Anayasayı İhlal Suçu!

FETÖ kumpasları çerçevesinde yargının yeniden yapılandırılmasından büyük memnuniyet duyduğunu, “Allah verdikçe veriyor” diyerek marifetmiş gibi gazetecilerle paylaşan, 15 Temmuz sonrasında “Bana ahmak diyebilirsiniz” diyerek, yetmez ama evetçi Murat Belge’ye benzer bir şekilde kendisini kandırılmış göstererek aklamaya çalışan Bülent Arınç’ın son dönem açıklamalarının odağında seçimlerin ertelenmesi var.

Yaptığı ilk açıklamada, yaşanan felaketin boyutları ve neden olduğu/olacağı demografik değişim nedeniyle seçimlerin ertelenmesinin doğru olduğunu söyleyen Arınç’a göre, Anayasanın 78. maddesini ileri sürerek seçimlerin sadece savaş sebebiyle ertelenmesinin mümkün olduğunu söyleyenlere tek cevap yeterli olacaktır: Evet, bu hüküm var ama anayasalar kutsal metinler değillerdir, hukuki metinlerdir.” Yani eğer gerekiyorsa, Anayasalar yok sayılabilir, çiğnenebilir.

CHP Genel başkanı ve 6’lı masanın muhtemel Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Murat Yetkin’e verdiği röportajın konusu da Arınç’ın seçimlerin ertelenmesine yönelik bu açıklamasıydı. Murat Yetkin’in, “AK Parti’den deprem gerekçesiyle seçimin 18 Haziran ötesine ertelenmesi çıkışları geliyor. Seçim ertelenebilir mi?” şeklindeki sorusuna Kılıçdaroğlu’nun verdiği yanıt;

Hayır. Anayasa çok açık. Ancak savaş halinde seçim ertelenebiliyor. Savaş olmadığına göre seçim ertelenemez. Hiç kimse Anayasanın, yasaların dışında gerekçeler uydurarak kendisine özgü bir hukuk normu oluşturamaz. Anayasa var. “Türkiye hukuk devletidir” diyorsak yapılamaz.” Şeklinde oldu.

Kılıçdaroğlu’nun bu açıklamasının, “Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü” başlıklı 11. Madde’sinde yer alan “Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır. Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz.” Hükmü doğrultusunda bakıldığında doğru olduğuna şüphe yok. Gerçekten de, hukuk devletlerinde, tam da Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi, “Hiç kimse, Anayasanın, yasaların dışında gerekçeler uydurarak kendisine özgü bir hukuk normu oluşturamaz”.

Kılıçdaroğlu açısından sorun, aynı Kılıçdaroğlu’nun, Anayasayı bir kez delmekle bir şey olmaz diyen Turgut Özal’ı Devleti yönetirken bürokrasiyi ve devletin geleneklerini ciddiye alan, kendi görüşünü dayatmadan en doğrusunu arayan örnek bir siyaset ve devlet insanıydı. diyerek andığında ya da benzer konularla yani anayasayı yok sayma, çiğnenme konusuyla ilgili olarak yapmış olduğu geçmiş açıklamaları akla geldiğinde ortaya çıkıyor.

Neyse, konumuz Kılıçdaroğlu’nun artık sıradan hale gelmiş tutarsızlığını anlatmak değil. Kafama takılan, aslında herkesin kafasına takılması gereken soru, tüm yasaların yönünü sınırlarını belirleyen, esasını oluşturan, ismine uygun olarak Ana’sı olan Anayasayı delmenin, yanından geçmenin, yasa tekliflerine anayasaya aykırı olduğunu bile bile “evet” diyebilmenin niçin bu kadar kolayca söylenebiliyor, ifade edilebiliyor olduğu.

Bu konuya devam edeceğim.

Bunları da sevebilirsiniz