Eğitim Deneyimleri – 3. Bölüm

YAŞAYARAK ÖĞRENME

2010 Ocak başındaTürkiye’den ayrılan Çin’deki okulumuzun gezi grubunun en iyi şekilde ağırlanması, yöneticilerin ve öğrencilerin dönüşlerinde herkese Türkiye’den hayranlık ve övgüyle söz etmesi bizleri sevindirdi. Fudan International School’da yapılan tarih ve Türkiye kültürü konulu sunumlarla öğrenmenin güzel örneklerinin verilmesi, öğrencilerin karşılıklı arkadaşlıklarının sürüyor olması, okul hayatını çok renklendirdi ve öğrencilerin motivasyonunu artırdı. Yaşayarak öğrenme ve gezi olayının eğitimdeki önemini bir kere daha okul yöneticileri farketti. Her iki okul da bu karşılıklı kültür alışverişini sürekli hale getirme konusunda hemfikir oldu.


Resimde Türkiye’den İzmir Ege Lisesi 9 ve 10. Sınıf öğrencileri, ögretmenleri Aslı Sivri, Çinli rehberimiz ve ben Çin Seddi’nde görülüyoruz.

İZMİR EGE LİSESİ ŞANGAY’DA

Haziran ayında ikinci İzmir Ege Lisesi grubumuz Çin Halk Cumhuriyeti’ne geldi. Gruptaki öğretmenler Aslı Sivri, Ruşen Sönmez, öğrenciler ise 9. Sınıftan Derin, Çağla, Onur, Oğuzhan, 10. Sınıftan Deniz, Erdem, Mustafa, Egemen, Zelihan ve Emincan’dı.

Resim : Yuyuan Garden’daki tarihi çarşı

Bu gezide hazırlıklar ilk gezimizdeki gibi sıkıntılı olmadı. Hepimiz nerelere başvuracağımızı, hangi yolları takip edeceğimizi az çok biliyorduk. Geziler çoğu zaman hayal edildiğinden başka türlü oluyor ama bu sefer karşılıklı olarak iki okulun yaptığı gezilerin anıları taptaze belleğimizde olduğundan öğrenciler de biz de neleri öğreneceğimiz ve göreceğimiz konusunda az çok bilgiliydik. Bütçemiz, günlük planlarımız belirli, üstelik olası her duruma göre değişik planlar da geliştirmiştik.

DİN DİL KIZ ERKEK YAŞ AYRIMI YOK

Türk öğrencilerimizin en çok dikkatini çeken ve hoşuna giden Çinli, Japon, Koreli, Tayvanlı, ve diğer öğrencilerin kız-erkek algısı, kavrayış ve giyimlerinde ayrımın olmamasıydı. Her iki cins de okulda eşit şartlarda eğitim görüyor, kızlar ve erkekler eşofman tipi rahat, göze batmayan kıyafetlerle okula geliyorlar, hep birlikte geziyor, derslere katılıyor, şakalaşıyor, tartışıyor, ders çalışıyor, aralarda birlikte yemek yiyorlardı. Sürekli bir grup bilinciyle hareket ediyorlardı. Öğrencilerimiz bu ortamda çeşitli diller konuşulduğu ve çokca vücut dili de kullanıldığı için zorluk çekmiyorlar, çok rahat arkadaşlık kurabiliyorlardı.

Resimde Beijing’de Yasak Şehir’I ziyaretimiz görülüyor.

BEİJİNG’İ ZİYARET

Öğrencilerimiz öğretmenleriyle birlikte bir hafta okul derslerine katıldılar. Sonraki hafta ise hızlı trenle öğrencilerimizi Beijing’e götürdüm, bizi istasyonda rehberimiz karşıladı. Tian Men Meydanı, gökyüzü Mabedi, Yasak Şehir, Çin Seddi gibi en önemli yerleri gezdik. Bu gezilersırasında her öğrenciye telefon kartı verdik, özellikle Yasak Şehir ve Mao Zedung Mozaleumunun önü inanılmaz kalabalık olduğundan öğrencilerle sık sık durup sayım yaptık. Bu sayımlarda bir de baktım ki bir öğrenci yanına telefon almamış. Tabii bu beni çok endişelendirdi. Tianmen meydanında biri kaybolsa, o kalabalıkta nasıl yolunu bulacak, nasıl otele gidecek, ne yapacak çok büyük sorun olabilirdi. O yüzden herkese otelimizin adresini vermiştim ama yine de bu ülkede lisan sorunumuz vardı, biz Çince bilmiyorduk ve Çinlilerin büyük bir çoğunluğu ingilizce bilmiyordu. Tianmen meydanı da Çin’in her tarafından gelen büyük yerli turist gruplarıyla doluydu. Bir anlık şaşkınlıkla gruptan ayrı düşmek yada kaybolmak çok olasıydı. Bu büyük meydanda kaybolan olmadı ama korktuğum KIŞLIK SARAY’a gittiğimizde başımıza geldi. Gruptan bir delikanlımız oldukça dalgındı ve sadece onun telefonu yoktu, sayım yaptığımızda onu aramızda göremedik. Hepimiz tek bir geliş gidiş yolu olduğundan seçtiğimiz bir noktada buluşmak üzere dağıldık ve bu dalgın arkadaşı aramaya koyulduk. Nihayetinde bulduk ama ben ve diğer arkadaşlar doğal olarak çok gerildik. Beijing çok büyük bir şehir, kaybolan nasıl bulunur bilinmez, gerçi hepimizin yanında adresler, pasaport kopyaları vesaire vardı ama yine de neyle karşılaşacağınız hiç belli olmaz.

