İzmir uzunca süredir EXPO ile yatıp kalkar oldu. Uluslararası düzenlemelere sahip çıkma hevesimiz övgüye değer. Ancak, düzenleme hakkını elde edemediğimiz durumlardaki ısrarcılığımız da dikkat çekici boyutlarda. Olimpiyatla başlayan bu eğilimin EXPO ile sürdüğünü görüyoruz.
Bilmiyorum yapıldı mı? Yapıldıysa kamuoyu ile paylaşıldı mı? Ulusal ve özellikle de yerel ölçekte «EXPO nedir?” sorusu sorulmalı(ydı) topluma. Getirileri ve götürüleri konusunda kentlinin algısı ayrıntısıyla bilinmeli(ydi).
Kentlinin bu konudaki algı düzeyini bilmemekle birlikte artık kalıplaşmış bir ezber yaratıldığı söylenebilir. EXPO dünya çapında bir sergidir. Altı ay sürecektir. Bu zaman aralığında İzmir’e 20 milyon dolayında yabancı konuk gelecektir. İçinde bulunduğumuz yıllarda İzmir’e gelen yabancı sayısının 1.5 milyon/yıl olduğu göz önüne alındığında sözü edilen sayının görkemini tartışmaya bile gerek olmadığı ortadadır.
İzmir’in EXPO ile sınavı sürecinde artık kulaklarımızda yer etmiş olan bir başka olgu İnciraltı’dır. Açmak gerekirse soru şudur : «İnciraltı imara açılacak mı, açılmayacak mı?”
Benzeri durumlarda yapılan bu konuda da yinelenmiş oluyor. Getirileri büyütülerek sunulurken kentlinin bilgisine; götürüleri konusundaki tartışmalar şifrelenerek gerçekleştiriliyor. Bu noktada şu soru takılıyor zihinlere? Neden İnciraltı?
Havanın açık olduğu bir günde İzmir’den havalanan bir uçaktayken kente bir göz atar mısınız? Kentin orta yerinde yeşili arayıp da bulamazsınız! Çok daha kötüsü kentin dört bir yandan da beton-çelik-cam kuşatması altında olduğunu biraz hüzünlenerek ve epeyce de öfkelenerek gözlemlersiniz. Her ne kadar yakın geçmişte Çeşme Otoyolu darbesini yemiş olsa da İnciraltı’nın kentin akciğeri olmaya direndiğini görmeniz için çok da çaba göstermeniz gerekmez.
İzmir’de yaşamakla yetinmeyip aynı zamanda kentli olmayı görev edinen birisi olarak bu gibi durumları dert ediyorum. Sakın hiç kimse bana «Yoksa sen EXPO’ya karşı mısın?” diye ucuzundan bir soru yöneltip de ben ve benim gibileri sindirmeye kalıkşmasın! Tersine her fırsatta yinelendiği gibi demokrasi, saydamlık ve açıklık gibi ilkeler gereğince bizlerin kaygıları giderilsin! Ben de bir kentli olarak şunu sorma hakkı görüyorum kendimde. İzmir’in EXPO düzenlemecisi olabilmesi İnciraltı yeşilinin imara ve yapılaşmaya açılmasıyla mı olanaklıdır? Zaten beton-cam-çelik üçlüsüne çoktan teslim olmuş bu kentte sağlanacak EXPO getirisinin olmazsa olmazı mıdır İnciraltı yapılaşması?
İzmir’in yeşiline, çevresine ve soluk borusuna hançer sokmadan EXPO düzenlemecisi olunamaz mı?
İzmir’de sokakta yürürken kentin bir kez daha EXPO havasına girdiğini gözünüzden kaçırmanız olanaksız! Hükümet Konağı ve Belediye başta olmak üzere önemli yapılar EXPO ile giydirilmiş durumda. Yakın gelecekte kulis etkinlikleri hız kazanacak ve heyetlerimiz dünyanın dört bir yanına dağılıp destek arayışına çıkacaklar.
Kent için çok önemli olduğu izlenimi yaratılan bu gerçekten küresel ölçekli düzenleme kadar kentlinin daha sağlıklı ve yeşil bir çevrede yaşama hakkı «idare edelim, bişi olmaz!” hafifliğine kurban mı edilecek?
(Varsa) Bilenler bilmeyenlere anlatsın diye soruyorum…