Mustafa Kemal Atatürk

YÜCE BAŞKOMUTAN ve ULU BİR ÖNDER 1,2,3 Çeviri: Begümşen Ergenekon
“Uçurumun eşiğinde yıkılmış bir vatan… pek çok düşmanla kanlı savaşlar… Yıllar süren bir mücadele sonrası, yurt içinde ve dışında saygı duyulan yeni bir ülke, Yeni bir toplum, yeni bir devlet ve bunları başarmak için yapılan sonsuz inkılaplar –bu tek kelimeyle Türk Devrimi’dir.” Mustafa Kemal ATATÜRK
Büyük adamlar genellikle elde ettikleri başarılarla anılır, onlardan bir tanesi de Atatürk’tür. Onun kalıcı abidesi; demokratik ve dinamik ekonomisiyle Türkiye Cumhuriyeti, 80 yılı4 aşkın bir süredir kuruluş yıldönümü hala kutluyor. Vefatının üzerinde geçen onca zamana rağmen hala muzaffer bir ilham kaynağı olmaya devam ediyor ve Türkler, kendilerini 20. yüzyıl başlarında çağdaşlık yoluna sokan önderleri olarak, onu saygıyla anmayı sürdürüyorlar. Atatürk’ün çağdaşı olan bazı devlet adamları, halklarını çıkmaza soktukları için eleştirilirler. Gerek Amerikan, gerek de Avrupalı hayranlarının tezahuratlarıyla, o liderler geçici heveslere yenik düştüler, peygamberlik taslayıp yurt içinde ve yurt dışında şiddete başvurdular. Onların aksine Atatürk bu tuzaklara düşmedi ve devlet idaresi olarak diktatörlüğe rağbet etmediği gibi kurumsallaştırmadı da. Hatasız olduğunu da iddia etmedi. Boş söylemlere ve ideolojik saplantılara kapılmadı. Ne kendisini, ne de halkını aldattı; bütün dünyaya karşı dürüst davrandı. Herşeyi kendisi yönetmedi, doğru kişileri görevlendirmeyi iyi bildi, hele son yıllarında ülkenin ve silahlı kuvvetlerin günlük yönetiminin çoğunu yetkililere devretti. “Yaşamı sırasında Atatürk ve Günümüz”, isimli makalesinde Mango (2000)5 bir Türk Özgeçmiş Yazarı’nın da ifade ettiği gibi, yeni ve esaslı fikirlerin hep Atatürk’ten çıktığını ama uygulamasını başkalarına bıraktığını yazmaktadır. Mustafa Kemal Atatürk’ün fevkalade önderliği modern ve demokratik bir Türkiye’nin temellerini attı. Türkiye Cumhuriyetine inancı olan uzak görüşlü bir önderdi. Türkiyeyi, yenilikçi reformalarla çağdaşlamaya ve batılılaşmaya yöneltti. Mango’ya (2000) göre: Türkiye’nin “Atatürk’e” duyduğu derin saygıyı haklı çıkartacak pek çok neden vardır. O, Türkiye’nin yengiden kurtulup küllerinden yeniden kıvançla doğmasını mümkün kılan tek güçtür. Atatürk’ün ileriyi görüşü, tutkusu, kudreti, yüz yıllarca birikmiş adetleri bir çırpıda silebilecek, parmak ısırtan cesareti olmaksızın Türkiye var olmayacak ve dünya da çok daha fakirleimiş bir yer olarak kalacaktı. (paragraf 5) Bütün bu başarıları onun etkiliyeci önderlik becerilerine dayanır. Böylece, ileriyi görme, cesaret, güzel konuşma sanatı, kararlılık, dürüstlük Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinin beş özelliğidir. Ufuk (İleriyi Görme) Önderlik: Deneyimlerden Faydalanma isimli eserde; önderleri, ileriyi görüş ve sahip oldukları yüksek değerlerin başkalarından ayırt ettiği savunulmuştur (Hughes, Ginnett, & Curphy, 2006:290). Mustafa Kemal’in amacı belliydi. Emeli ‘Avrupa’nın hasta adamı olarak tanınan’ Osmanlı Türkiye’sini; egemen, demokratik, kendisine yeterli, laik ve çağdaş bir ülke haline getirmekti. Bu görüş siyasi, sosyal ve teknolojik değişimleri içeren topyekün bir devrimin habercisiydi. Robinson (1963) Mustafa Kemal’in bu fikre; yurdunun sahip olduğu toprakları, yıllarca ona göz koymuş Büyük Güçlere karşı savunmaya başladığı andan bile önce sahip