Kurumsallaşmış İkiyüzlülük

Geçtiğimiz günlerin en önemli gündem maddelerinden birisini, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “HDP kapatılmalı” diyerek başlattığı tartışma oluşturdu ve doğal olarak tüm gözler ve kulaklar, başta Cumhur İttifakının büyük ortağı AKP olmak üzere diğer partilerin ne diyeceğine çevrildi.

Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Orhan Bursalı ile eski Sabah yeni Habertürk Yazarı Sevilay Yılman, parti kapatmaların demokrasiye aykırı olduğu ve çözüm olmadığı konusunda fikir birliğine vardı.

Basının yoğun ilgisi sonucunda, siyasilerden de yanıtlar gelmekte gecikmedi.

Önce AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Cumhur İttifakı’nın diğer ortağı MHP lideri Devlet Bahçeli’nin “HDP kapatılsın” çıkışına yanıt verdi. Kurtulmuş, “Parti kapatmalarının Türkiye’de olumlu sonuçları görülmedi” diye konuştu ise de tartışma bitmedi. En sonunda, Cumhurbaşkanı Erdoğan’da konuşmak zorunda kaldı. En çok bizim ağzımız yandı bu konuda. Parti kapatmayı AK Parti zorlaştırdı. Bu bizim kararımız zaten. Parti kapatmak yerine kişiler üzerinden bir ceza verilecekse verilmelidir diyerek, hem Bahçelinin hassasiyetini gidermeye hem de, şu aralar yeniden “reformcu” olmalarının sonucu olarak, özne HDP olunca her konuyu içeriğinden bağımsız olarak demokrasi ve insan hakları sorunu gören batıyı kışkırtmamaya çalıştı.

Millet ittifakı partilerinden de benzer tepkiler geldi. Bahçeli’nin HDP’nin kapatılmasına yönelik çağrısına Kılıçdaroğlu, “HDP meşru” diye yanıt verirken, Siyasi partilerin kapatılması dair başvurunun parti genel başkanları tarafından yapılabileceğini belirten Akşener, “İstemin parti adına parti genel başkanı tarafından cumhuriyet başsavcılığına yazılı olarak yapılmış olması gerekir. Derhal bunu yerine getirsin elinde imkan var” diyerek yani doğrudan kendi görüşünü belirtmeyerek ve topu Bahçeli’ye atarak, zımnen kapatılma talebine karşı tavır almış oldu.

Tartışılan konunun özünü, Halkların Demokrasi Partisi’nin (HDP) söylemleri, politikaları ve uygulamaları çerçevesinde, ulusal ve uluslararası hukuki düzenlemelere göre meşru bir parti olarak kabul edilip edilemeyeceğinin oluşturması gerekirken konu tamamen farklı eksenlere kaydırıldı. 2008 yılında ”Laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiği” iddiasıyla hakkında kapatılması istemiyle dava açılan AKP davasında olduğu gibi, iddiaların gerçekliğinin tartışılması yerine, “parti kapatılması demokrasiye aykırı mı, değil mi?” sorusu ve Selahattin Demirtaş’ın uzun tutukluluğu ve bu tutuklulukla ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı tartışmanın odağı haline getirildi.

Duruma ve kişilere ve zamana bağlı olarak değişmemesi gereken yerel ve uluslar arası mevzuat dışında her şey konuşuldu. Anayasayı bir kez çiğnemekle bir şey olmayacağını düşünen iktidarların, muhalefetin olduğu ülkemizde, hiçte şaşırtıcı olmayacak şekilde kişisel görüşler, gerçeklerin, yasaların ve hukukun evrensel değerlerinin önüne geçti.

Neresinden bakarsanız bakın, ikiyüzlülük siyaset ve medya dünyasının büyük çoğunluğuna hakim oldu.

Ne, Avrupa Konseyinin bir organı olan Venedik Komisyonu’nun, siyasi partilerin yasaklanmasına ve benzeri tedbirlere ilişkin yol gösterici ilkelerin 3 maddesinde yer alan “Siyasi partilerin yasaklanması veya zorla sona erdirilmesi, ancak şiddet kullanımının savunuculuğunu yapan veya demokratik anayasal düzeni yıkmak için şiddeti bir politik araç olarak kullanan ve böylece anayasa tarafından güvence altına alınan hakların ve özgürlüklerin altını kazıyan partilere ilişkin olarak mazur görülebilir.” hükmü, ne de her ikisi de HDP’de milletvekili olarak görev yapmış olan ve HDP’deki sorunun kaynağının İmralı ya da PKK’nın müdahaleleri değil, “Hem müdahaleden şikayet edip hem Kandil ve İmralı için pozisyon belirlemeye kalkmak, kendi pozisyonunun gereğini yapamamakla ilgili” olduğunu söyleyen Ayhan Bilgen’in ve Partiyle PKK ilişkisi gizli saklı bir mevzu değil. Bunu devekuşu gibi kafayı toprağa gömerek gizlemeye çalışmak beyhude”  diyen Altan Tan’ın, tam da Venedik Komisyonunun yukarıda aktardığım ilkesi ile doğrudan ilgili olan yani HDP ile PKK ilişkisini ifşa eden açıklamaları dikkate alındı.

Siyaset ve medya dünyasını saran yaygın ve nedeni belli “konjonktürel” körlük, bunlarla da kısıtlı kalmadı. HDP’nin kapatılması talebini demokrasiye aykırı olarak değerlendiren, siyasi partilerin kapatılmasının çözüm olmadığını söyleyen yayın organı ve partilerin, Yunanistan’da meclise üçüncü parti olarak girmiş olan Altın Şafak’ın, mahkeme tarafından “yasa dışı suç örgütü” olarak değerlendirilerek, kapatılmasını övgü dolu sözlerle alkışlayan, Alman Milliyetçi Demokrat Parti’sinin (NPD) kapatılması gerektiğini savunan yayınları ve söylemleri de kimse tarafından anımsanmadı.

Ahmet Müfit

Kaynaklar:

  1. https://www.zanka.com.tr/14202/bahcelinin-hdp-kapatilsin-cagrisina-akpden-olumsuz-yanit, https://www.hurriyet.com.tr/gundem/erdogandan-demirtas-aciklamasi-bu-karar-bizi-baglamaz-41695902

  2. https://www.gazeteduvar.com.tr/aksenerden-bahceliye-hdpnin-kapatilmasini-istiyorsa-basvuru-yapsin-haber-1507720

  3. https://www.gazeteduvar.com.tr/aksenerden-bahceliye-hdpnin-kapatilmasini-istiyorsa-basvuru-yapsin-haber-1507720

  4. https://odatv4.com/demirtas-kararindan-sonra-saldiri–23122001.html

  5. https://odatv4.com/hdp-turkiye-partisi-olabilir-mi-19102034.html

  6. https://www.tbmm.gov.tr/yayinlar/venedik_komisyonu.pdf

  7. https://www.tesev.org.tr/wp-content/uploads/rapor_Venedik_Komisyonu_Yol_Gosterici_Ilkeler_Raporu.pdf

  8. https://www.evrensel.net/haber/304419/almanyada-irkci-partiyi-beslemeye-devam

  9. https://www.evrensel.net/haber/416042/yunanistanda-altin-safakin-kapatilmasiyla-kazanilan-antifasist-zafer

  10. https://www.evrensel.net/yazi/86542/kurt-sorunu-ve-hdp-kapatilsin-kampanyasi

  11. https://www.yenisafak.com/dunya/yunanistanda-teror-orgutu-ilan-edilen-altin-safak-partisinin-yoneticilerine-hapis-cezasi-3570897

Bunları da sevebilirsiniz