Rönesans Hümanizmi, Yapay Zeka Fütürizmi

Günümüzde birbirine çok karıştırılan, hatta birbirinin yerine hayasızca kullanılan dört kavramdan bahsedeceğim ama sonra sadece birini inceleyeceğim, gıcıklık değil mi? Geri kalan üçünü de seneye yazarım artık. Kavramlar şöyle: Rönesans, hümanizm; modernizm, aydınlanma. Genel kabul eden kronolojik sıralamalarıyla yazdım.

Bunlar genelde çağdaş bir yaşamın, günümüz dünya değerlerinin ya kurucusu ya da taşıyıcısı olarak kabul ediyor ve aralarında bir fark olup olmadığına çok da eğilmiyoruz. Halbuki epey farklı şeyler. O gün merak edip ukalalık etmeyi de göze alıp insanlara “hümanist” deyince ne anladıklarını sordum. Genel olarak yanıtlara bakılırsa, “hümanist” deyince akıllı, uslu, başkalarına zarar vermeyen, ahlaklı dünyalar tatlısı insanlar akla geliyor. Bugün gerçekten de biraz böyle oldu. Ben hümanistim demek çok geçer akçe bir şey, hatta demeyene yan gözle bakabillirler, aman dikkat. Hatta bu anlam karmaşasından kurtulalım diye önerim felsefi anlamda kullandığımız hümanist yerine insancı; aşırı tatlı insanlara da insancıl demek.

Felsefe bağlamında hümanistin anlamı yukarıda da söz ettiğim gibi çok farklı. Özellikle rönesans döneminde hümanist demek, doğa bilimlerine veya teolojiye değil de insanı ilgilendiren (human) şeylere kafayı yoran kişi demek. İşte efendime söyleyeyim: dilbilgisi, retorik, şiir, tarih ve toplumsal felsefe. Bunlar üzerinde düşünmenin insanı geliştireceğini, gelişen insanın da kafasına koyduğu her şeyi yapabileceğini ve dolayısıyla etkin bir yaşam (vita activa) sürebileceklerine inanıyorlardı. Bu, elbette sadece ortaçağın daha sıkıcı (şimdi bana kızanlar olacak ama aslında aynı zamanda daha dikkatli ve sistemli) felsefesinden hızlı bir kopuşu da temsil ediyor.

Şiiri bilen insan, kendini anlar; kendini anlayan insan retorik öğrenirse kendini sözle anlatır; kendini sözle anlatan insan daha kalıcı bir şeyler yazmak istiyorsa dil bilgisi öğrenir derken; karanfil elden ele işte. Bugün bizde “beşeri bilimler” dediğimiz, Latince yazıp çizenlerin studia humanitatis dedikleri şey ortaya çıkıyor. İnsanı çalışan insanlar yani. Biraz zor tabii. Kendini ameliyat etmek zorunda kalan bir cerrahın durumunu andırıyor. Kaldı ki insan nasıl düşünür diye düşünmek, insana kendi sınırlarını aktaran bir deneyim. İki ihtimal var. Ya o sınırları anlamıyorsunuz, bu durumda dönüşeceğiniz insan o kadar tatsız bir şey ki Allah eşinize dostunuza sabır versin. Ya da o sınırları biraz olsun anlayıp kendi çerçeveniz ve aslında yetersizliğinizle yüzleşeceksiniz, o durumda da Allah size kolaylık versin.

İnsanı insandan başka inceleyebilecek bir şey yok diye düşünüyorduk gerçekten. Yani evet mesela evde bir kediniz köpeğiniz varsa (benim yok ama olanlar anlatıyor) can dostunuz sizin bazı hâl ve tavırlarınızı anlayabiliyor, hatta namussuz sizin bazı örüntülerinizi bile ezberliyormuş: “Aha bu adam yine pijamalarını çekti, yürüyüşe falan çıkmayacağız bu akşam, belli oldu.” gibisinden.

Fakat geçenlerde ilginç bir şey gündeme geldi. Bir yapay zeka yapmışlar: ChatGPT. Baya konuşuyor, sohbet ediyor, epey de bir şey biliyor. Şunu sordum: “Rönesans hümanizminin temel özelliklerini sayar mısın?”

Bana epey uzun bir yanıt verdi ama sadece hünerini göstermek açısından ilk paragrafı aşağıya ekliyorum:

Rönesans hümanizmi, 14. ve 15. yüzyıllar arasında Ortaçağ Avrupa’sında ortaya çıkan bir harekettir. Bu hareket, insanın potansiyelini ve yeteneklerini vurgulayan bir anlayışa sahiptir ve ayrıca insanın doğal haklarına saygı göstermeyi amaçlar. Rönesans hümanizminin temel özellikleri şunlardır:” (Open AI Assistant, 2022)

Hatta sonra içim elvermedi, dedim ki seni nasıl kaynak gösterebilirim, o da yukarıdaki gibi kaynak göstermemi rica etti. Kaynakçasını bile o verdi yani. Üstelik Türkçe sordum. İsterseniz başka bir dilde de sorabilirsiniz.

Şimdi bu beni baştaki meseleye döndürüyor: İnsanı inceleyebilecek olan tek şey insan mı gerçekten? Yani belirli bir zaman geçtikten sonra, hele de şu teknolojik gelişim hız kesmezse, yapay zeka beni inceleyemez mi? Mesela, “Ben niye şöyle düşünüyorum acaba?” deyince cevap verebilecek mi? Gidişat öyle görünüyor. Diğer bir soru ise bana verdiği yanıtın özgün olup olmayacağı. Bazıları diyor ki yapay zeka sadece insanın yaptığı şeylerden bir şeyler üretip sana verebilir, kendi kendine bir şeyler katamaz. Ben o kadar emin değilim.

İnsanı en özel yere koyan görüşün bir özetini ortalama bir insandan, hatta ortalama bir sosyal bilim öğrencisinden daha iyi anlatabilen bir yapay zeka söz konusu. Yine her zamanki gibi sorulacak sorular var. Birincisi, insan olarak sınırımız nerede başlıyor nerede bitiyor? Rönesans hümanistleri bir yapay zeka ile konuşsa ne düşünürlerdi?

Elbette pratik bir sorun da var: yükseköğretim sınavları ne olacak? 30 saniyede her konuda istediğiniz üslupta bir yazı yazabilen yapay zeka varken, üniversitedeki sınavlar, deneme yarışmaları ve benzeri işler ne olacak acaba? İçimden bir ses kısa zaman içinde sözlü sınavlara geri dönüleceğini söylüyor. Kim bilir?

Ha bu arada, kendiniz denemek isterseniz şuradan iletişime geçebilirsiniz: https://chat.openai.com/chat

Bir de tabii, unutmadan, biliyorum asıl 2023 Ekimini beklemek lazım ama 2023’e girecek olmak da yeterli: Yaşasın Cumhuriyet ve yaşasın cumhuriyetin yeni yüzyılı!

Bunları da sevebilirsiniz