Kurtuluş Savaşı ve sonrasında Atatürk’ün mucize olarak şeriat bataklığından kurtarıp akılcılığa, müsbet ahlaka ve çağdaş uygarlığa ulaştırdığı Türk toplumu bugün değersiz çıkarlar uğruna işbirliği yapan ve her şeyi din açısından ölçüye vuran şer ve şeriat temsilcilerinin pençesine düşmüştür.
Şeriatçılar, görülmemiş bir azgınlık içerisinde en sinsi ve hileli usullerle devlet yönetiminin kilit noktalarını ve bu arada laikliğin silahlı teminatı olan orduyu da ele geçirmişlerdir.
Onun içindir ki 85 yıl önce şeriatçıların camide toplanıp esrar içerek kendilerini mehdi ilan edip, yaralı olduğu halde başını kesip Menemen sokaklarında dolaştırılan Şehit Öğretmen Kubilay’ı anma etkinliğine AKP iktidarının valisi Belediye Başkanı Tahir Şahin’e konuşma yasağı getirmiş, silahlı kuvvetlerde kimlere yaranmak istiyorlarsa onlarda basın yasağı getirmişlerdir. Ama sonunda yasağı kaldırma zorunda kalmışlardır
Bundan 85 yıl önce Kubilay’ı şehit eden bu şeriatçılarla bugün tüm dünyayı tehdit eden IŞİD’çilerin aralarında hiç fark yok, yöntem aynı, camilerde yatıp kalkıp ‘Allhu-ekber’ diyerek baş kesenler, suçsuz insanları topluca yok edenler ve de onları koruyanlar.
Nerde Suruç ve Ankara katliamlarının azmettiricileri, Nerde bunları koruma altına alanlar. Bugün 25 Aralık Gaziantep kurtuluş gününü kutlayacak. Gaziantep direnişinin başladığı bölgede bir köy var şimdi mahalle oldu. Kilis Gaziantep arasında. Küçükkızılhisar Mahallesi geçtiğimiz ay ikiye bölündü. Abdülhamit Han Mahallesi ve Beştepe Mahallesi oldu. Nedir bu Abdülhamit Han hayranlığı?, nedir bu Beştepe yalakalığı?.
Bugün tıpkı Cumhuriyet döneminden önce olduğu gibi şeriatın insan beynini kemirici, aklı ve mantığı yok edici, düşünme gücünü yitirici, yaratıcı zekayı köreltici, kadınları küçültücü ve insan varlığını ‘kul’ ketresine indirici verileriyle şekillendirmek istemektedir.
Türkiye’deki şeriatçılık, hilafetçilik, Nurculuk, Süleymancılık gibi dinsel akımların gerçek amacı, İslamcı bir devlet kurmak değil, Türkiye’de uyanışı söndürmek, yabancı sömürüye yakın kafalar yetiştirerek şeriat özlemcilerinin istemlerine boyun eğdirmektir.
Bu nedenle Büyük İsrail Projesi (BİP)’in hayata geçirilmesi için PKK terör örgütünün eylemleri ve IŞİD’e karşı gösterilen hoşgörü güzel yurdumuzu adım adım şeriat bataklığına sürülmektedir.
Bugün sadece Gaziantep’te beşyüzbin Suriye’li göçmen vardır. Suruç, Ankara ve Paris katliamlarının ardında Gaziantep’te beslenen, barındırılan IŞİD örgütünün varlığı artık inkar edilmemekte, hatta IŞİD; katliamlardan sonra caddelerde IŞİD bayrakları ile gösteri yapılmaktadır.