21 Ekim 2015/T24
21 kişilik ‘canlı bomba’ listesinde yer aldığı belirtilen Mehmet Işık’ın annesi Şehriban Işık, “Cezaevine atın’ dedim. ‘Olmaz, suç işlememiş’ dediler. Ben o zaman ‘Abdurrahman gibi mi (Suruç bombacısı) yapsın’ dedim. Oğlumun orada olmasında devletin parmağı var” dedi.
Birgün’den Sebahat Karakoyun’un haberine göre, Mehmet Işık’ın annesi Şehriban Işık oğlunun Suruç bombacısı Şeyh Abdurrahman Alagöz ve Salih Küçüktaş tarafından kandırıldığını ve 2013’de IŞİD’e katıldığını anlattı. Oğlunun da etkilediği kuzeni Hacı Yusuf Kızılbay’la Adıyaman’dan ayrıldığını, önceleri Kıbrıs’ta okuduğunu aktaran Şehriban Işık, telefon görüşmelerinde arkadan silah sesleri duyduğunu belirtti. Işık’ın ifadesinin dikkat çekici bölümleri özetle şöyle:
Cihat filmi izlettiriyordu
– Geçen hafta çarşamba (Suruç patlaması sonrası) arayıp “Hakkını helal et belki ölürüm” dedi. “Bak, Şeyh Abdurrahman öldü, eve gel” dedim. Arkadan yine silah sesleri geliyordu. Bana “Şikâyetçi olma, bir yere gitme, evde otur” dedi. Emniyet’e şikâyet ettim.
– 2015 yılı Ocak ayında Emniyet’ten aradılar. “Oğlun poliste, gel” dediler. Biz kayıp ilanı vermiştik. Antep’te otelde yakalamışlar. “Ben kayıp değilim, çalışıyorum” dedi. Polis bana verdi, ben de oğlumu alıp geldim. Bir gün eve geldiğimde evde kız kardeşi ve babasına cihat ve IŞİD ile ilgili film seyrettiriyordu. Beş gün kalıp gitti.
‘Devletin parmağı var’
– Bu işin içinde devlet yoksa oğlum nasıl gitsin. “Cezaevine atın” dedim. “Olmaz, suç işlememiş” dediler. Ben o zaman “Abdurrahman gibi mi (Suruç bombacısı) yapsın” dedim. Oğlumun orada olmasında devletin parmağı var. Polisler Mehmet yokken haftada bir gelip soruyorlardı. Ama geldiğinde evde inceleme yapmadılar.
Allah’ın olduğu yerdeyim
21 kişilik listedeki Hacı Yusuf Kızılbay’ın babası Hikmet Kızılbay da oğlunun IŞİD’e katılma süreci ve ardından yaşadıklarını şöyle anlattı:
– Oğlum 1994 doğumlu lise mezunu. Teyzesinin oğlu Mehmet Işık’la 2013 yılı Ramazan ayından 10 gün sonra kaçtılar. Şikâyet ettiğimde polis bir saat soru sordu. Dokuz ay sonra Mehmet’le birlikte geldiler. Beş ay kaldı ve geri gitti. “Neredeydin” dedim “Oradaydım” dedi. Israr edince “Allah’ın olduğu yerdeydim” diyordu. IŞİD’e katıldıktan sonra bizden uzaklaştı. Annesine “dinin imanın yok” diyor. “Evi, arabayı, bileziği sat bana ver din kardeşlerime götüreceğim, onlar mağdur” diyordu.
Çocuklarımızı bulmak için müracaat ettiğimiz polisler ‘’Bunlara dokunursak Türkiye ile savaş çıkar’’ dedi. Bir yıl önce oğlumu şikayet ettim. İslam Çay Ocağı’na gidiyorlardı. Bir gün namaz kıldığımda gördüm, Fatih Camii’nin içinde dört kişi sohbet ediyorlardı. Osman’ın oğlu da içlerindeydi. ‘’Cihatta ölen şehit olur’’ diye uzun sakallı Malatyalı biri camide propaganda yapıyordu. “Korkma ölürsen şehit olursun” diyorlardı. Gittim hocaya şikayet ettim. Hoca “Aman Hikmet sen karışma. Bunları devlet gönderdi, yarın öbür gün gidecekler” dedi.
Diyarbakır işi etkiledi
‘Canlı bomba’ listesinde yer alan isimlerden Ersel Ocak’ın babası Mehmet Ocak da oğlunu sınıf arkadaşı olan ve halen cezaevinde bulunan Diyarbakır bombacısı Orhan Gönder’in etkilediğini anlatıyor.