Zorbanın Hukuku

Dünya siyaset sistemi malesef hala orman kanunlarıyla yürümekte.

Kapitalizm ve onun yavrusu emperyalizm, zorba hukuku uyguluyor.

Monroe doktrini, Wilson prensipleri, hür dünya sistemi, teröre karşı küresel savaş, demokrasi ihracı, BOP, GOKAP, küresel kırılganlık yasası ve en nihayetinde “kurallara dayalı düzen” olarak lanse edilen Amerikan dış politikasında esas olan, “böl ve yönet” (divide et empera) ve “çök ve yağmala” ilkeleridir.

1944 sonrası oluşturulan tüm Atlantik kurumları (Dolar, IMF, Dünya Bankası, BIS, Swift, BM ve onun tüm alt kurumları) bu esaslara göre çalışır.

Bu tipik zorba davranışıdır. Okulda sokakta bu çok iyi bilinir. Gözüne kestirdiği zayıf çocuğa bir omuz atar ve ondan sonra da döver. Sokak çetesinde mesela, sevmediği birine küçük çocuğa küfür ettirip sonra saldırır. Mafya gibi haraç toplar. Ya da bir tenhada bıçaklar kurşunlar.

Tüm bu haydut davranışları ABD emperyalizminin tipik özelliklerindendir.

Batıdaki altın milyar denilen ayrıcalıklı nüfus da Sam Amca’nın vasallarıdır. Bunlar görür, bilir ama bir şey yapamaz.

Ancak propagandaya katılır. Dün Atina’da bir konferans veren ünlü Amerikan Ekonomist Jeffrey Sachs, panik içindeki moderatör tarafından susturulmadan önce, mealen, “Batının demokratik olmasının tarihteki katliam, soykırım ve işgallerini önlemediğini, 1950’den sonra İngiltere’den bayrağı devralan,” demokratik” ABD’nin savaş ve yıkımdan başka birşey getirmediğini” söyledi.

Rusya da dün Savunma Bakanı Şoygu aracılığıyla, Türkiye, Fransa ve ABD’deki muhataplarına, Ukrayna nazileri ve İngilizlerin kirli bir nükleer saldırı hazırlığında olduğunu duyurdu.

Demek ki eski ve düşkün emperyalist İngiltere de hala melanet peşinde.

Bugün zorbalar zorda, ama bu onları daha tehlikeli yapıyor.

500 yıl aradan sonra dünyada küresel liderlik yeniden Asya’ya geçerken Batı’daki panik ve zorbalık katsayısı enflasyon gibi artıyor.

Önümüzdeki 10 yıl boyunca Portekiz’den Şanghay’a kadar olan bölgede ve küresel güney genelinde barış ve huzur ortamı olmayacak.

Tüm gelişmeler bunu gösteriyor.

30 yıllık gazetecilik hayatımda hiç bir dönem Batı’da bu kadar çapsız ve pervasız lideri bir arada görmemiştim. Muhtemelen bu, küresel darbe peşindeki Davos patronlarının “kukla severliği” ile bağlantılı.

Doğuda ise bunların tersi usta satranç ve go oyuncuları Putin ve Şi var.

ABD gemisi Biden ile su alırken, Amerikan askerleri çılgın bir işgal sarmalı içinde.

Aynı anda Romanya ve Haiti’ye açıkça asker gönderdiler. Steadfast Noon adı altında Avrupa’da atom bombası atma tatbikatı ve hazırlıkları yapıyorlar. Halbuki Rusların “ölü el” sisteminden haberdar olmalılar.

Ölü el, SSCB döneminde geliştirilen bir nükleer misilleme sistemi. ABD’nin Moskova dahil tüm Rusya’yı nükleer silahla vurması halinde hiç bir emir almadan otomatik olarak devreye girerek Washington, Londra ve Brüksel başta tüm batı merkezlerini vurmaya yönelik bir garanti yıkım projesidir.

Nükleer savaş tehlikesi hiç olmadığı kadar yüksek. Küresel büyük buhran insanları yakıp savuruyor.

Emperyalist zorbalık halka hesap vermeyen elitlerin elinde yükseliyor.

2023’te hiç bir şey bitmeyecek. Mücadele yeni başlayacak.

Yeni ve adil bir küresel düzen için Avrasya mücadelesidir bu.

Bunları da sevebilirsiniz