olduğuna işaret eder (s. 244). Mustafa Kemal, bu emele ulaşmak için atılması gereken ilk adımın Türk Kurtuluş Savaşını başarmak olduğunu bilmektedir. Amacı vatanını evrensel uygarlık düzeyine çıkartmaktır. Egemen bir devlet, ölçütleri herkesçe kabul edilmiş bir uygarlık ve bağımsız bir devlet çerçevesinde tesis edilmeliydi. Bağımsızlık kazanıldıktan sonra, Atatürk henüz amacına yeterince ulaşamamıştı. Bir sonraki gayesi modern bir Türkiye yaratmaktı. Sadece onbeş yıl içinde ulusunu getirdiği geniş kapsamlı yeniliklerle çağdaşlaştırdı: Arap Elif-Ba’sını Türk ABC’siyle değiştirildi, devlet idaresi ve eğitimi dinden ayırıldı, hukuk laik örnekler doğrultusunda gözden geçirildi, kadınlara kanunlarla eşitlik tanındı, fes yerine şapka giyildi, kadınlar peçelerini çıkartmaya özendirildi. Özellikle kent yaşamında büyük değişikler oldu: Türkiye’nin kültür yaşamı çağdaş teknolojik yenilikleri; bilimsel araştırmaları, güzel sanatları, özellikle de Türk ezgilerinin orkestraya uyarlanmasını, opera ve bale gösterilerini, güzel sanat akademilerinin açılışını bağrına bastı. Okullar ve yüksek eğitim kurumları da çağcıllaştırıldı. Çanakkale Savaşı 1915 Cesaret Handel6 (1996), Savaşın Ustaları- Klasik Strateji Düşüncesi isimli kitabında Jomini’ye atıfla cesur olmanın, bir önderin ciddi bir özelliği olduğuna işaret etmektedir (s.94). Mustafa Kemal’in savaş meydanında gösterdiği cesaret pek şanlıdır. Gawrych7 (1988) Çanakkale Savaşında olan bir olaya değinir. Aktardığı olayda Mustafa Kemal, 19. Piyade Tümenine kumanda etmekteyken, üstünün emrini beklemeden, kendi iradesiyle tümenini Conkbayırına, esas saldırının oradan geleceğini tahmin ettiği için, sevk etmiştir (s. 322). Ancak Mustafa Kemal’in savaşa girme cüretini göstererek göze aldığı bu tehlikeli harekat, bozguna uğramış askerleri tekrar savaşmak üzere yüreklendirmesi sayesinde şu sözlerle başarılmıştır: “Düşmandan kaçılmaz! Cephanemiz yoksa süngümüz var!” diyerek O, kıtalarına güven ve cesaret vererek, ölümle yüzyüze olsalar bile mevzilerini terketmemelerini sağladı. Mustafa Kemal Çanakkale Savaşı boyunca cesaretini hiç kaybetmedi. Robinson (1963:245) Anafartalar Savaşında, Mustafa Kemal’in sürekli olarak cephenin en önünde, topları yerlerine iterek, kurşunlar arasında ayağa kalkarak, sağ kalmayacaklarını bilen askerlerini göğüslerini siper ederek saldırmalarını sağladı. Robinson’un bu görüşünü Atatürk’ün unutulmaz sözlerinden bir tanesi doğrulamaktadır: “Ben size taaruzu emretmiyorum. Ölmeyi emrediyorum! Biz ölünceye kadar geçecek zamanda, işgaşcilere karşı yerimizi başka kuvvetler başka komutanlar alabilir.” Atatürk onlara hitap eder etmez erler kurşun yağmuruna karşı saldırıya geçti. Kurtuluş Savaşı boyunca Mustafa Kemal kendi sözleriyle ifade ettiği üzere “Ya İstiklal, Ya ölüm” için askerleriyle omuz omuza çarpıştı. Lord Kinross8 da (1965) Mustafa Kemal’in cesaretini tasdik ederek “Mustafa Kemal’in vatan savunması için ölmeye hazır olması, etrafındakileri onun emriyle ölmeye hazırladı” der (s. 94). Güzel Konuşma Sanatı Hatiplik becerisi önderliğin yine ciddi öğelerinden bir başkasıdır ve onların çevresindekilere ilham verme, görüşlerini aktarabilmelerine olanak sağlar. Özel hayatında sessiz ve içine kapanık bir insan olsa dahi halk arasında güzel ve akıcı konuşabilen bir hatipti. Yurdunu yeni baştan ayağa kaldırma çabası boyunca düşüncelerini kolayca