Laponya, genellikle kuzey ışıklarını izlemek amacıyla ziyaret edilen, Finlandiya’nın en kuzeyindeki bölgesidir. İsmi, Finlandiya, İsveç ve Norveç’in Kuzey Kutup Dairesi içinde kalan bölgelerinde çok eski tarihlerden beri yaşayan kavim olan Lapon halkından gelir. Sami olarak da bilinen Laponların sayısı 70.000 civarındadır, 6500’ü Finlandiya kısmında yaşar. Yeryüzü şekli, kışın donmuş nehir ve göllerin böldüğü düzlüklerden oluşan Laponya’nın nüfusu 200.000 civarındadır. En büyük şehirleri Rovaniemi, Tornio ve Kemi’dir.
Bir yılbaşı arifesinde, İstanbul’dan 3.5 saat süren direkt uçuşla Laponya’nın başkenti Rovaniemi’ye iniyoruz. 1100’lerden beri yerleşim yeri olan şehir, kuzeye seyahat edenler için durak noktası olmuş. İkinci Dünya savaşında Almanlar tarafından yıkılmasından sonra yenilendiği için oldukça modern görünümde olan Rovaniemi, 60.000’den fazla nüfus barındırıyor. 1920’lerde hotel Pohjanhovi’nin yapımıyla ve Kuzey Kutup Dairesinin gelişmesiyle şehirde turizm başlamış.
Havalimanı binasında bizi “Santa’nın resmi ev havalimanı” yazısı ve ışıltılı yılbaşı dekorları karşılıyor. Öncelikle, havalimanına on dakika mesafedeki Noel Baba köyünü ziyaret ediyoruz. Bir radyo programında Kuzey Kutup Dairesinin üzerindeki Noel Baba köyünün adresinin verilmesiyle, çocuklar Noel Baba adına Rovaniemi’ye çok sayıda mektup ve kart göndermeye başlamış. Finler de Noel Baba adına yanıt vermek durumunda kalmış. Böylelikle Noel Baba turizmi başlamış.
Noel Baba köyünde Noel Babanın evi, ofisi, postane, hediyelik eşyaların satıldığı alışveriş merkezi, yiyecek bölümleri, kızak pisti bulunuyor. Henüz öğleden sonra olmasına rağmen hava karanlık ve ortam oldukça kalabalık. Noel Baba köyü, karla kaplı kulübeleriyle, ışıklandırılmış karlı çam ağaçlarıyla, daha büyük ve sivri çatılı Noel Babanın evi ve önündeki kocaman kardan adamıyla, yılbaşı atmosferini yansıtan ışıl ışıl bir masal köyü adeta.
Noel Babanın evinin alt katında hediyelik satış bölümü bulunuyor, kalabalıktan üst kata çıkmak zor. Evin yan tarafında Kuzey Kutup Dairesinin geçtiği yer ışıklı direklerle belirlenmiş. Evin karşı tarafındaki alışveriş merkezinden, üzerinde Fince Kuzey Kutup Dairesi anlamına gelen Napapuri yazan Kuzey Kutup Dairesi sertifikası satın alınabiliyor. İsteyenlerin pasaportuna hatıra kaşesi basıyorlar. Postane bölümünde, dünyanın farklı yerlerinden gelen çok sayıda turist, sevdiklerine yılbaşı kartı göndermek için kart seçip yazıyor. Postanede iki tane posta kutusu var; giriş kapısının yanında yer alan kutuya bu yılbaşında ulaşmasını istediklerinizi, ortada daha süslü görünen kutuya da gelecek yılbaşında ulaşmasını istediğiniz kartlarınızı atıyorsunuz.
Rovaniemi’de görmeye değer yerler arasında Laponya üniversitesi kutup merkezinin ve 1994’de Avrupa’daki en iyi müze ödülünü alan Laponya müzesinin bulunduğu Arktikum merkezi, Laponya insanları ile çevrelenmiş İsa freski bulunan Lutheran kilise ve Alvar Aaorto tarafından tasarlanmış Lappia talo (Laponyalı evi) olarak bilinen 1975 tarihli mimari kompleks bulunuyor.
Rovaniemi’ye 115 kilometre mesafedeki Kemi’de bir depodan, burada kalacağımız sürece giyeceğimiz kapüşonlu tulumlar, yün çorap, bot ve eldivenleri teslim alıyoruz. Bunları kendi kıyafetlerimizin üzerine giyiyoruz, buradaki soğuktan son derece koruyucu olan bu giysilerle seyahatimiz boyunca çok rahat ediyoruz. Botniya Körfezi kıyısında yer alan 21.000 nüfuslu Kemi’de, donmuş Baltık Denizi üzerinde kar-mobil yapmak, önerilen keyifli aktivitelerden biri. Deniz kıyısında konumlanmış Noel Babanın yazlık ofisindeki restoranda yerel lezzetleri tadıyoruz. Yemeklerde somon, morina, geyik eti, havyar, yaban mersinini bolca kullanıyorlar.
