22/02/2017
Uluslararası Af Örgütü’nün (Amnesty International) 2016 raporunda, OHAL’le birlikte ‘polis gözetiminde rapor edilen işkence ve kötü muamele’yle hak ihlallerinin arttığı, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın gücünü sağlamlaştırdığı ve ifade özgürlüğünün ‘keskin biçimde kötüye gittiği’ belirtildi.
Deutsche Welle’den Gezal Acar’ın aktardığına göre, Af Örgütü, 2016 yılında 159 ülke ve bölgede insan haklarının durumunun incelendiği raporunu açıkladı.
Raporda Türkiye’deki gelişmeler, ‘ifade özgürlüğü, toplanma özgürlüğü, işkence ve diğer kötü muameleler, aşırı güç kullanımı, cezasızlık, silahlı gruplar tarafından gerçekleştirilen ihlaller, mülteciler ve sığınmacılar ile ülke içinde yerinden edilen kişiler‘ başlıkları altında incelendi.
‘Erdoğan gücünü sağlamlaştırdı’
Darbe girişimi sonrasının detaylı ele alındığı raporda, “Darbe girişiminin ardından hükümet memurlar ve sivil toplum üzerinde büyük baskı oluşturdu. Fethullah Gülen hareketiyle bağlantılı olmakla suçlananlar bu baskının ana hedefiydi” tespiti yer aldı.
KHK’larla 90 bin kişinin meslekten ihraç edildiğinin belirtildiği raporda, “Yüzlerce medya kuruluşu ve sivil toplum örgütü kapatıldı, gazeteciler, aktivistler ve milletvekilleri tutuklandı” dendi.
Erdoğan’ın, yıl boyunca gücünü sağlamlaştırdığı ve cumhurbaşkanına ‘yürütme yetkisi’ veren anayasal değişikliğin Meclis’e sunulduğunun hatırlatıldığı raporda, ‘terörle mücadele’ kapsamında sokağa çıkma yasaklarının olduğu bölgelerde ve özellikle 15 Temmuz sonrası Ankara ve İstanbul’da ‘polis gözetiminde rapor edilen işkence ve kötü muamele’nin arttığı kaydedildi.
‘En kötü fiziksel şiddete askeri personel maruz kaldı’
OHAL’le birlikte ‘kötü muameleyi kolaylaştıran’ uygulamaların önünün açıldığı, gözaltı yerlerini izleyen hiçbir ulusal mekanizma kalmadığı, ‘avukat görüşmesi’nin ortadan kaldırıldığı ve gözaltı süresinin uzatıldığı kaydedildi.
Raporda yine 15 Temmuz sonrası polis gözetimindeki birçok kişinin, ‘ciddi derecede dayak, cinsel saldırı, tecavüz tehdidi ve tecavüze maruz kaldıkları’ belirtilirken, en kötü fiziksel şiddete askeri personelin maruz kaldığı kaydedildi.
Türkiye’de ifade özgürlüğünün ‘keskin biçimde kötüye gittiği’ belirtilirken, OHAL’in ardından 188 gazetecinin yargılanmak üzere tutuklandığı ve 184 medya kuruluşunun ve en az 375 sivil toplum örgütünün ‘keyfi olarak’ kapatıldığı vurgulandı.
‘Barış İçin Akademisyenler’in maruz kaldığı soruşturmaları hatırlatan rapor, Gülen Cemaati’ne yakın medya kuruluşlarına kayyım atandığı ve ‘hükümet yanlısı yayın çizgisi empoze edildiği’ ifade edildi.
‘İncelenmeden onaylanan kararlarla internet sansürü’
İnternet sansüründeki gözle görülür artışa yer verilen raporda, ‘yargının incelemeden onayladığı ve temyiz etmenin mümkün olmadığı kararlarla’ birlikte içeriklerin engellendiği aktarıldı.
1 Mayıs ve ‘Onur Yürüyüşü’nün yasaklanmasının ‘toplanma özgürlüğü hakkı ihlali’ olduğuna yer verilen raporda, OHAL’le birlikte gösterileri engelleyecek genel yasakların çıkarıldığı ve yurttaşlara aşırı güç kullanıldığına dikkat çekildi.
Gezi parkı eylemlerine ilişkin soruşturma ve davalarda yol kat edilemediği kaydedilirken, Şırnak’ın Cizre ilçesinde yürütülen operasyonlar sırasında üç evin bodrumunda 100’den fazla kişinin ölümüne ilişkin yürütülen soruşturmalarda da ilerleme kaydedilmediğine yer verildi.
Raporda, dünya genelinde insan haklarının durumu açısından kritik bir dönemden geçildiği vurgulandı.