Sömestr Tatili

17 Ocak Cuma günü 18 milyon öğrenci sömestr tatiline girdi. 3 Şubat Pazartesi yeniden okula dönecekler…

Şu günlerde her yerde çocuklara öneriler var. Hepsi mutlak yararlıdır.

Benim 2 çocuk, 7 torun sahibi bir anne ve büyükanne olarak önerilerim şöyle:

 1) Onları televizyon haberlerinden ve tartışmalardan uzak tutun! 

Böylelikle bizi yönetenlerin yalan söylediklerini görmezler. 

Adaletin siyasal erkin egemenliğinde olduğunu küçük yaşta öğrenmezler.  

Bir gün söylediğinin, ertesi gün tam tersini söyleyeni duyup sağlarını sollarını şaşırmazlar.

Yüksek sesle bağırarak, karşısındakini dinlemeden konuşanları örnek almaya kalkmazlar.

Kin ve nefretin bulaşıcı etkisinden korunurlar. 

Arabesk kültürün, magandalığın etkisine ve istilasına ne kadar geç girerlerse o kadar kârdır.

2) Çocukları açık havaya ve sanata salıverin!

Park, sokak, cadde, bahçe, dağ başı, deniz kıyısı hiç fark etmez. Ağaçların adlarını, çiçeklerin türlerini, suyun şavkını, rüzgârın hızını merak etsinler. Köpeğin, kedinin, uçan kuşun nereden gelip nereye gittiğini sorsunlar…

Sanatsal etkinliklerle haşır neşir olsunlar: Müze, sergi, çocuk oyunları, konser, opera, bale… Seçimlerinizi birlikte yapın. Belki ilkinde sıkılırlar ikincisinde daha az, üçüncüsünde daha daha az sıkılır ve sonunda hayran kalırlar. Alışırlar, arar olurlar. 

Böylelikle doğaya da sanata da bakmakla kalmazlar, görmeye başlarlar. İşte farkındalık başlamıştır. 

Gördüklerini yorumlamaya, değerlendirmeye başlarlar… 

Değerlendirmenin ardından sorgulama gelir. Merak gelir. Öğrenme tutkusu gelir. Eleştiri gelir. Eleştirel düşünce gelir… 

Bu son söylediklerimi gerçekleştirmenin yolu çocuklarla bol bol konuşmaktan, onları konuşturmaktan, onları dinlemekten, onların düşüncelerine kulak vermekten geçer. 

Sanatın işlevi

Sanat düşünmeyi, eleştirmeyi, yorumlamayı, değerlendirmeyi öğretir insana… Bu değerler hiyerarşisi içinde insan yalnız kendi kişiliğini değil, içinde yaşadığı toplumun da düzeyini geliştirirken bütün bunların bir yaşam biçimine dönüştüreceğini bilir. Bugün yaşadığımız beğeni yozlaşması, çarpık yapılanmalar, demokrasinin yerleşememesinde ve cehaletin yüceltilmesinde sanat eğitiminin eksikliğini görüyoruz.

Okullardan umudu kestik bari yarıyıl tatilinde çocukları sanatla buluşturalım.  

Hayrettin Karaca

“Toprak Dede” toprağa kavuştu, sonsuzluğa yürüdü. Ülkemizde çevre bilincinin gelişmesinde en önde koşan, bu yolda birkaç kuşak yetiştiren Hayrettin Karaca ağaca, ormana, toprağa sarılırken aslında geleceğimize sarılıyordu. Yaşanabilir bir ülke umuduna sarılıyordu. 

Sevgili dostu Muazzez İlmiye Çığ ile birlikte katıldıkları protestoları hiç unutmadım.  

Işık içinde uyusun.

Yarın günlerden Uğur Mumcu 

Yarın 24 Ocak. Yarın günlerden Uğur Mumcu günü.  

Onun düşünceleri, kişiliği, inançları bugün her zamankinden daha çok önem taşıyor.  

Benim için, gerçek Atatürkçülerle, sahte / takıyyeci Atatürkçüleri birbirinden ayırmanın yolu Uğur Mumcu standardından geçer. Sonuna dek bağımsız, laik bir Türkiye için mücadele verdi. Kemalist, antiemperyalist, sosyalist ve devrimciydi. Bugün ülkeye egemen olmaya çalışan gazeteciliği görse hepimizi isyana kışkırtırdı! 

“Çare, solda ve sağda, düşünce özgürlüğünü kısıtlayan bütün engellerin kaldırılmasıdır. Bir başka çare de yoktur. Ancak, özgürlükçü ve demokratik toplumlarda bu ‘siyaset-tarikat-ticaret’ üçgeni ile savaşılır. Kapalı rejimlerde ise bu akımlar, devlet kadrolarını, sinsi ve karanlık yöntemlerle ele geçirirler… Atatürk’ün laiklik ilkesinin ancak ve ancak özgürlükçü demokrasilerde savunulacağına inanıyorum… Demokrasilerde çözüm yolları yasaklarla değil, özgürlüklerde aranmalıdır.”

Özlemle anıyorum. 

Bunları da sevebilirsiniz

Bir cevap yazın