ÇİN SEDDİ

DÜNYANIN EN UZUN DUVARI

RESİM https://en.wikipedia.org/wiki/Great_Wall_of_China alınmıştır

Ming hanedanı zamanında inşa edilen Jingshanling’deki bölümünü göstermektedir.

Çin Seddi gezimiz en önemli gezilerden biriydi, Çinlilerin deyişiyle 10-bin millik duvar dünyanın en uzun duvarıydı. MÖ 8. Yüzyılda yapılmasına başlanan bu duvar istilacı gruplara ve Hun akınlarına karşı bir savunma hattı oluşturuyor, Çin kendi içindeki birliği bütün tehdit oluşturan komşularına ve dünyaya göstermiş oluyordu.

Çin Seddi’ndeki gezimizi daha önce rehberle konuşarak esas anakapısından değil, başka bir köyün içinden geçen kapısından yaptık bu sefer. Sanıyorum geçen sefer Badaling’den bu sefer de Mutianyu’dan giriş yaptık. Bunun nedeni bu kapının turistler tarafından fazla bilinmemesi ve daha tenha olmasıydı. Çok yerinde de karar verdiğimizi anladım, hiçbir sıkıntı çekmeden Çin Seddi’nin başka bir bölümünü görmüş olduk.

Resim Çin Seddi’nden bir görüntü.

WORLD SCHOLARS CUP’TA KARMA TAKIM

World Scholar’s Cup yarışmaları ben Çin’e geldiğimde daha yeni yapılanmaya başlamıştı, hatta bu organizasyonun ilk ziyaretlerinden biri Fudan Lisesi’ne olmuştu, bizden bu münazara şeklindeki yarışmaları yapabilmek için yer istemişlerdi. Okulumuz daha tanınmadıkları ve ne amaçla bu tür yarışmaları yaptıkları belli olmadığı için yanaşmamışlardı. Sonradan bu tür yarışma her okulun ilgisini çekmeye başladı ve özellikle Çin’de çok yayıldı çünkü o yıllar Çin’in değişim modelleri için kapılarını değişikliklere açtığı dönemlerdi.

Bu yarışmalarda çeşitli şekilde yarışma türleri olabiliyordu. Bunlar “ Scholars Debate, Challenge ve Writing and Bowl” idi. Takımlar önceden belli olmayan konu başlıklarıyla seçilen başka takımlarla münazaraya katılıyor ve bir jüri tarafından değerlendiriliyorlardı. Takımlarda kişisel olarak konuyu yapılandırma, ispat ve sunum yetenekleri de değerlendiriliyordu. Challenge denilen bölüm o yıl ilan edilen konuya ait bir seri sorulardan oluşuyordu. Writing Contest olarak yapılan yazılı yarışma ise makale formatında oluyor ve konusu o takımın o yıl seçtiği konu başlıklarından yapılıyordu. Bowl denilen bölüm dünyanın her tarafından gelen bütün yarışmacılara açık olarak sahnede gösterilen sorulardan oluşan, isteyenin katılabileceği bir yarışma şekliydi. Sözün kısası hem katılanların takım çalışmaları hem de bireysel yetenekleri değerlendirilebiliyordu. Her ülkeden takımlar önceden bu yarışmalar için başvuruyordu, ancak bir de karma takımlar da mümkündü. Bu takımlar değişik ülkelerden katılanlar arasından da karma olarak çıkabiliyordu. Biz de böyle bir karma takım sonunda oluşturabildik.

Türk grubun Şangay’da kaldığı süre içinde o yıl yapılacak olan WORLD SCHOLARS CUP (Uluslararası Eğitim Programı) Yarışmalarına iki okulun ortak bir takımla ve bireysel olarak katılmasına karar verdik, öyle başvurumuzu yaptık. İki okulun öğrencilerinden oluşan bir takım oluşturduk, okul içinde bu karma takım bir hafta boyunca çalıştılar ve yarışmalara hazırlandılar. Şangay’da yapılan yarışmalar tam da Türk grubun son haftasına denk geliyordu. Yarışmalar oldukça heyecanlı oldu, öğrencilerde takım ruhu gelişti, her iki ülkeden katılan öğrencilerimiz çok güzel kaynaştılar ve ortak beceriler ortaya çıkardılar. Karma takım birçok dalda madalya aldı ve hatta bireysel olarak da madalya alanlar oldu.

