Felsefede Bir Başlangıç

Genç yaşlı, felsefeye meraklı tanıdıklarımın bana sıkça sorduğu bir soru var: Felsefeye nasıl başlamalıyım? Geçenlerde çok yakın bir dostum bu soruyu içten bir şekilde sordu. Dürüst olmak gerekirse bu sorunun tam bir yanıtı var mı bilmiyorum. Ancak, bu yanıt bile kimilerine göre en nazik ifadesiyle “kaçamak”, bana göre üşengeçliğin dışavurumu.

Açıkçası sorudan bu sefer kaçamadım. Yeni yıla yeniden başlamak ve söz dağarcığımızı akıl yürütmenin en eğlenceli alanına genişletmek için cevabımı kendi deneyimlerimden yola çıkarak bu yazıda sunacağım.

Yöntem olarak başlanacak ve başvurulacak yer kitaplardır, bir filozof bulmadığınız takdirde. Ben de başlangıç noktası olacağını düşündüğüm yön gösterici temel kaynakları size aktaracağım. Hem yer kısıtlamaları hem de gerçekleştirilebilir bir hedef olması amacıyla seçtiğim kitapların sayısını beşle sınırlı tuttum. Doğrusu bu ilhamı Richard Marshall’ın sıklıkla takip ettiğim (İngilizce) söyleşilerinde günümüz felsefecilerinden istediği öneri sayısıyla belirledim. Bu söyleşilere https://www.3ammagazine.com/3am/index/interviews/the-end-times/ adresinden erişilebilir.

1. Felsefenin Öyküsü

Yazar: Bryan Magee

Çeviren: Bahadır Sina Şener

Yayınevi : Alfa Yayıncılık

Kimilerine göre hızlı felsefe tarihi kitapları konuları yüzeysel değinen kitaplar olduğu için felsefece düşünme konusunda katkısı olmaz. Bu görüşe kısmen katılmakla birlikte çok erkenden derinlere inmek çabası yerine eğlenceli ve bilgi dolu felsefe tarihi giriş kitaplarının ilk elden oldukça faydalı olacağını düşünüyorum Felsefenin Öyküsü de bu türden bir kitap. Magee 2500 yıl gibi görece biraz uzun olan Batı felsefesini anlaşılır bir dille ve görsellerle aktarması bu kitabın en güzel yanı. Çoğu filozofa bütüncül yaklaşıyor ve sıkıcı detaylara girmeyerek ele aldığı filozofları ve konuları kendine has felsefe deneyiminin getirdiği kıvraklıkla aktarıyor. Ayrıca Magee’nin pek çok ünlü filozofla söyleşilerine (İngilizce) Youtube üzerinden erişmek mümkün.

2. Sokrates’in Savunması

Yazar: Platon

Çevirmen: Ari Çokona

Yayınevi : İş Bankası Kültür Yayınları

Bu listede sıranın başta mı yoksa sonda mı olması gerektiğini kestiremediğim için bu sıraya koyduğum Platon’un seçme diyalogları, felsefeyle başlangıç okumalarında buluşacaklar için felsefenin ilk elden tanığının akıl yürütmelerini okurla buluşturuyor. Felsefecilerin sıklıkla ünlü İngiliz düşünürü Whitehead’den alıntılamayı sevdiği, özetle batı felsefesinin Platon’a düşülmüş bir dizi dipnottan ibaret olduğu alıntısının hakkını verecek ilk kapsamlı felsefi dizgeyi içeriyor. Kitap Platon’un Euthyphron, Sokrates’in Savunması, Kriton ve Phaidon diyaloglarından oluşuyor.

3. Düşünce Tarihi

Yazar: Orhan Hançerlioğlu

Yayınevi : Remzi Kitabevi

Hançerlioğlu’nun özgün felsefi bakış açısını ve sıradışı uslamlamasının izlerini etkileyici bulacaksınız. Özellikle Türkçe okur ve Türk kültürünün mirasçıları için yabancı kitaplarda alıntılanmayan Türk ve İslam Felsefesi geleneğinin anlatıldığı ve yorumlandığı bölümler bu kitabı oldukça önemli bir noktaya taşıyor.

4. Kopyalanmış Adam

Yazar: Jose Saramago

Çevirmen: Emrah İmre

Yayınevi : Kırmızı Kedi

Kimilerine göre edebiyat da hızlı bir başlangıç olabilir. Ne de olsa felsefece düşünmenin, en azından felsefeyi deneyimlemeye giden yolun taşlarından biri. Nobel ödüllü Jose Saramago’nun epeyce ilgi çekici ama kısmen takip edilmesi yoğun bir dikkat isteyen romanı Kopyalanmış Adam varoluşa, benliğe, çelişkiye modern bir bakış sunuyor. Kitabı okuduktan sonra kitabın beyaz perdeye uyarlamasını da izlemenizi tavsiye ederim. (http://www.beyazperde.com/filmler/film-205131/)

5. Anlam Kavramı Üzerine Bir Deneme

Yazar: Teo Grünberg

Yayınevi : YKY

Sevgili hocam Teo Grünberg’in özellikle dil, mantık, anlam ve doğruluk üzerinden felsefenin temel savlarını ele aldığı bana göre Türkçe felsefe yazının en önemli çalışmasıdır. 1963 yılında kaleme aldığı doktora tezinin gözden geçirilmiş bir baskısı olarak yayınlandı. Dil olgusu üzerine doğruluk ve anlam kavramları üzerinden eğilen Grünberg, çalışmasını hem kuramsal hem de yöntemsel bir yenilik ortaya koymuştur. Özellikle duru bir dil kullanması hocamızın Türk felsefesine ve Türkçe felsefeye eşsiz bir armağanıdır. Son olarak David Grünberg ile yaptığı bir söyleşiden felsefesine dair bir alıntıyla bu kısa tanıtımı bitirelim.

“Kendimi ilk yıllarda ne kadar mantıkçı empirist gördüysem de doktora tezime bakıp eski günlerimi hatırlayınca, hiçbir zaman mantıkçı empirist, hele mantıkçı pozitivist olmadığımı anlıyorum. Ben daima felsefenin bilgi verdiğini, gerçek hakkında bilgi verdiğini savunmuşumdur. Doktora tezim bunun çok açık belgesidir. Tezimin ana görüşü felsefenin tek başına gerçek hakkında bilgi vermediği, bilimlerle beraber çalıştığıdır. Bilgi, bir nevi hammadde sunuyor; felsefeci bunu arındırıyor, yetkinleştiriyor. Bilimsel önermeleri felsefe süzgecinden geçirerek tam bilgi, güvenilir bilgi elde ediyor. Bugün hâlâ felsefenin salt a priori bir disiplin olmadığını, bilimin verilerinden yararlandığını ve yararlanmak zorunda olduğunu, salt a priori hiçbir bilgi sağlayamayacağını düşünüyorum. Bu bakımdan felsefe ve bilim arasında bir ayrım yoktur. Öte yandan salt empirik bilgi de mümkün değil, Popper’in dediği gibi, mantık çıkarımları yapılmadan, akıl yürütmeler olmadan kaba gözlemlerle hiçbir bilgi elde edilemez.”

“Doğruya, İyiye ve Güzele” – Teo Grünberg’le Söyleşi – David Grünberg, Cogito, 40 (Yaz 2004), Yapı Kredi Yayınları.

Aydınlık yarınlara.

Mutlu yıllar…

Bunları da sevebilirsiniz