Kemi’de 1996’dan beri her yıl yeniden yapılan, ocak ayının son haftası açılıp nisan ayında kapanan buz otelin yapım aşamalarını gösteren müzeyi geziyoruz. Yapımı için gereken buz, otelin önündeki Botniya Körfezinden taşınıyor. Doğal kar çok yumuşak olduğu için -7 ve daha soğuk derecelerde deniz suyundan buz elde ediliyor. Odaları 9 metrekarelik olan buz otelin içinde ısı -5 dereceymiş. Restoran bölümünde masalar buzdan, tabure ve banklar ahşap olup üzerine ren geyiği veya koyun derisi örtülüyormuş. Müzede, dünyaca bilinen buzkıran gemisi Sampo’nun maketi bulunuyor. 1960’da Helsinki’de yapılmış 75 metre uzunluğundaki gemi, 80-120 cm katı buzu kırma kapasitesine sahip. Sampo ile turlar düzenleniyor ve buzlu sularda özel korunaklı giysilerle yüzülebiliyor.
Eski limanın 1912 tarihli gümrük ofisi binasındaki değerli taş galerisi, müzenin ön tarafında yer alıyor. İki katlı galeride, üç binin üzerinde mineral ve değerli taş yanı sıra İngiltere kraliyet tacının replikası ile bir zamanlar Finlandiya krallık olmak üzereyken kral için tasarlanan taç da sergileniyor. Kemi’de görülecek diğer yerler arasında sanat, tarih ve el sanatları müzeleri bulunuyor.
Laponya’da haskilerle ve Ren geyikleriyle kızak yapmadan dönmek olmaz. Haskiler, kuzey bölgelerinde kızak çekmek için kullanılan köpeklerdir. 12-18 yaşına dek yaşar, yazın dinlenir, kışın kızaklarda kullanılırlar. Haskilerle kızak yapmak için Kemi’ye 25 kilometre mesafedeki Ulla’nın haski çiftliğine geliyoruz. Bu çiftliğin sahibi olan Ulla adlı anne ve kızı Paula ile tanışıyoruz. Haskilerin yanlarına gittiğimizde pek heyecanlanarak havlamaya başlıyorlar.
Haski kızağını sürme konusunda talimatları dinledikten sonra sırayla kızaklara biniyoruz. İki kişi binilen kızakta, sürücü olan yolcu ayakta kalarak ayağını fren pedalında tutuyor, diğer yolcu oturuyor. Kızağımızı dört haski çekiyor, gayet hevesli, güçlü ve hızlı koşuyorlar. Öndeki kızakla aramızdaki 5 metrelik emniyet mesafesini korumamız gerekiyor, zaten haskiler o kadar akıllı ve eğitimliler ki öndeki kızak herhangi bir sebeple durduğunda hemen kendiliklerinden durup bekliyorlar. Karlar altında çam ağaçları arasındaki iki kilometrelik parkuru keyifle dolaştıktan sonra, bir çadırın içinde yanan ateşin çevresinde oturup, sıcak yaban mersini suyu içerek dinleniyoruz.
Ren geyikleriyle kızak deneyimi için, Kemi’ye 10 kilometre mesafedeki Maksniemi’de Arkadia Ren geyiği çiftliğine geliyoruz. Normalde geyikler taşıma için kullanılmıyor, Noel Babanın arabasını çektikleri için sembolik olarak kullanılıyorlar. Noel Babanın arabasından farklı olarak, tek bir Ren geyiğinin bir görevlinin yönetiminde çektiği kızakla, çıngırak sesleri eşliğinde yavaş yavaş dolaşıyoruz. Bu tur, haski safarisi gibi aksiyon dolu ve heyecanlı değil, ama keyifli.
Kızak deneyimleri arasında öğle yemeği için Kemi’ye 8 kilometre mesafedeki, donmuş Kemijoki Nehri kıyısında konumlanmış, konaklama için bungolavları ve saunası da bulunan Savotta’ya gidiyoruz. Karla kaplı çam ağaçlarının arasında şık lambalar ve ışıklı yeni yıl süsleriyle bezeli evler, romantik bir kış masalından fırlamış gibi görünüyor. Laponya seyahatimiz esnasında gördüğümüz manzaralar, bana çocukluğumuzun simli yılbaşı kartpostallarındaki görüntüleri anımsatıyor.
Bölgenin fauna örneklerini görmek için Rovaniemi’ye 80 km mesafedeki Ranua Doğal Yaşam Parkını ziyaret ediyoruz. 1983’de açılmış, oldukça geniş ve açık alana yayılmış olan bu parkta, Finlandiya’da sadece burada bulunan kutup ayısı başta olmak üzere 50 arktik hayvan türü ve 200 hayvan barınıyor. Ormanın içinde 2.8 kilometrelik park yolu boyunca yürüyerek hayvanlar görülebiliyor.
