Su Yolunu Bulur da

Haziran ayındaki yoğun sağanak nedeniyle can ve mal kaybının yaşandığı, bir hidroelektrik santral (HES) borusunun patladığı selin izlerini hâlâ silmeye çalışan Trabzon’un Araklı ilçesinde yeni bir HES projesi onaylandı. 

18 Haziran 2019’da Çamlıktepe mahallesinde yaşanan sel ve heyelanda sekiz kişi yaşamını yitirmişti. Selde kaybolan iki kişinin bedenine hâlen ulaşılamadı. Yağışın etkisiyle Araklı 3 Hidroelektrik Santrali’nin borusu da hasar görmüştü. …

***

Ayni filmi defalarca izletiyorsunuz, izliyoruz…

Doğa affetmez bunu bilirsin ama niyetin değişmez.

Sen onun bağrını deşersin, kesersin. Zehirlersin, yakar, yıkar, yok edersin. Doldurur, boşaltırsın. Saldırırsın canavar dişli makinelerinle, uygarlık adına! Doymak bilmeyen iştahınla, hırsınla üstüne gidersin.

Sermayeye, yandaşına peşkeş çekersin…

***

Hesap yanlıştır, gün gelir, devran döner. Doğa unutmaz, affetmez, hesap ister. Rüzgâr olur, fırtına, yel olur, yağmur, sel olur, heyelan… Su, her zaman yolunu bulur. Ölüm gelir, yıkım sonra. Evler toprak altında, cenazeler ortada… 

Canlar gider; çocuklar suya düşer, ardı ardına..

Beş yıl önceydi, 4 yaşında Taha Su’yu, çamurlu sularda kurban etmiştin.Babası Erkan çırpınmıştı oysa; yazmış çizmiş, dilekçe vermiş. “Ölüm gelecek demiş” vali, kaymakam, belediye başkanına.

Haykırırken acısıyla, “Çocuğumu ihmal aldı” diyordu.
Az demiş; ihmal yok, bozuk düzen var, ölüme davetiye çıkaranlar var. Fatura her zaman yoksullara çıkar…

***

Karadeniz’de “Doğal afet” dersin adına, “ne yapalım kader”…
“Ölüm Allah’ın emri” nasılsa, Soma’daki katliam, “işin fıtratıdır” sana!

Yalancısın, ne afettir ne yazgı ne de fıtrat aslında.

***

Cinayeti sen kurdun oysa, ölümleri ellerinle getirdin. Dere yataklarına apartman kondurdular, teşvik ettin. “Sahil yolu, HES” dedin, yaylalara Yeşil Yol dedin. Madencilere dağları deldirdin, ormanları katlettin.
Karadeniz’de suların önünü kestin. 8 yıl önce Samsun’da sel sularında ölüp gidenler için “doğal afet” deyip takipsizlik verdin. Yoksulların oyuyla, yoksullara ölüm geldi. Uyarmışlardı oysa, sahil yolu olmazdı, dereler hapsedilip kurutulmazdı. 

Yayla yolları ranta açılamazdı…

Sermayenin, rantiyenin sözcüsü olarak “Vatan hainleri” demiştin uyaranlara. Yaşamlarını, yaylalarını korumak için direnenleri, HES’lere karşı çıkanları dış güçlerin işbirlikçisi ilan ettin. Bak, neler oldu sonunda… 

Ve Nâzım geldi aklıma: Vatan çiftliklerinizse, kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan… HES’leriniz, hisseleriniz, yüzdelerinizse, Doğaya kıymaksa, halkı yok saymaksa,

Ülkenin sularını 50 yıllığına sermayeye satmaksa vatan…

***

Hopalı Metin Lokumcu’yu hatırlıyor musun? Açılışını yaptığınız HES’in protestosunda, biber gazıyla canından etmiştiniz. “HES’ler öldürür” diyordu, öldürdünüz…

Bunları da sevebilirsiniz

Bir cevap yazın