Altın Söz

Yakın bir geçmişte sonsuzluğa yolculadığım ve bıraktığı boşluğun uzun süre dolmayacağını bildiğim sevgili Mehmet Bedri Gültekin, toplantılar uzayıp kendini tekrar etmeye başladığında “Altın sözü olan var mı?” diye sorar ve kestirir atardı. Bugün altın söz “kuvvet toplamak, dürüst, kabul edilebilir, cesur, Atatürk ilke ve devrimlerini yol gösterici olarak belirlemiş bir önderlik yaratmak” tır.

Hava alev alev, sıcak insanın içini kurutuyor… Sadece havalar değil sıcak olan, siyaset de inanılmaz sıcak, boğucu, yapış yapış. Taze fasulyenin 90 TL olduğu yerde et, süt ve peynir gibi temel gıdaların ulaşılmaz olması bütçeleri yakıyor. Hepimizi yoksullukla yüzyüze bırakacak derin ekonomik kriz karşısında havanın sıcaklığı çok önemsiz kalıyor. Dış politikada yalpalamalar yüzünden, ülkemizi de içine çekmek üzere gerekli hazırlıkların yapıldığı, kumpasların kurulduğu Ukrayna- Rusya savaşı, Karadenizin güvenliğini sarsacak baskılarla birleştiğinde, üzerimize sıçramak üzere olan büyük bir yangın gibi… Büyük şehirleri bırakın bir yana küçücük kasabalara bile gelip yerleşen sığınmacılar ve onların yanında getirdiği tonlarca ekonomik, sosyal, kültürel sorunlar ara vermeden büyüyor. Eğitim, şekilsiz kuralsız bir hale dönüştürüldü. Kız ve erkek çocukların ayrı okullarda okutulmasını sağlamak üzere delik deşik olmuş milli eğitime açılan gedikler büyütülüyor. Randevu bile alınamayan çökmüş bir sağlık sistemi yüzünden hastalığı kader kabul edip, yatağa girip terlemek en iyisi. Şiddet durulmuyor, eşitlik, özgürlük, adalet çoktan rafa kalkmış vaziyette. Bu sorunları görenlerin, rahatsız olanların sayısı da asla az değil. İktidarı muhalefeti top yekun çözümsüzlükte anlaşmış gibi. Sorunları sıralamak artık en kolay iş. Mesele çözümleri sıralamakta.

Atatürk milletin haklarını savunacak güçlü bir yönetimi oluşturmak üzere 23 Nisan 1920’de Ankara’da Büyük Millet Meclisini kurdu. Sorunları sıralamak o gün de çok kolaydı ve çözümleri bulmak için halkı seferber etmenin yolu Büyük Millet Meclisini kurmaktı. Atatürk’ü sevmek, “Sarı saçlım mavi gözlüm nerede?” seviyesinde kabul edilemez. Atatürk’ü sevmek devrim ve ilkeleri kavramaktır. Onun yaptıklarından dersler çıkarıp bugünün gerçekleri ile harmanlamak, topluma öncülük etmek Atatürk’ü anlamaktır, sevmektir, yolunda ilerlemektir.

Kadınlar üzerinden topluma verilen mesajların gericiliğinden tutun da ekonomik krizin girdabına kadar tüm meselelerin çözümü altı ok ile ifade edilen temel ilkelerin çizdiği rotada ilerlemekle mümkündür. Yetişmiş insan gücü ve ülkemizin tüm kaynakları devrimci, halkçı, devletçi, cumhuriyetçi, milliyetçi, laik bir ruh ile ele alındığında sorunlar çözülür. Mesele bu iradeyi ortaya koyacak muhalefeti yaratmak ve iktidara taşıyacak emeği harcamaktan geçer.

İnsanlar sorunlar karşısında bunalmış durumda ve kişisel çözümler de tükenmek üzere. Büyük bir arayış var.Yeniden kitleleri ayağa kaldıracak, toplumun kendine güvenmesini sağlayacak olan dürüst, cesur, güvenilecek yeni bir örgütlenmenin ortaya çıkması şarttır. Kadınları yanına alabilen böyle bir kuvveti yaratmak üzere başarıya daha yakın olacaktır. Kadınlar, Cumhuriyet devrimleri ve Atatürk ilkelerinin yarattığı aydınlık yoldan ilerleyenlerin yanında bu özlenen örgütlülüğün yaratılması için çalışmaktan kaçınmaz.

Bunları da sevebilirsiniz