Gagavuz Türk Dünyasından İzlenimler

Bu yazım, 15-18 Kasım 2018 tarihlerinde FUEN TAG toplantısı nedeniyle Moldavya Cumhuriyeti’ne bağlı Gagavuz Yeri Özerk Bölgesi’nde yaşayan Gagavuz Türk Dünyası hakkında ön izlenimlerimi içeriyor.

Dilerseniz önce FUEN hakkında çok özet bir bilgi vereyim.

FUEN TAG Nedir?

FUEN, Avrupa’nın 33 ülkesinden yaklaşık 90 üye kuruluşu ile Avrupa’daki yerli/ulusal azınlıklar ve halk gruplarının en büyük çatı kuruluşu.

FUEN’in çatısı altında çalışma yapan gruplar da var.

Bunlardan biri de “Türk Azınlıkları/Toplulukları Çalışma Grubu”, kısa adı FUEN TAG

FUEN TAG bünyesinde, düzenli olarak bir araya gelen Rodos ve İstanköy Türkleri, Batı Trakya Türkleri, Ahıska Türkleri, Kırım Tatarları, Rusya’dan Bars El (Karaçay-Balkarlar), Birlik (Nogaylar), Gagavuz Türkleri, Kosova Türkleri, Makedonya Türkleri gibi Türk azınlık ve topluluklarına ait dernekler, Türk soyları arasında dayanışma ve işbirliğini sağlıyor.

Gagavuz Türkleri Hakkında Bilgi Sahibi miyiz?

İstanbul’dan Moldavya Cumhuriyeti Başkenti Kişinev’e uçakla gitmek olası. Buradan Gagavuz Özerk Cumhuriyeti’nin Başkenti Komrat’a yaklaşık 2 saatlik bir karayolu yolculuğu ile varılıyor.

Gagauziya olarak bilinen Gagavuz Özerk Cumhuriyeti, Moldova Cumhuriyeti’nin güneyinde yer alıyor. Kendi marşı ve bayrağı var. Aynı zamanda yasama meclisleri ve yürütme organlarına sahipler.

Ülkeye ismini veren Gagavuzlar, Oğuz Türkü kökenli. Gagavuz sözcüğünün Gök-Oğuzdan türediği düşünülmekte.

Romanya ve Macaristan’a göç eden Türkler olduğu gibi Gök-Oğuzlar da önceleri Romanya-Dobruca bölgesine yerleşmişler.

Gagavuzlar dini inanç olarak Ortodoksluğu benimsemişler.

Tarihte Avrupa’ya göç etmiş Türklerin pek çoğu asimile olurken, Gagavuzlar dillerini ve kültürlerini korumuşlar. Romanya bölgesinden şimdiki bulundukları yere gelme nedenlerinin başında da asimile olmaya karşı gösterdikleri direnç olmuş.

Gelenekleri ve dillerinin Türkiye ile aynı olması, bu her iki değerin Orta Asya’dan beri korunup sürdürüldüğünü gösteriyor.

Gagavuzlar’ı Türk tutan en önemli ögelerin, inat derecesindeki Türklük Bilinci ve Türk Dilinde yapılan Ortodoks ayinlerin olduğu belirtiliyor.

Gagauziya’nın nüfusu 160 bin. 33 bini yurtdışında çalışıyor. Bunun da 25 bini Rusya’da. Avrupa’nın en yoksul yerlerinden birisi. Ekonomisi tarıma dayalı. Ürettikleri şarap ve tarım ürünleri Rusya’ya satılıyor.

Bir devlet üniversitesi var. Temizliğe verdikleri önem toplu alanlarda oldukça dikkat çekici. Hastane ve okulları oldukça temiz. Gagavuzlar, Türk konukseverliğini Avrupa’da yaşatmaya çalışıyorlar.

Gagavuz Türkçesi İle Türkiye Türkçesi Arasında Benzerlik Ne?

Kırsal kesimde konuşulan Gagavuz Türkçesi’ndeki sözcükler Türkiye Türkçesi’ne neredeyse aynı. Ancak diğer bütün Türk dilleri, özne, nesne ve yüklem sıralaması ile cümleyi oluştururken Gagavuzca’da Avrupa dillerinin etkisi ile özne, yüklem ve nesne sıralaması ile cümle kuruluyor. Bu durum, özellikle Batı Trakya ve Bulgaristan Türklerinin Türkçelerinde de gözükse de Gagavuzca kadar dile yerleşmiş değil. Örneğin, Türkiye Türkçesi’nde “Ben elmayı yedim” derken, Gagavuz Türkçesinde “Ben yedim almayı” deniyor.

Bir başka farklılığın farklı ses olaylarının ortaya çıkması şeklinde olduğu gözlemleniyor.

Örneğin Türkiye Türkçe’sindeki söz başı /y/, /h/, söz ortası /h/,/ğ,/y/ ve söz sonu /r/ sesleri, Gagavuz Türkçesinde çoğunlukla düşüyor.

