Hemen her gün yeni bir skandal, yeni bir yolsuzluk, yeni bir rüşvet, yeni bir kaset, tehdit, şantaj ve KORKU.
16.yy şairi Hayali: « Cihanı ara cihan içindedir, arayı bilmez/Şol mahiler ki derya içredir, deryayı bilmezler” der. Ozanımızın vurguladığı gerçek şu: Gözü kapalı, aklı körleştirilmiş toplum, denizdeki balıkların denizin ayırdında olmaması gibi, kendi dünyasını ve ülkesini tanımazlar.
Ülkemiz, yaklaşık 12 yıldır kendine özgü bir hastalık koşulunu yaşaya yaşaya denizdeki balığa dönmüştür. Dünyadan habersizlik içinde toplumsal tepki körelmiş,bilinç kararmış, beyinsel işlevin yerini sanki içgüdüler almıştır.
Korkunun oluşturduğu kişilik karakteri, buyurganın her dediğini yapmak eğilimindedir. Böyle bir kişilik, denizdeki balıklar örneği, kendi başına geleceklerin ayırdında olmamak gibi fatalist karakter gösterir. Bu fatalist karakterler, otomatik çamaşır makinası gibi programlanmak yatkınlığı gösterirler; neyi programlarsanız, bu karakterlere onu yaptırabilirsiniz.
Yerel seçimlere 10 gün kala durduk yerde BAYKAL’ın kaset olayını gündeme taşıdılar. Yazıldı çizildi, Baykal televizyonlara çıktı kendini savunmaya. 30 Mart gecesi birden gündemden kalktı kaset olayı. Önce şunu saptamak gerekir sanırım. Böyle bir kaset var mı? Yok mu? Bu kaset nasıl Tayyip Erdoğan’a servis edildi.
Seçimler sona erdi mi? ermedi mi? Henüz belli değil. Zira her gün yeni seçim skandalları ile karşılaşmak olasılığı oldukça yüksek.
Bu olaylar gündemden düşmeden yeni kaset ve şantaj olayları gündeme geldi. Önce Abdullah Gül’ü de dinlemişler, sonra devletin bütün kurumlarını da dinlemişler, son olarak ANAYASA MAHKEMESİ’ni de dinlemişler savı geldi gündeme. Açıkça bu bir tehdit, kime sorarsanız sorun bunların anlamı elimde hepinizle ilgili belge var korkusu salmaktan başka bir şey değil.
Şimdi biraz gerilere gidelim ve daha DSP- MHP- ANAP Hükümeti işbaşında iken nasıl erken seçim kararları alındı, hangi gizli toplantılar yapıldı onlara bir göz atalım. Bu konularda daha önce paylaştığım Turan Yavuz’un Çuvallayan İttifak kitabından alıntılar yaparak ‘Karanlık Bir Adam ve Ilımlı Muhalefet’ yazılarımda bu olaylardan söz etmiştim.
Yine Turan Yavuz’un Çuvallayan İttifak kitabından ve Dr. Necip Hablemidoğlu’nun Şeriatçı Terörün ve Batının Kıskacındaki Ülke kitabından alıntılar yaparak içinde yaşadığımız karanlık olayları paylaşacağım.
Tarih 14 -19 Ocak 2002 Başbakan Bülent Ecevit’in ABD gezisinin üzerinde on gün geçmeden AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın ABD çıkarması başlar.
26 Ocak 2002 cumartesi Tayyip Erdoğan ve beraberindeki heyet Washington- Ronald Reagen Havaalanına inerler.
Washington’un bir köşesinde, Çizmeli adam da telefonun başında ‘indik’ haberini bekliyordu.
Beklediği haber kısa süre sonra geldi. Arayan Cüneyt Zapsu’ydu.
Gelen heyette Recep Tayyip Erdoğan, Cüneyt Zapsu, Turan Çömez ve Ömer Çelik var. Çizmeli adam 27 Ocak 2002 de gizli görüşmeyi ayarlar, Turan Çömez ve Ömer Çelik o Pazar Washington’da gezmeye giderler. Tayyip Erdoğan, Çizmeli Adam, Cüneyt Zapsu Pazar sabahı gizlice Perle’nin evine giderler.
