Amiral Soner Polat’a Teşekkürlerimle…

Amiral Soner Polat, 5 Ağustos 2018 tarihli Aydınlık gazetesinde yazdığı yazıda, benim “Kıbrıs Direnişi ve Çözüm” kitabımda yer alan Kıbrıs darbesinin uygulayıcısı Nikos Sampson’un dünyada hiç bir yerde yayınlanmayan ama benim kitabımda yer alan anılarına yer vermiş, teşekkür ederim. Kıbrıs’ı kan gölüne çevren EOKA canileri, faşist Yunan Albayı Grivas ve onun sağ kolu darbeci Nikos Sampson’u yakından tanımamız gerek… Kıbrıs Sorunu ile ilgilenenlere Amiralimizin yazısını takdim ederim:

1- Nikos Sampson’un Anıları

Kıbrıs’tan kaçan ve Fransızların gözetiminde yıllarca Paris’te yaşayan EOKA lideri Nikos Sampson’un bin sayfa tutan anıları tarihin karanlık bir bölümüne ışık tutuyor.

Bu anılar Kıbrıs dramında Yunan-Rum sorumluluğunu açıkça belgeliyor. Bu anıların Yunan Parlamentosu Soruşturma Komisyonu’na ulaşması engellendi. Bunun üzerine Sampson, anılarını Kirigas gazetesi muhabiri Yorgo İlliyadis’e verdi. Ancak İlliyadis, anıların ancak 20 sayfalık bölümünü sıkı bir sansürden geçmek koşuluyla güçlükle yayımlayabildi. Sampson bu kez dünya basınına ulaşmaya çalıştı. Ama gizli bir el bu anıların yayımlanmasını engellediği gibi, kitap olarak basılmasına da izin vermedi. Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ta bu konunun sözünün edilmesi bile yasaklanmıştır.

Onlarca ödül almış deneyimli bir gazeteci olan Yaşar Aksoy’un kaleme aldığı 38 kitaptan birisi de “Kıbrıs Direnişi ve Çözüm.” Kitapta, gazeteci olarak bu konu ile özel olarak ilgilenen ve bu maksatla Paris’e giden Sayın Aksoy, Sampson’un anılarına da yer vermiş. Bu anılardan ilginç ve dikkat çekici bulduğum bazı kesitleri sizlerle paylaşmak istiyorum:

Menderes Ve Zorlu’yu Vuracaktım!

“Onu öldürmeyi kafaya koymuştum. Ama sonra Menderes’i Avrupa’da vurmaktan vazgeçtim. Bir anda Türkler çok haklı bir konuma gelebilirdi. Sinsi, kavgacı bir Dışişleri Bakanları vardı: Fatin Rüştü Zorlu! 1958’de Menderes ile Zorlu’nun Atina ziyaretlerinde, Zorlu’yu EOKA olarak vurmayı kararlaştırdık. Gerekirse ben vuracaktım. Zaten benden başkası bunu yapamazdı! Yunan Gizli Servisi, ‘Bir halt karıştırırsanız, ayaklarınızı kırarız!’ diye sertçe uyarınca vazgeçtik.” (Sayfa 50)

Hedef Türkleri Akdeniz’e Dökmek!

“Şimdi ortak düşmanımız işgalci Türk ordusu ve kukla Kuzey Kıbrıs Devleti’dir. Her Kıbrıs yurttaşının görevi, ister solcu olsun ister sağcı olsun, Türkleri Akdeniz’e dökmektir. Rauf Denktaş ve arkadaşlarının böbürlendiklerine bakmayın! Türk ordusu geri çekildiği gün hepsi İngiltere’ye kaçar.” (Sayfa 45)

“Kıbrıs Rum halkına, özellikle evlerini ve mallarını kaybeden ve yeni bir yaşam kurmak için çabalayan göçmenlere sıcak ve mücadeleci bir mesaj göndermek isterim. Kökümün dayandığı Maraşlıları, Magosalıları, Karpazlıları bir gün mutlaka topraklarımıza döneceğimiz konusunda temin etmek istiyorum. Özgür Girne’de kahvemi içene kadar rahat durmayacağım. Apostop Argaki’ye, Omorfo’ya kadar tutsak topraklarımızı son karışına kadar kurtarmak hedefimizdir.” (Sayfa 39)

Dünyayı Türk’e Düşman Edin!

