1 TEMMUZ 2016
Yetkililer İstanbul Havaalanı Saldırganlarının Özbek, Kırgız ve Rus Olduğunu Söylüyor:
Türk Hükümet yetkilileri, İstanbul’un büyük havaalanında silah ve bombalı saldırıyla 44 kişiyi öldüren İslam Devleti intihar bombacısı 3 şüphelinin Özbek, Kırgız ve Rus milletlerinden olduğunu söyledi.
Avrupa ve Asya’nın aktarma merkezi dünyanın en yoğun havaalanlarından birine yapılan saldırı bu yıl Türkiye’de bombalı intihar eylemleri serisinin en amansızıydı. Üç saldırgan ikisi içeriye girip kendisini patlatmadan önce dışarıda ateş açarak panik yarattı. Üçüncü saldırgan patlayıcılarını girişte patlattı.
İlaveten 238 kişi yaralandı. Yetkililer teyit edilen saldırganların milliyetleri dışında daha fazla ayrıntı vermediler ve soruşturma ayrıntıları henüz çıkmadığı için isim vermeyi reddettiler.
Adli tıp takımı sınırlı kalıntılarla bombacıların kimliğini tespit etmekle mücadele ederken, yetkililer erkenden açıklama yaptı: “Sağlık ekibi kimlik saptama sürecini sonuçlandırmak için gün boyunca çalışıyor.”
İçişleri Bakanı Efkan Ala, Parlamento’ya delillerin devamlı İslam Devleti sorumluluğuna işaret ettiğini ve ölenlerden 19 kişinin yabancı olduğunu söyledi.
Bombacılar
Bakan Ala bombacılardan birinin kimliğinin ve milliyetinin tespit edildiğini söyledi fakat daha fazla yorum yapmadı. Hükümet yanlısı Yeni Şafak gazetesi Rus saldırganın Çeçenistan’a sınırları olan, Moskova’nın 1991’de Sovyet Birliği’nin çöküşünden beri dini militanlara ve bölücülere karşı iki savaş sürdürdüğü Dağıstan’dan olduğunu söyledi.
Türkiye’de Hürriyet gazetesi saldırganı Osman Vadinov olarak isimlendirdi ve Suriye’de İslam Devleti kontrollü bölgenin kalbi olan Raqqa’dan geldiğini söyledi.
Rusya İçişleri Bakanı Vadinov hakkında bilgi soruşturması yaptıklarını söyledi. Özbekistan Güvenlik Hizmeti acele bir yorum yapmazken, Kırgızistan Devlet Güvenlik Hizmeti soruşturma yapıldığını söyledi.
Geçen yıl çok sayıda ülkeden binlerce yabancı mücahit Türkiye üzerinden Suriye ve Irak’ta İslam Devleti’ne taşındı.
Saldırganlardan birinin Rusya’dan geliyor olması Ankara ve Moskova arasındaki ilişkiler açısından ters bir zaman, geçtiğimiz Kasım ayında Türkiye’nin Rusya’ya ait savaş uçağını Suriye sınırı yakınlarında ateş ederek düşürmesinden beri iki ülke arasında gerginlik var. Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan bu hafta Rusya lideri Vladimir Putin’e hadiseden dolayı duyduğu üzüntüyü ifade etmek için yazdı.
İstanbul üzerinden saldırılarda Salı geceki saldırıyla ilgili4’ü yabancı 13 kişi polis tarafından gözaltına alındı.
16 TEMMUZ 2016
Laik Ordu ve Erdoğan Arasında İyice Kızışan kavga Sonrası Darbe Geliyor:
Cumhurbaşkanı 2013’deki seçimden beri giderek artan oranda baskıcı oluyor;
Artan oranda baskıcılıkla suçlanan Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ı hükümetin başından devirmek amacıyla Türk ordusunun ilk adımı geçen gece eksik bir darbe teşebbüsüydü.
Havaalanında ve Boğaziçi Köprüsü’nde tanklar görüldü. Ordu jetleri ve helikopterleri ve buraların ve başkent Ankara üzerinde uçtuğunu haber verdi. İstanbul’da Askeri Karargâh yakınlarında silah sesleri duyuldu.
Kurucu Mustafa Kemal Atatürk’ün mesh ettiği laik Cumhuriyet’in şiddetli muhafızları olarak görevden alınmış komutanlar ile Erdoğan’ın arası uzun süredir açık.
Erdoğan kıdemli ordu şahsiyetleri tarafından suçlanıyor ve önceden yasaklı olan başörtülerine izin vererek, dini şahıslara güç vererek geleneksel siyasi aykırılık denemesiyle Türkiye’yi İslam Devleti’ne dönüştürüyor.
Erdoğan ayrıca geçen yaz Kürtler ile görüşmelerin bozulmasından sonra 30 yıllık çatışmayı yeniledi ve karmakarışık Türkiye Suriye Başkanı Esad’ın laik Cumhuriyeti’nin düşürülmesi amacıyla Türk bölgesi üzerinden Suriye’ye girilmesine izin vermesiyle komşusu Suriye ile bir savaşın içinde.
