya çıkabilsin.
Kişilerin incinmesine bakmaksızın en saldırgan fikirler ortaya dökülebilsin ki bireyler galeyana gelmemeyi öğrenebilsin.
Özgürlük özgür akıllar için yaşanabilir bir ortam olmanın da ötesinde, aklını kullanamayanların yetişmesi için gerekli besi yerini de sağlar.
Özgürlük olmalı ki en salakça fikir bile karşılık bulsun ve bu fikri savunanlar bu fikirlerinden cayma olanağına erişsin. Kendi kafalarında bu fikirleri kuranlara, eleştiri sayesinde saçmalıktan kurtulma olanağını sunmak gerek. Ne kadar salakça olursa olsun ne kadar galiz bir dille ifade edilmiş olursa olsun bu fikirlerle hesaplaşmak gerek.
Fakat bazı fikirler vardır ki neresini düzelteceğine şaşırır insan.
Fakat bazı kişiler vardır ki samimiyetinden kuşkulanır insan.
Özgürlük adına, ilericilik adına, vatan adına söylenen öyle sözler, ifade edilen öyle fikirler vardır ki özgür bir akıl o sohbete girişmekten utanır.
Utanç duygusunu yitirmiş bir tarafla tartışmak kuşkusuz yıpratıcıdır. En abuk fikri göz göre göre savunan kişi bile fikrini savunabilmelidir.
Ne var ki bu fikri okumama, duymama özgürlüğümüz de olmalı.
Böyle bir tartışmaya girişmeme, böyle sözleri ciddiye almama, böyle sözleri sarf edenleri adam yerine koymama özgürlüğümüz de olmalı.
İfade özgürlüğünü, yere tükürme özgürlüğü ile eşitleyip ikincisi adına birincisini heba eden kişiyi ciddiye almanın ne faydası olacak ki…
Galiz sözleri dışında en ufak bir fikir kırıntısı olmayanları yazar saymanın ne faydası olacak ki… “İlkeli olmak adına”, “doğrucu davut olmak adına” sefil fikirleri galiz sözlere dökerek reyting peşinde koşan birini dinleyip sonra da laf yetiştirmeye ne gerek var.
İfade özgürlüğü, baskın olan anlayışın dışındaki fikirler için önemlidir esas. İfade özgürlüğü ve olgunluk fikrin kamuyla paylaşılması ve böylece tartışmayla daha doğru fikirlerin ortaya çıkabilmesi için elzemdir esas.
İlkel beynimizi tetiklemek, öfke veya korkuyla muhakeme gücünü sakatlamak için sarf edilen lafların yaratacağı öfke ve korku ortamının kimi vuracağı hiç belli olmaz. Muhakeme gücünü kullanmayı, fikirlerini doğru düzgün ifade etme becerisini hepten yitirmiş kişilerin bu galiz sözleriyle daha da yalnızlaşmaları kaçınılmazdır.
Sözleriyle başkalarını öfkelendirerek tepki alma arzusuyla, yalnızlığından kurtulmaya çalışan “aydınların” giderek yalnızlaşması kaçınılmazdır. Kurtulmak istediği yalnızlık onun peşini bırakmayacaktır, meğer ki aklına başvurup muhatabını gerçekten iknaya yönelsin. Özgürlüğün bir bedeli var gerçekten de… Önce olgunlaşmalı, özgür tartışmadan korkmadan, tartışmanın zeminini bozmadan farklı fikirlerle boy ölçüşebilmeye cesaret etmeli…