“Önce dünya kamuoyunu bizim tarafa çekecek ve Türklere düşman edeceksiniz. Kimse Denktaş’ın kukla devletini tanımayacak. Avrupa’da hiçbir devlet Türkiye’ye içten bir sempati beslemeyecek, beslese bile ifade etmeye çekinecek. ABD ve Rusya’yı, Rumların doğru, Türkiye’nin yanlış olduğuna, sistemli bir propaganda ile ikna edeceksiniz. Ne zaman Kıbrıs veya Rum-Türk bahsi açılsa, insanlar otomatik olarak, ‘Türkler kasap gibi Rumları kestiler!’ lafını etmek mecburiyetinde hissetsin. Meydanı asla Türk lafazanlara bırakmayacaksınız.” (Sayfa 37-38)

“ASALA ile Ermeniler bir yandan, PKK bir yandan, Türkiye’yi hep vurmalı! Ermeniler ile Kürtleri kestikleri yolunda Türklerin barbarlığına dünya inanmalı ki bu süreç içinde Rumlar otomatik olarak haklı duruma gelsin!” (Sayfa 35)

Şunu da ben ilave edeyim: EOKA, “Ethniki Organosis Kyprion Agoniston (Kıbrıs Milli Mücadele Örgütü)” kelimelerinin baş harflerinden ismini almıştır. Kuruluş amacı, ENOSİS, yani Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamaktır. EOKA, 1955 yılında silahlı eylemlere başladı. Bir süre önce kuruluş yıldönümünde Kıbrıs’ta tören yapıldı. Rum lider Anastasiadis çok açık sözlüydü: “Bugün itibarıyla nihai hedefimize ulaşamadık. Ama bizler için özgürlük mücadelesi veren EOKA’ya saygı için burada toplandık! Hep birlikte devletimizin birliğini sağlamalı ve ülkemizi işgalden kurtarmalıyız.”

Törene Yunanistan’ı temsilen Savunma Bakanı Panos Kommenosda katıldı ve şunu söyledi: “EOKA için ölenlere saygı duyuyorum. Onlar Helenizm bayrağını yüksekte tutarak ulusal bağımsızlık için mücadele ettiler!” Rum lider ve Yunan Bakan EOKA’yı bugün de kalplerinde ve gönüllerinde yaşatıyor.

Safdilliğin de bir sınırı vardır! Müzakere masasına oturanlar Sampson’un anılarını, zahmet edip okusalar fena mı olur?

Amiral Soner Polat’tan 2. Kıbrıs Yazısı

Amiral Soner Polat, benim “Kıbrıs Direnişi ve Çözüm” isimli 800 sayfalık kitabımı okumuş ve hakkında ikinci yazıyı 11 Ağustos 2018 tarihinde yine Aydınlık’ta yayınladı. (Daha önce 4 Ağustos’ta da yazmıştı). Resimde elinde Türk bayrağı taşıyan ancak az önce bastığı Türk köyünde tüm halkı kurşuna dizen Kıbrıs darbecisi Nikos Sampson ile ilgili kitabımdaki bölümlerden bir kısmını yayınlamış. Teşekkür ediyorum. Amerikan Emperyalizminin kuklası Kıbrıs 1974 darbecilerini unutmayalım. Bugün ile buluşturalım. İşte o yazı:

2- Nikos Sampson Değil Yunanistan

Nikos Sampson’un anılarına niçin sansür konulduğunu, Yunanistan ve Güney Rum Kesiminde sözünün bile edilmesine niçin izin verilmediğini ciddi bir şekilde sorgulamalıyız. Türk yetkililer ve özellikle müzakere ekipleri bu anıları didik didik etmeli! Bu anılar çoğaltılarak Batı merkezlerinin suratına çarpılmalı! Yaşar Aksoy’un “Kıbrıs Direnişi ve Çözüm” adlı kitabı, bu yönüyle derinlemesine ve analitik bir incelemeyi hak ediyor.

Rum Darbesinin Arkasında Kim Vardı?

Sampson’a soru: Darbe başlangıcında radyoda yaptığınız ilk konuşmada, “Silahlı Kuvvetlere öncülük yaptım; aşağılık ve müstebit idareyi devirdik!” sözlerini söylediniz. Bu cümleler tüm sorumluluğu üstünüze aldığınız anlamına gelmiyor mu?

Cevap: Yunanistan’dan gelen mesaj öyle idi. Bana, “al ve oku” dediler. Yunanlı subaylar bana “oku” dediler; ben de okudum. (Sayfa 71)

Soru: Kimmiş bu Orgeneral Yorgitsis?

