“Gıdalarımız Neden Sağlıklı ve Kaliteli Değil?”adlı yazımızda cevabım üç noktada toplanmıştı:Bu cevaplar sırasıyla,bir; “Sağlıksız ve kalitesiz gıda üretimi,ilk aşamada endüstriyel tarımın bir sonucudur”,iki; “Gıdaların sağlığı ve kalitesi,taşıma sürecinden olumsuz olarak etkilenir” ve üç;”Gıdalar,işleme sürecinde de sağlık ve kalitesini kayıp edebilir.” şeklindeydi.
Bu yazımızda “İyi Gıda İçin Küçük ve Orta Ölçekli Çiftçi/Köylü Modeli Öne Çıkarılmalı!” konusunu işleyeceğim.
Nedeni şu; Endüstriyel tarımla amaç,miktarı artırmak ve karlılıktır. Kalite önemli değildir.
Oysa bilinen bir gerçek, miktar ile kalite arasında ters bir ilişkinin olduğudur.Bir başka deyişle miktar arttıkça gıdaların kalitesi düşmektedir.
Çağdaş beslenme bilimi bize tüketimde kalitelinin öne çıkması gerektiğini gösteriyor.Üstelik,endüstriyel üretimde kullanılan girdiler artıkça,bırakınız kaliteyi,sağlıklı gıdalar yerine,örneğin tarım ilaçlarını tüketiyoruz.
Bu yetmiyor,toprak ve su kaynaklarımız kirleniyor ve işsizlik gibi sosyal sorunlar ortaya çıkıyor.
Dev işletmelerde yapılan endüstriyel tarımda ortaya çıkan olumsuzluklara karşı en uygun model, genellikle küçük ve orta ölçekli çiftçi/köylü modelidir.
Bu işletmelerde toplam etmen verimliliğin, büyük işletmelerden daha yüksek olduğu bilinmektedir.
Diğer yandan sağlıklı ve kaliteli gıda üretimi açısından da küçük ve orta ölçekli işletmelerin endüstriyel tarımsal girdi kullanma oranları dev tarımsal işletmelere göre genellikle daha düşüktür ve daha yüksek düzeyde denetlenebilir durumdadırlar.
Üstelik Türkiye’de de küçük ve orta ölçekli işletmeler, tarımsal işletmelerin hala büyük bir çoğunluğunu oluşturuyorlar.
Köylü işletmelerinde, belli bir ölçüde var olan ölçek sorunu ise kamu yatırım işletmelerinin ve desteklemelerin onlara yönlendirilmesi ve kooperatif örgütlenme ile aşılabilmektedir. Örneğin kamu sulama hizmetleri, tarımsal desteklemeler, kooperatif makine parkları, süt toplama hizmetleri, girdilerin ucuza temin edilmesi ve çıktıların değerlendirilmesi gibi. Tarımsal Kooperatifler, üretim için girdi ve ara malları sağlama ile ürünlerin işlenmesi(ortak makine parkları, kaba ve yoğun yem üretimi, ortak sağım hane, soğuk zincirin sağlanması) ve pazarlaması yanında kolektif üretim yapan kooperatifler şeklinde olabilir.
Tarımsal kooperatifler aracılığıyla çiftçilerin sanayici olmaları sağlanmalıdır. Katma değer bu şekilde çiftçi eline geçebilir.
Çiftçilerin tarımsal amaçlı kooperatifler altında örgütlenmeleri durumunda, pazara çıktıklarında örgütlenmiş aracı ve sanayici karşısında pazarlık ve rekabet güçleri şansları vardır.
Diğer yandan Kooperatiflerin, tüketici örgütleriyle işbirliği içinde kendi pazarlama birimlerini kurmaları da amaçlanmalıdır.