DÜNYANIN EN BÜYÜK FUARI

ŞANGAY EXPO 2010

192 ülkenin temsil edildiği, 523 hektar alana yayılan Şanghay’ın Huangpu nehrine uzanan inanılmaz kalite ve genişlikteki dünyanın en büyük fuarını o yıl 73 milyonu aşan insan ziyaret etti. DAHA İYİ ŞEHİR, DAHA İYİ YAŞAM ana teması ile 1 Mayıs’ta açılan Şangay Expo 2010 31 Ekim’de sona erdi. Çin bu fuar için 4 milyar doları aşan bir bütçe ayrdı, Şangay şehri baştan başa yenilendi, alt yapı projeleri için de ayrıca milyarlar harcandı, ben ilk gittiğimde 2 metro hattı varken, bu yeni projelerle 11 hatta kadar metro ağı yapıldı. Bu hatlarla bağlantılı yeni bir iç hat havaalanı da hizmete açıldı. Bu kadar büyük projeleri çok kısa zamanda başaran, ekonomisi hızla büyüyen ülkelerin başında gelen Çin’e bu fuar modern sanayideki yükselişini sergileme fırsatı verdiği gibi, diğer ülkelerin de kültürlerini ve eserlerini çok güzel sergiledikleri bir mekan oldu. Ülkemiz de hem Türkiye bölümüyle, hem de İzmir Standıyla çok ilgi topladı.

Biz de bu tarihi fırsatı kaçırmadık ve öğrencilerimizle bu fuarı gezmek için önemli bir zaman ayırdık. Ziyaretçilerin bazı popüler pavyonlara girebilmek için 10 saate yakın beklediği görüldü. Türkiye Pavyonu da çok ziyaret edilen pavyonlar arasındaydı. Kırmızı dikdörtgen prizma şeklinde olan ancak dokusuyla Neolitik çağ Çatalhöyük kültürünü simgeleyen 2000 metrekarelik alanı olan yapının içerisinde Türk kültürünü tanıtan 3D gösterimlerle birlikte sergilenen tarihi malzeme hepimizi çok gururlandırdı ve gelenlerin de ilgisini çok çekti.

Bu arada Kahramanmaraş Dondurması tarihi bir atılım yaptı, Şangay’da Türk dondurmasını duymayan kalmadı. Dondurma standının önündeki uzun kuyruklar bitmek bilmedi. (Sonradan Tayvanlı öğrencilerimden dondurmacının Türk olup Tayvan’da yaşadığını ve hizmet verdiğini öğrendim.)

EXPO çok büyüktü, herşeyi bir günde yada birkaç günde bile görmek mümkün değildi. Öğrencilerin bir kısmı TEMA PAVYONLARI’nı da gezme fırsatı buldular. Urban Footprint, Urban Planet, Urbanian, City Being, Urban Future gibi 11,5 hektar alana yayılan pavyonlar çok büyük gelişmeleri sergiliyorlardı. Neredeyse geleceğin görüntüsü gözlerimizin önündeydi.

EXPO’DA BÜYÜK SÜRPRİZ :

İZMİR ATIKSU ARITMA PROJESİ

Bu arada Tema Pavyonları arasında bir de İzmir, ARITMA SİSTEMİ Projesiyle karşımıza çıktı. Sayın İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak ile karşılaşmak da ailemizle karşılaşmak gibi hepimizin içini aydınlattı.

Resimde görülen üstüne bastığımız platform üzerinde İzmir haritası ve projenin tanımı görülüyor.

Not Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi, İzmir Köfezi’nin atıksu kirliliğinden kurtarılması amacı ile Büyük Kanal Projesi kapsamında inşa edilmiştir. İzmir Körfezi boyunca inşa edilen ana kuşaklama kanalı ve buna bağlı kollektörler aracılığıyla toplanan atıksu Gümrük, Bayraklı, Karşıyaka, Çiğli Pompa İstasyonlarından pompalanarak Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi’ne iletilmektedir. Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi eski Gediz Deltası üzerinde Çiğli Askeri Havaalanı güneyindeki bölgede bulunmakta olup, 300.000 m² lik bir alan üzerine kuruludur. Arıtma prosesi, biyolojik olarak fosfor ve azot gideren ve daha kaliteli çıkış suyu elde edilebilen “ileri biyolojik arıtma” yöntemine göre  tasarımlanmış, ortalama kapasitesi 604.800 m3/gün’

https://www.izsu.gov.tr/tr/TesisDetay/1/80/1?AspxAutoDetectCookieSupport=1

Gördüğünüz gibi öğrencilerimiz çok güzel gezdiler, etkinliklere katıldılar, bir o kadar da daha anlatmadığım yerler var, fazla vaktinizi almamak için sadece önemli olanları burada aktardım.

Öğrencilerimiz bu kadar çok etkinliğe katılıp o kadar çok şey öğrendiler ki, bu kadar büyük bir deneyimi 15 gün gibi kısa bir sürede yaşadılar ki, bu birikimi hiçbir şekilde okul sınırları içinde veremezsiniz.

Bir dahaki bölümde buluşmak üzere.

Bunları da sevebilirsiniz