Yemek-imek,yahni-yaanı,uğra-uura, haber- aber, sabah-sabaa,büyük-büük, öğrenci-üürenici gibi.

Anılan bu küçük farklıklara karşın özellikle türkü, şarkı, deyiş ve mani gibi kültür ögelerinde benzerlik çok yüksek düzeylerde .

Örneğin, “Ana dilim – tatlı bal/ Salkım çiçää kokusu/ Şırasını üklü dal/ Vermiş gömeç dolusu!” gibi —“Dionis Tanasoglu, yazıcı, poet, bilimci”

Kısaca köylerde konuşulan kişilerle yüzde 90’ın üstünde anlaşılır bir Türkçe ile karşılaşmak olası. Ancak şehirleşme oranı ve eğitime bağlı olarak Rus dilinin çok sayıda sözcüğü, Gagavuz Türkçesine girmiş ve benzerlik azalmış. Bu durum Sovyetler Birliği döneminde kültür ve bilim dilinin Rusça olmasından kaynaklanmış.

Özerk Gagavuz Yerinin kurulması, latin harflerinin kabul edilmesi (*) ve de Türkiye’nin son dönemlerde maddi ve manevi yatırımları ile Rus kültürünün etkisinde azalma olması bekleniyor.

Gagavuz Dünyası İle Atatürk Cumhuriyeti Arasında İlişki Nasıl Başlamış?

Atatürk’ün Türkiye dışındaki Türk topluluklarına olan ilgisinin, siyasal ve dinsel sınırlar tanımamış olduğu biliniyor. Bunun bir örneği, Gagavuz Dünyası ile verilebilir. Atatürk’ün görevlendirdiği Bükreş Büyükelçisi Hamdullah Suphi Tanrıöver, Ortodoks mezhebindeki Gagavuz Türkü soydaşlarımız ile yakından ilgilenmiş. Sefaret çalışanlarını Gagavuzlardan seçmiş; ardından da yetenekli Gagavuz çocuklarına öncelik vererek ilk aşamada yaklaşık 40 kişilik bir öğrenci grubunu öğrenim için Türkiye’ye göndermiş. Daha sonra bu sayı 200’ü aşmış. Bunların bir kısmı tekrar ülkesine dönerek toplumuna Türklük bilinci ile hizmet ederken, Türkiye’de kalanlar da bilim ve kültür alanında önemli görevlerde bulunmuşlar.

Bu grup arasında, Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nde öğretim üyeliği yapmış Prof.Dr. Emin Mutaf (Georgiy Mutaf) (**), Prof.Dr. Özdemir Çobanoğlu (Vasili Çoban),Prof.Dr. Osman İkizli(Anatoliy İkizli), Ali Kaygı (Georgiy Kaykı) gibi çok sayıda Gök-Oğuz Türkü sayılabilir.

Özetle, Gagavuz Yeri Özerk Bölgesi’nden uğurlanırken bizden çok uzak bir yer gibi algılanan ancak kültür ve dil açısından belki de Türk Dünyası’ndaki kimi ülkelere göre çok daha yakın bir yerden ayrılmış bir duygu içinde kaldım.

Gagavuzya’ya tekrar gitmek isterim. Çünkü bizi birleştiren ön önemli kültür öğesi, bir Gagavuz Gazetesi’nin adı gibi olan “Ana Sözü”dür. Bir başka deyişle Ana Dilimiz “Türkçe”dir.

Üstelik Onlar, ibadetlerini bile Türkçe yapıyorlar.

Kaynaklar ve Dipnotlar

(*) Günümüzde Latin harflerinin kabul edilmesinden sonra Gagauz Türkçesi ile yazılmış kimi kitap ve dergilere örnek: Nikolay Baboglu-Gagauz Folkloru,Gagauz Korafları, Gagauz Halk Masalları, Gagauzların IV Dünna Kongresi, Üürenmak Kiyadı. Gagauz Halkının Kulturası Hem Adetleri, Sabaa Yıldızı. Gagauziya-Avtonom Bölgesi. Üç Aylık Jurnal Sayı:61/2015.Gagauziya Antonov Bölgesi,Komrat

(**) Prof. Dr. Emin Mutaf, Türkiye Tarımsal Mekanizasyon Bilimi’nin öncülerindendi. Doğum yeri, Komrat /Gagavuz Yeri’dir. İlk öğrenim, Orta öğrenim ve Lise Öğrenimini Komrat’ta almıştır. Üniversite öğrenimini Ankara Ziraat Fakültesi’nde 1934-1939 yılları arasında görmüş ve 1958 yılında Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi’ne gelerek Ziraat Makinaları Anabilim Dalını kurmuştur. 1999 yılında sonsuzluğa uğurladığımız hocamız Prof. Dr. Emin Mutaf’ın adı, ülkemizin Tarımsal Mekanizasyonuna ve bilim hayatına yaptığı üstün katkılar nedeniyle hep anılacaktır.

Bunları da sevebilirsiniz