aktardı ve izlenmesi gereken yolları halkına berrak bir heyecanla anlattı. Aynı zamanda konuşmasını, şartlara ve dinleyicisine göre uyarlıyabilecek bir Tanrı vergisine sahipti. Bu yeteneğiyle savaş meydanlarında askerlerine, her ne pahasına olursa olsun düşmanla savaşma gücünü aşıladı. Türklerin vatanseverlik ruhuyla çarpıştıklarını bilen Kinross (1965:94-95) Mustafa Kemal’in Türkleri nasıl şahlandıracağını bildiğini yazmaktadır. Türk askerleri Gelibolu’yu bu sayede kurtarmışlardır. Mustafa Kemal’in hitabet gücü İstiklal Savaşı için gerekli zemini yaratmasında büyük önem taşır. Koca bir ulusu bu savaşa hazırlamış ve sonrada Türkiyeyi bir cumhuriyet olarak yeniden inşa edilmesini sağlamıştır. Çoğu kez Millet Meclisini fikirlerini Türk halkıyla paylaştığı bir ortam olarak kullanarak onları kurtuluş için büyük mücadeleye katılmaya ikna etmiştir. Hakikaten; etkili bir biçimde sarfettiği sözlerle yazdığı Nutuk (1927) halen gençlik için hem bir ilham kaynağı, hem de bir rehber olmayı sürdürmektedir. Birinci Büyük Millet Meclisi 23 Nisan 1920 Kararlılık Vikont Slim’e göre, kararlılığın öğelerinden olan irade ve sebat bir önderin en gerekli özelliklerindendir (Hughes ve diğerleri, 2006:15)9. Mustafa Kemal başarma azmindeydi. İnönü Meydan Muharebesinin yıldönümlerinden birinde Konya’da yaptığı bir konuşmada ister askeri olsun, ister siyasi; her türlü savaş meydanında esas ilkesinin ne olduğunu “Zafer, zafer benimdir diyebilerindir. Başarı ise başaracağım diye başlayarak sonunda başardım diyenindir” sözleriyle açıklamıştır. Mustafa Kemal, dört yıl süren Türk Kurtuluş Savaşında da başarı elde etmek için ne denli azimli olduğunu göstermiştir. Egemen bir Türk Devleti istediğini ifade ettiği için 1919 yılında Osmanlı Ordusundan çıkarıldıktan sonra, sağduyusu ile hem siyasal hem de askeri çabaları, değişen şartlara uygun olarak dengelemiştir. 1920’de Türkiye Millet Meclisini kurarak bağımsızlık savaşı için ulusunun desteğini aldı. Bu Meclis; Mustafa Kemal’e aynı zamanda, işgalci kuvvetlere karşı Türk Ordu’sunun Başkomutanı olmasını layık gördü. Aşılması imkansız engellerin zorluğuna rağmen bağımsızlık mücadelesini; büyük kaynak yoksunlukları ve ciddi siyasal zorluklara rağmen umudunu kaybetmeden, kararlılıkla sürdürüp amacına ulaştı. Dürüstlük Peşinden gidenlerin bir önderi takip etmesini sağlayan güven duygusu, liderliğin temel özelliği sayılır. Cloud’a göre, dürüst bir önder güven telkin ettiği gibi onu sürdürmesini bilir, gerçeği teşhis ederek onunla yüzleşir, olumsuzlukları kucaklayarak sorunları çözer, gelişmeye yol açar ve anlamlı bir yaşantı sağlar (Lewis, 1967:259)10. Mustafa Kemal sahip olduğu değerlere ve açıkladığı amaçlarına tamamen sadık bir liderdir. Robinson (1963), Mustafa Kemal’in, sadece bir şahsi güç peşinde koşmadığını, ilhamını yüce ülkülerden aldığını vurgulamaktadır. Bu ülkülere sadakatiyle Mustafa Kemal, Türk halkının güvenini kazanmıştır (s. 35). Lewis (1967) Türk Kurtuluş Savaşındaki zaferiyle Mustafa Kemal gibi bir savaş kahramanının amacından saptırabilecek pek çok dikkat çekici mesele olduğuna işaret eder (s. 254). Bunlar Avrupa ve Asya’da kaybedilmiş Osmanlı Beyliklerinin, dağılmış Rus İmparatorluğunun, düşen kimi vilayetlerinde yaşayan 20 milyon civarında Türkçe konuşan ahalinin olmasıdır. Mustafa Kemal, ikilemde kalmasına sebep olacak bu tip zorluklar içinde dahi