İslam Devleti saldırıları
Kalkışma sonrasında hükümet tarafından sert önlemler alındı İslam ülkesi üzerinde, terör grubu İstanbul, Ankara, Türkiye vilayetlerine ait ilçeler ve Suriye ile sınır boyunca askeri kışlalara bombalı intihar saldırıları düzenledi, 260’tan fazla insan öldü.
Erdoğan, 2002 yılı genel seçimlerinde onun kökten dinci AKP’sinin büyük zaferi sonrasında 2003 yılında Başbakan oldu.
Erdoğan başlangıçta demokratik bir lider olarak yönetmeyi taahhüt etti fakat 2013’den beri artan oranda otokratik oluyor. Baskı ve AKP yönetimine ortaklık eden kısmen kökten dinci Gülen hareketini sert önlemler 2013 sonundaki yolsuzluk skandalı sonrasında yüzlerce polis, savcı, hâkimin işine son verdi ve kendi kontrolü altında sıkı bir adli sistem yerleştirdi.
2014 yılında Erdoğan uzun olmayan Başbakanlık hizmeti sonrasında Türkiye’nin ilk doğrudan seçilmiş Cumhurbaşkanı oldu.
Erdoğan başlangıçta Türkiye’nin AB’ye katılmasını destekledi fakat süreç durduğu zaman, Müslüman kardeşliğinin hâkim olduğu kökten dinciliğin bölgesinde öncülük eden olmak amacıyla ilgisi Orta Doğu’ya kaydı.
Yabancılaşmış komşular
Erdoğan’ın politikaları uygulanmaya başlayana kadar Ankara’nın iyi ilişkilerine sahip olduğu Türkiye’nin komşularını yabancılaştırdı.
Eğer darbe başarılı olsaydı 1980’den beri ordunun yaptığı ilk doğrudan müdahale olacaktı, 1980’den 1989’a kadar ordu komutanı Kenan Evren’in yönettiği askeri hükümet kuruldu.
O zaman İstanbul’daydım, tanklar sokaklara girdi ve o Eylül’de Türkiye yönetimini ele aldı, tahmini 500.000 insan tutuklandı, 50 kişi idam edildi.
1997’de ordu Necmettin Erbakan altındaki kökten dinci liderliğinde koalisyonu istifa etmeye zorladı, N. Erbakan Türkiye’yi İslam ülkesine dönüştürüyordu.
Erbakan’ın Refah Parti’si Erdoğan’ın Ak Parti’sinin alt yapısıydı ve yaklaşık 14 yıldır AKP’yi güçlü tutan aynı dindar, muhafazakâr seçim bölgesini temsil ediyordu.
18 TEMMUZ 2016
Başarısız Ayaklanmadan Erdoğan Daha Güçlü Çıkıyor:
Önceden eleştirici batılı liderler ve sağcı gruplar şimdi Türkiye’nin seçilmiş Cumhurbaşkanı için destek istiyor;
Askeri Darbede; Cuma gecesi kısaca birkaç saatte Türkiye’nin otokratik Cumhurbaşkanı ve Türkiye’de onun 20. Yüzyıl siyasetinin mihenk taşı kalıcı mağdurların desteklediği hükümet göründü.
Aslında, şimdi açıkça başarısız darbeden görünen toplam ne; yurtiçi ve yurtdışında Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın eleştirilerini desteklemek için sıraya girmek.
Demokratik hakları düşürme ve medya üzerindeki kısıtlama alanlarını yönetmek için 3 yıldır Türkiye’yi kınayan batılı liderler ve özellikle enternasyonal sağcı gruplar şimdi demokratik olarak seçilmiş Cumhurbaşkanı için destek istiyorlar.
Erdoğan’ın yeri dünyada ülke için artan oranda büyük Yeni-Osmanlı Rönesans yasaları çıkaran bir şahıs olarak görünüyor. Kuşkusuz orduyu yenme –yargı ve emniyet güçlerindeki iç muhaliflerin zaten dikkate alındığı– onun yenilmezlik düşüncesini ve önde gelen bir şahıs olarak yerini Türk tarihine ekleyecek. Bundan ayrı olarak, Türkiye Anayasası ülke içinde müdahale nedeniyle başkanlığı yasaklamasına karşın başarısız darbe Erdoğan’ın destekçilerinin ülkede Erdoğan’ın yalnız otoritesini savunanların ikiye katlanmasına imkan verdi.
Cumartesi akşamı Başbakan Binali Yıldırım “Olaya başlangıcından beri Başkomutanımız R.T. Erdoğan vatanseverlik ve ihtiyat gösterdi; hükümetimiz, vatansever komutanlarımız ve birleşmiş halkımız bundan etkilendi ve facianın üstesinden geldi” dedi.
Buna ek olarak hükümet kontrolünün ipleri Cuma akşamki olayla birlikte Cumhurbaşkanı’nın eline geçti, en azından bir süre, toplum çatlıyor birkaç senedir. Erdoğan’a aykırılık iki temel etrafında odaklandı; Kürt kampları ve liberaller.
