Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ile grip aşısı üreten uluslararası firmalar arasında çok yakın bir ilişki vardır. Grip yapan influenza virüsleri sürekli yapılarını değiştirebildiğinden, üretici firmalar o yıl hangi tür virüslere karşı aşı üreteceklerine DSÖ’den aldıkları bilgiyle karar verirler. Örneğin o yıl DSÖ, üretici firmalara üç influenza virüsünün adını verir, onlar da o virüslere karşı aşı üretirler.
GRİP AŞISI SADECE RİSK GRUPLARINA
Grip aşısının, dünyada en çok yapılan aşılardan biri olduğu biliniyor. Uzmanlar bu aşının herkese değil, ‘risk grubu’ olarak kabul edilenlere yapılmasını uygun görmektedirler.
Risk grubu tanımı içine girenler şunlardır:
65 yaş üzerindekiler, kronik hastalığı olanlar, gebeler, bakımevi veya huzurevinde kalanlar, sürekli aspirin kullananlar, bağışıklık sorunu olanlar, sağlık çalışanları vs…
HER YOLU KULLANIYORLAR
Bugün tüm dünyada grip aşının yaygınlaştırılması için geniş kampanyalar yapılmaktadır. Neredeyse ‘insanların gözü korkutularak’ herkesin bu aşıyı yaptırması sağlanmaya çalışılmaktadır.
Üretici firmaların bu amaçla kullanmayacakları araç yok gibidir. Bunlar arasında DSÖ, kimi ülkelerin sağlıkla ilgili kurum ve kuruluşları, medya ve kimi sivil toplum örgütleri de bulunmaktadır.
Bu amaçla hemen her yıl farklı bir felaket senaryosu işletilir;
Bir DSÖ yetkilisi çıkar, o yıl bilmem kaç milyon insanın bilmem hangi gripten öleceğini söyler…
Ya da ülkelerin sağlık yönetiminde veya sağlık meslek örgütlerinde görev alanlar felaket haberleriyle toplumu sarsmaya başlarlar…
Medya zaten bu haberleri vermeye dünden hazırdır. Çünkü üretici firmalar ile aşıyı satacak aracılar genellikle çok cazip reklam paraları akıtırlar…
Görüldüğü gibi bu aşının yaygınlaştırılmasından yana olanlardan kimi oynanan oyunu bilmez…
Kimi sağlık yönetimleri durumu bilmesine karşın yine de olası bir salgından korktuğu için bu oyunun bir parçası olur…
Kimi ise sadece ve sadece ‘duygusal!’ nedenlerle grip aşısı denen influenza aşısının, toplumun her kesimine yapılmasını sağlamaya çalışır…
GRİP AŞISI KONUSUNDA GERÇEKLER
Bu konunun daha iyi anlaşılması için şu gerçeklerin bilinmesinde yarar olacaktır.
1-İnfluenza virüsleri grip hastalığının etkenleri arasında sadece %4 ile %10’luk bir paya sahiptir. Yani grip olanların sadece 10 ile 25’te birinde etken influenza virüsüdür.
2-İnfluenza virüslerinin üç tipi vardır; A,B ve C. Bunların sadece A tipi grip oluşturur. B tipiyle olan grip çok hafif geçer. C tipi ise çok nadir görülür.
3-Grip aşısı denen İnfluenza aşısının etkinliği %40 ile %80 arasında değişmektedir. Üstelik etkili olsa bile güçlü bir koruma sağlamadığı bilimsel bir gerçektir.
4-İnfluenza virüsleri sürekli mutasyon dediğimiz değişimden geçerek yeni tiplere dönerler. Bu nedenle bir sene önce grip yapan influenza tipine bakılarak üretilen aşı o virüsün yeni bir makyajla karşımıza çıkması durumunda etkili olmaz.
SAĞLIKLI OLANLARA GEREK YOK
Grip salgınları korkusu yaratılarak (Kuş gribi, domuz gribi gibi…) halkta panik yaratmak ve onların bu korkusunu aşı üzerinden paraya dönüştürmek kirli sağlık konularından sadece biri…
Elbette yüksek risk olarak adlandırılan insan gruplarına influenza aşısı yapılmasına hiç kimse karşı çıkamaz. Çünkü onların zaten kırılgan olan bağışıklık sistemlerinin buna ihtiyacı olabilir.
Ancak…
Bilinen yüz dolayındaki grip virüsü arasında en fazla üçüne etkili olabilecek-o da yetersiz oranda- bir aşıyı yaptırma konusu, her zaman bazı kuşkuları da yanında taşımalıdır…
Özetle, sağlıklı olan ve risk grubunda bulunmayanların grip aşısı denen aşıyı yaptırmalarına gerek yoktur…