Ancak bu dondurucu soğukta açık havada özel koruyucu kıyafetler olmaksızın uzun süre dolaşabilmek pek mümkün görünmüyor. Bazı hayvanlar kapalı bölmelerinde istirahat halinde olduğu için göremiyoruz. Kar baykuşu, puhu, Ural baykuşu gibi baykuş türlerini, su samuru, kunduz, gelincik, boz ayı, ak kuyruklu geyik, vahşi orman Ren geyiği gibi geyik türlerini görebiliyoruz. Yeryüzünün en büyük kara yırtıcı hayvanı olarak tanımlanan kutup ayısının karların içinde keyifle yuvarlanmasını izliyoruz.
Yürüyüş yolu üzerinde iglo tarzında bir kulübenin içinde buz bar ve buzdan heykelcikler ilgimizi çekiyor.
Ranua, kutup yaban ağaç çileği ile de bilinir, her yıl ağustosun ilk haftasında geleneksel pazar kurulur. Parkta ayrıca, kano, bot safari, yerel kültür köyü ziyareti, kar ayakkabılarıyla doğa yürüyüşü, kar motorsikleti, Haski veya Ren geyikleriyle gezinti yapılabilir.
İsveç sınırında yer alan Tornio, Rovaniemi’den 117 kilometre, Kemi’den 25 kilometre mesafede yer alıyor. Nüfusu 22.000 civarında. Fin Laponya’sının Tornio şehri, İsveç’in Haparanda şehriyle çift oluşturuyor. Harita üzerinde sınır bulunsa da tek bir şehir gibi kabul ediliyor. Tornio’da, Hallituskatu ile Lansiranta Caddesinin kesiştiği yerdeki Rajalla alışveriş merkezinin arka tarafında yer alan Viktorya Meydanı İsveç sınırında yer alıyor. 2011’de açılan bu meydan, adını İsveç kraliçesi Viktorya’dan almış. Yılbaşı akşamı bu küçük meydanda kurulan sahnede bir müzik grubunun performansı ve çeşitli gösteriler ile yeni yıl karşılanıyor. Aynı meydanda, önce Finlandiya saatine, sonra İsveç saatine göre birer saat arayla iki kez yeni yıla girmiş oluyoruz.
Hallituskatu Caddesi üzerinde oteller, restoranlar, eski belediye binası bulunuyor. Laivurinkatu Caddesinde de Kaktüs adlı bir Türk restoranı vardı. Tornio’da görülecek yerler arasında, İsveç kraliçesi Eleonora’ya adanan 1686 tarihli, Laponya’da kullanılan en eski ahşap kilise bulunuyor.
Laponya’yı ziyaret etmemin başlıca nedeni kuzey ışıklarını görebilmekti. Kuzey ışıkları, güneş rüzgarlarının yeryüzünün manyetik alanı ile reaksiyonu sonucu, güneş rüzgarlarından gelen elektrik yüklü nitrojen ve oksijen parçacıklarının atmosfere çarpmasıyla meydana gelir. Yeryüzünün manyetik alanı bu parçacıkları kutup bölgelerine çeker. Bu nedenle ışık fenomeni hem kuzey, hem güney yarı kürede görülür. Kuzey ışıklarının Latince adı Aurora Borealis’dir. Kuzey ışıkları, kutup dairesi çevresinde Alaska, Norveç, Finlandiya, İzlanda gibi ülkelerde görülebilir. Antik dönemlerde Fince adı “Tilki yangınları” anlamına gelen kuzey ışıklarının, sihirli tilkinin tundra üzerinde koşarken gür kuyruğunu sallayarak kıvılcımlar saçmasıyla belirdiğine inanılırmış. Bu ışıkların iyi şans getirdiğine inanılıyor. Samiler, bu ışıkların avladıkları hayvanların ruhları olduğuna inanır.
Aurora sezonu Laponya’da ağustos sonu, bahara geçerken ve nisan sonuna kadardır. Eylül, ekim, mart, nisan aylarında görme olasılığı daha fazladır. Ekinoks zamanlarında aurora daha güçlü ve parlaktır. Aurora, kırmızı, yeşil, mavi, mor gibi çok renklidir ve çeşitli şekillerde görülebilir, en sık görülen virajlı ışık şeridi şeklindedir. Aurora’yı görmek için en iyi zaman manyetik gece yarısı olup Finlandiya’da bu zaman gece yarısına yarım saat kaladır. Gökyüzü bulutsuz ve açık olduğu zaman, yerleşim yeri ve trafiğin yapay ışıklarından uzakta ve olabildiğince açık alanlarda kuzey ışıklarını görebilmek mümkündür. Laponya seyahatimiz boyunca gökyüzü bulutlarla kaplı ve kar yağışlı olduğundan, kuzey ışıklarını başka bir seyahatimizde görebilmeyi umuyoruz.