Temmuz 2015’den beri bölücü Kürt ve aykırı Kürt siyasilere karşı hükümetin askeri ve siyasal kampanyaları yüzlerce sivil Kürt’ün yaşamına ve Güneydoğu’da yüz binden fazlasının yerinden edilmesine mal oldu.
Fakat Ankara’nın mücadelesiyle 1970’lerden beri derin şüphe korkuyla özerklik için Kürt istemleri incelendiğinde çoğunun Türkler arasında halka ait olduğu ispat edildi.
Ayrıca 2013 Haziran’da Gezi Parkı’na odaklanmış hükümet karşıtı protestolar kitlesi ile yenilenmiş liberaller susturuldu ya da gözden düşürüldü. İnternet kullanımında yasa kontrolleri başlatıldı, yıllık LGBT ve kamu birliği toplulukları kapatıldı ve eleştirel medya ve gazeteciler tasfiye edildi ve büyük ölçüde susturuldu; Türk toplumunun bu kez sağlam unsurlarının içi boşaltıldı.
Buna ek olarak Cuma akşamdan görüntüler 78 milyon Türk’ün kalbine korku salıyor. Cuma günü en az 265 kişinin ölümüyle Türk tarihindeki en amansız birkaç günden biri. Boğaziçi Köprüsü’nde askerlerin olduğu haberi çıktığı zaman 1970’ler ve 1980’ler Türkiye’sini hatırlayacak kadar yaşlı olanlar su, yemek ve nakit paralarını güvenceye almak için akın ettiler.
Bir tankın yolunun önünde boylu boyunca uzanmış bir adamın görüntüsü Erdoğan’ın destekçilerinin onu güçlü tutmada ne ölçüde hareket edeceklerini sergiliyor. Sonra darbe kalkışması hızlıca bozuldu. Askerler –büyük ihtimalle askere alınan ve hala ergenlik yılları içinde olan– dövüldü ve muhtemelen Erdoğan destekçisi kalabalıklar tarafından kemerle kırbaçlandı. Sadece iki gün içinde neredeyse 6000 sivil ve ordu şahısları tutuklandı ve hatta sert önlemler alındı.
Başarısız ayaklanmanın akıbetinde açık olan, Ak Parti ve R.T. Erdoğan’dan ülkenin kontrolünü almak için mücadelede ciddi bir niyet ya da planlama eksikliği.
İsyancı askerler Cumhurbaşkanı’nın Bodrum’da tatil rezidansına o ayrıldıktan tam iki saat sonra ulaştı. Muhalif güçler tarafından istila edilen ve Boğaziçi Köprüsü’nü engellemek için gönderilen birliklerin olayı tatbikat sandıklarına dair haber çıkan bir hükümet bakanlığı yok. Askeri darbe nasıl ve neden gerekliydi ele alıp ülkeye açıklayacak bir şahıs yoktu ellerinde.
Toplumdan uzaklaşmış Türk vaiz Fetullah Gülen bile –Pensilvanya bölgesinde gönüllü sürgünde–
Alışılmadık bir girişimde bulundu; Cumartesi akşamı onu ya da destekçilerini içeren Türk yetkililerinin iddialarını yalanlamak için gazetecileri evinde karşıladı.
Ankara şimdi Birleşmiş Milletlere Türkiye’de milyonlarca muhafazakar destekçisinin olduğu iddia edilen dini hizmet hareketinin başı Fethullah Gülen’i iade etmelerini sordu.
Tarihi son
Ne olursa olsun Cuma’nın olayı Türk siyasi yaşamı üzerinde ordunun gücünün tarihi sonunu gösteriyor, 1923’de devletin kuruluşundan beri neredeyse eşsiz kumanda ile düzenlenen bir şey.
Şimdi artan oranda istikrarsız siyasi ortamda güç figürü olarak Erdoğan’a dönen Türklerin artan sayısıyla görüş ayrılığı hükümet avlanıyor diye yok edilebilir.
Cumartesi erken saatlerde darbe askerlerinin girişimde ele geçirdiği Hürriyet Gazetesi yazarı Emre Kızılkaya darbenin başarısızlığının şimdi Erdoğan’ın tüm cephelerde gerçek ve fark edilen tehditler almasına neden olacağına inanıyor.
“Gülenistler ordudan çıkarıldı ve yargı süreci çoktan başladı. Bütün bürokraside benzer hareketi bekleyebiliriz. Süreç geçmiş 3 yıla gidiyor fakat şimdi daha dramatik oluyor” dedi.
“Çoğu Türk kazanma ihtimali az olan, mazlum kişilerin tarafını tutuyor. Bu yüzden başarısız darbe Erdoğan’ı geride daha güçlü bırakıyor. Çünkü o şimdi, bir kez daha mağdur. Bunun yanı sıra Gülenistler toplumun tüm kesimleri tarafından acımasız, zalim olarak ayıplanıyor. Yetenekli bir politikacı olarak Erdoğan muhtemelen diğer siyasi muhaliflere karşı da durumu avantaja dönüştürecek.”