Hazırlanan ‘brunch’ masasının etrafına dizilirler. Görüşme ve kahvaltı uzun sürer.
Bu uzun görüşmede Tayyip Erdoğan’a ne gibi bilgiler ve belgeler verilmiştir. Ayrıca yine bu görüşmede her ikisi de 2002 yılında Türkiye’de genel seçimlerin yapılacağı konusunda hem fikirlerdir.
Şimdi Dr.Necip Hablemitoğlu’nun
Şeriatçı Terörün ve Batının Kıskacındaki Ülke kitabından alıntı yaparak ABD Derin Devlet Yapılanması ve Andıç Trafiğini birlikte paylaşalım.
ABD, sonsuz belleğe, derin devlet kavramı ile bütünleşen ve birbirleri ile uyumlu çalışan kurumlan sayesinde sahip bulunuyor, ABD´nin iç ve dış tehdit odaklarının -tabiri caizse- çetelesini tutan, izleyen, raporlaştıran ve sonra da gereklerini yerine getiren kurumlar ağının zirvesinde Ulu sal Güvenlik Konseyi (NSC) yer alıyor. ABD Başkanı, bu Konseyin de Başkanlığını yürütüyor. Altında ise Başkan Yardımcısı, Dışişleri Bakanı ve Savunma Bakam bulunuyor. İstihbarat konularında CIA Başkanı, askeri konularda da Genel Kurmay Başkanı, bu Konseyin “dışarıdan´´ ancak “sürekli-değişmez” danışmanı statüsünde görev yapıyor.
Ayrıca, derin devletin zirvesinde, NSC gibi yürütme yetkisi olmayan, ancak NSC´nin yol haritasını saptayan, bir başka ifadeyle A.B.D. ulusal güvenliğinin ilkelerini ve stratejisini belirleyen Amerikan Ulusal Güvenlik Komisyonu da son iki yıldır ülkenin geleceğinde önemli rol oynuyor.
ABD’nin bu sonsuz belleğe sahip olmasını sağlayan kurumlara gelince:
PENTAGON – CIA – FBI – DIA – NSA-SDDS – CFR gibi doğrudan iç ve dış güvenlikten sorumlu kurumlar da belirlenmiş sınırlar içinde ve rekabet etmeksizin yasal fonksiyonlarını yerine getiriyorlar. Tüm bu kurumlar derin devletin gücünü temsil ediyorlar.
Bu arada Richard Perle ve Çizmeli Adam la ilgili bazı bilgileri de paylaşalım.
Richard Perle ABD Başkanı olan Ronald Reagan’ın ekibinde yer alan ve Sovyetler Birliği’ne karşı savunduğu şahin politikalar ile «KARANLIKLAR PRENSİ olarak Washingtonda ün yapan bir muhafazakar.
Yeni Muhafazakarlar olarak bilinen Washington şahinleri olan NeoCon grubunun liderlerinden biri olan Perle, 2000 yılına kadar Clinton yönetimi üzerinde Irak´a saldırılması konusunda büyük baskılar kurmuştu, Israil´e çok yakın olan Perle, bilhassa sağcı Likud Partisi ´nin Washington Temsilcisi olarak da anılır..
Çizmeli Adam’a gelince: Turan Yavuz’un çuvallayan İttifak Kitabı sayfa 126 dan 134 e kadar bu kişiden ve ilişkilerinden söz eder. Adı Grenville Byford.
Asıl önemli olan eşinin durumu. Çizmeli Grenville Byford´un eşinin adi Orit Gadiesh.
Orit Gadiesh, Israil´in eski başbakanlarından Simon Peres´in baldızı ve en yakın danışmanlarından biri. İsrail ordusunda bir generalin kızı.
Daha 17 yaşında iken İsrail Genelkurmay Başkanı´nın ´askeri istihbarat´ birimindeki asistanı.
Orit Gadiesh: Davos Toplantıları olarak bilinen Dünya Ekonomik Forumu’nun Kurucu Üyeler kurulunun önemli ismi.