Cevap: Darbenin başıymış. Gerçekte Tuğgeneral imiş! Darbeyi, “Aleksandros hastaneye yattı” şifreli telgrafı ile Atina’ya bildiren adam. Böylece darbeyi yöneten şeytan Yunanlıyı ilk kez işitmiş oldum. Ve beni hemen ona götürdüler. (Sayfa 64)

Soru: General Yorgitsis darbenin başı idi, değil mi?

Cevap: Evet, Yunan cuntasının gerçek temsilcisi o idi. Atina’daki büyüklerinin emirleri doğrultusunda Kıbrıs’taki tüm Yunan asker ve subaylarını örgütlemiş ve Makarios hükümetine düşman yaparak darbeyi planlamış! Bu arada onların doğal müttefiki olan EOKA-B silahlı güçlerine haber vermeyi, belki emniyet için belki onları küçümsedikleri için hiç hesaplamamışlar! (Sayfa 65)

Soru: Yunanistan’da eğitim gördün mü?

Cevap: Tabii gördüm. 1960’da Cumhuriyet ilan edilmeden önce de gittim, sonra da! Makarios hükümetinin bilgisi dâhilinde Yorgo Papandreu (Andreas Papandreu’nun babası) başkanlığındaki Yunan hükümeti beni Yunanistan’a çağırdı. Ve komando olarak aylarca eğitti. Bunu ilk defa duyuyorsunuz değil mi? Bütün komando sınavlarından geçtim. Geri döndüm ve hemen Kıbrıs’ta yedi bölüklük ilk komando birliğini kurdum. (Sayfa 58)

Türklerle Birlikte Yaşanabilir Mi?

Soru: EOKA ne zaman kuruldu?

Cevap: Makarios 1951 yılında iç savaşta komünistlerin kafasını ezen Albay Grivas’ı Kıbrıs’a davet etti ve Rum Gençlik Örgütü PEON’u organize etme görevini verdi. Grivas gençlere savaş öğretmeye başladı ve dizginleri ele geçirdi. EOKA, 1955 yılında adanın çeşitli yerlerinde bombalar patlatarak fiilen kuruldu. 1970’ten sonra kurulan ikinci örgüt EOKA-B oldu. Solcu Makariosçular ve komünistler, sevdamız olan ENOSİS’i yavaşlatıyor ve Kıbrıs’ı bağımsız yapmak istiyordu. Bu Kıbrıs davasını satmak demekti. Birbirimize düştük! (Sayfa 51)

Soru: Türklerle birlikte yaşanamaz mı?

Cevap: Kaç yüzyıl birlikte yaşadık. Artık yetti. Geldikleri gibi geri dönüp Kızıl Elma’ya (Orta Asya) gitsinler! Bu ada bizim! Onu kimseyle paylaşmayız. Paylaşmak isteyen kendi kanımızdan kişiler çıkarsa onları da hizaya sokarız. Bu iş bu kadar! (Sayfa 58)

Soru: Yani Türklerle birlikte 1960’ta Kıbrıs Cumhuriyeti kurulunca yeniden silaha sarılmanın sebebi bu mudur? 1963’te savaş grupları kurduğunuz bilinmekte!

Cevap: Evet, 1963’te Rum Milli Muhafız Ordusu’nda örgütlendik ve onun üzerinden savaştık Türklerle! O zaman bize “özel polis” diyorlardı. Hatta polis kimlik kartlarımız ve hükümete ait silahlarımız vardı. (Sayfa 58, 59)

Soru: Türklerle savaş ne zaman başladı?

Cevap: Türkleri işin başından beri hırpalıyorduk. Ama bunlar küçük harekâttı. İlk ciddi savaşlar 1963’te başladı. Bir anda karşımıza organize olmuş gizli bir örgüt dikildi. Biz uyurken onlar TMT diye bölücü bir örgüt kurmuşlar. Ben Türkleri topraklarından çıkarıp sürdüm. Eğer BM işe karışıp, “Yeşil Hat” aldatmacası uygulamasaydı, panik halindeki Türkleri denize dökecektim. (Sayfa 58)

SONUÇ : Anıları özümseyince karşımıza şu gerçek çıkıyor: Kıbrıs Cumhuriyeti’ni yok eden darbenin asıl patronu Nikos Sampson değil Yunanistan devletidir. Sampson adlı şarlatan Yunan siyasi hedefi olan ENOSİS için kullanılmıştır. Yunanistan suçludur! Ana ve yavru vatanda işte bu gerçekleri muhataplarının yüzüne haykıracak mangal yürekli siyasetçiler aranıyor…

Bunları da sevebilirsiniz