Ressam, Yazar, Şair, Sanatın Her Dalında: Bedri Rahmi Eyüboğlu

Giresun’un Görele ilçesinde 1911 yılında doğdu Bedri Rahmi. Beş çocuklu bir ailenin ikinci erkek çocuğuydu. Babasının kaymakam olması nedeniyle sık sık yer değiştirmek zorunda kaldılar. Her gezdiği yerden yeni şeyler öğrendi Bedri. Havza’da ilk otomobili gördü, benzin kokusunu duydu. 1920 senesinde Kütahya’ya taşındılar. Kütahya’yı Ankara, Artvin ve yeniden Trabzon izledi…

Trabzon’a geri dönüş, Bedri Rahmi’nin hayatında yeni bir dönemin de başlamasını sağladı. Trabzon lisesinde okurken matematik dersinde zorlandığını sık sık günlüklerinde belirten Bedri Rahmi, bu dönemde bazı resim ödevlerini de ağabeyi Sabahattin Eyüboğlu’na yaptırdığını da dile getirmekten çekinmedi. Trabzon lisesine yeni gelen resim öğretmeni Zeki Kocamemi sayesinde resim aşkıyla tanıştı. Bu andan itibaren hayali İstanbul’da Güzel Sanatlar Akademisinde okumak oldu.aa

Ailesi avukat olsun istese de ağabeyinin desteği ile 1929 yılında İstanbul’a geldi ve İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi, Resim Bölümü’ne girdi. Nazmi Güran ve İbrahim Çallı’nın öğrencisi oldu. Hocası Çallı’nın «Benden alacağını aldın, artık yurt dışına gitmen lazım” demesinin ardından en büyük destekçisi olan ağabeyinin bursunu paylaşarak Fransa’ya gitti. Kendi ağzından ressamlığını şöyle anlatır:

«Ben doğuştan ressam olmadım, çalışarak ressam oldum.”

1931 yılında başlayan Fransa günleri, Paris, Dijon ve Lyon’da geçti. Bir yandan dil öğrenirken bir yandan Van Gohg, Gauguin, Cezanne gibi ustaların resimlerine büyük hayranlık duydu ve mesleğine daha çok bağlandı. 1933 yılının sonunda Türkiye’ye döndü. 1934 yılında yeni Adam’da ressam olarak çalışmaya başladı.

Resimleriyle birçok sergiye katılan ve bir çok ödül alan Bedri Rahmi 1941 yılında askerden döndükten sonra ilk şiir kitabı olan «Yaradana Mektuplar”ı yayınladı. Bir Anadolu yazması gibi yazdığı şiirlerine Bedri Rahmi, çok sevdiği kirazları, narları, dutları işlemiş, bir kilim gibi dokumuştur her bir eserini. Yiğitlik, mertlik, aşk, sevda, özlem vardır şiirlerinde.

Kirazın derisinin altında kiraz

Narın içinde nat

Benim yüreğimde boylu boyunca

Memleketim var

Canıma ciğerime dek işlemiş

Canıma ciğerime

Sapına kadar.

Elma dalından uzağa düşmez

Ne yana gitsem nafile

Memleketin hali gözümden gitmez

Binbir yerimden bağlanmışım

Bundan ötesine aklım ermez

Yerliyim yerli olmasına

İlmik ilmi, damar damar yerliyim

Bir dilim Trabzon peyniri

Bir avuç tiftik

Bir çimdik çavdar

Bir tutam Şile bezi gibi

Dişimden tırnağıma kadar

Ressamım

Yurdumun taşından toprağından şurup gelir nakışlarım…

Hayatının herbir anında yazmak oldu Bedri Rahmi’nin. Orta Okulda «Gün” adını verdiği günlüklerle başladığı yazma hayatı, daha sonra mektuplarla devam etti. Babasına, annesine, dostlarına yazdı ve eşi olacak Eren hanımın gönlünü yazdığı mektuplarla kazandı. Hayatında kazandığı ilk para da yazdığı bir çocuk hikayesinden oldu. Ayrıca zaman zaman çeşitli gazetelerde, dergilerde de yazdı. Şiir kitapları ( Yaradana Mektuplar, Karadut, Tuz, Merhaba Yeşil, Bigüzel, Dolkarabakır Dol) , mektupları ( Kardeş Mektupları, Aşk Mektupları), makale, dergi ve gazete yayınları ( Gece Yarısı, Dost Dost, İnsan Kokusu), resim üzerine eserlerinin (Resme Başlarken) bir kısmı hayattayken bir kısmı ise ölümünden sonra oğlunun çabalarıyla yayınlandı.aaa

Bir Paris seyahatinde gezdiği İnsan Müzesinden çok etkilenerek yazmacılık alanında da eserler vermeye karar verdi. 21 Mart 1951 tarihinde ilk Yazma Sergisini açtı.

Ayrıca heykel, seramik, vitray, mozaik dallarıyla da ilgilenmiş ve birbirinden güzel eserler verrn Bedri Rahmi 1972 yılında 33. Devlet Resim ve Heykel Sergisinde birincilik ödülünü aldı. 21 Eylül 1975 tarihinde ise hayata veda etti.


Kaynaklar:

http://www.bedrirahmi.com/

http://www.bedrirahmi.net/

Bunları da sevebilirsiniz