dikkati dağılmadan, halkına açıkladığı ülkülerinden ödün vermeme doğruluğunu göstermiştir. Sonuç Büyük liderler savaşta kıtalarına, barışta ise toplumlarına önderlik ederler. Komutanlar, astları üzerinde yasal yetki sahibiyken, etkili önderlik; halka gönüllü olarak, önderleri tarafından belirlenmiş ortak gayeleri başarma ilhamını verebilme ve bu değişim yolculuğu esnasında onlara rehberlik edebilme yetisine sahip olmalarını gerektirir. Toparlamak gerekirse Mustafa Kemal bir liderin bütün beş özelliğine sahiptir: illeriyi görme, cesaret, güzel konuşma sanatı, kararlılık ve dürüstlük. Başarılarına da bu özellikleri damgasını vurmuştur. Mustafa Kemal can çekişen bir imparatorluğu yeni doğmuş bir ulusa çevirmiş; bu uğurda ismini, milletinin hafızasına ve tarihine; ordularını zafere ulaştıran, Türk Ulus’unu özgürlüğüne kavuşturan bir Başkomutan olarak nakşetmiştir. Atatürk’ün çağdaşı olan diktatörler ve baskıcı yöneticilerin bugün pek savunucuları olmazken, Atatürk halen ulusunun Ata’sı ve başka milletlerin ilham kaynağı olmaya devam etmektedir. Bu yüzden Atatürk’ün Tarihi’nde, sadece günümüzün yeni liderleri için değil onların takipçisi ve yardımcısı olduklarını söyleyenler için de, onları yargılayan ve eleştirenler için de dersler vardır. Vefatının 77. yılında hala Atamızın ufkunu, cesaretini, güzel konuşmasını, kararlılığını, dürüstlüğünü ve güzel sanatlara olan saygısını, sevgisini hasretle anıyoruz. 10 Kasım 2015, Ankara EK KAYNAKÇA Kısa Film: Mustafa Kemal Ataturk – Commander and an effective leader
Bkz: https://sites.psu.edu/leadership/2014/04/09/the-transformational-leadership-of-ataturk/ 1 Byrne, M.N (2003). Mustafa Kemal Atatürk – Commander and an effective leader. Erişim http://docslide.us/documents/mustafa-kemal-ataturk-5584598d17434.html (21.10.2015) 2 Güçlü, Meriç; Gülen, Gonca; Şeşen, Elif; Tokdemir, Gökçe (2010). Academic English: Survival Skills II with a Thematic, Integrated-skills Approach, Departement of Modern Languages, School of Foreign Languages, METU, Yargı yayınevi, Contemporary Language Series, Ankara (pp.37-40). 3 Reviewed by Begümşen Ergenekon, (2010). Academic English: Survival Skills II with a Thematic, Integrated-skills Approach, Departement of Modern Languages, School of Foreign Languages, METU, Yargı yayınevi, Contemporary Language Series, Ankara page of acknowledgements, pt. of Modern Languages, METU, Ankara, Turkey 4 Şimdi kuruluşun 92. yıl fakat metnin kaleme alındığı tarihte kutlama 80 yılın üstündeydi. 5 Mango, A. (2000, September 24). Atatürk in his Lifetime and Today (Yaşarken ve Günümüzde Atatürk). Retrieved/erişim Sept. 1, 2008, from http//www.ataturksociety.org/asa/voa/mango.html 6 Handel, M. (1996). Masters of War: Classical strategic thought. London: Frank Cass. 7 Gawrych, G. (1988). Kemal Atatürk’s politico-military strategy in the Turkish War of Independence 1919-1923: From guerilla warfare to the decisive battle. In S. Potter (Ed.), The Journal of Strategic Studies (pp. 320-327). New York: Routledge. 8 Kinross, L. (1965). Atatürk: The rebirth of a nation. London: Morison and Gibb Limited. 9 Hughes, R., Ginnett, R., & Curphy, G. (2006) Leadership: Enhancing the lessonf of experience (5th ed.) Singapore: Irwing McGraw-Hill. 10 Lewis, B. (1967). The emergence of modern Turkey (2nd ed.). London: Oxford University Press.

Bunları da sevebilirsiniz