Paranın psikolojisi, ekonominin olmasını istediğinden daha karmaşık.
Üzerimde büyük etki uyandıran eserlerden biri, sosyolog Viviana Zelizer’in yazdığı The Social Meaning of Money [Paranın Toplumsal Anlamı] kitabidir. Özetle kitap paranın insanlar arası ticari işlemleri kolaylaştırmak ve şeylere değer vermek için yaratıldığına dikkat çekiyordu. Paraya dair şaşırtıcı olan ise her doların bir başka dolarla ayni değerde olması gerektiğiydi.
Gelgelelim, biz para çeşitlerini ayırt etmek için çok fazla zaman harcıyoruz. Gereksinimler veya yararlı şeyler için kullanmaktansa tatillerde hediye almak için para biriktiriyoruz. Paranın bir kısmını ise emekliliğe saklamak icin parayı zor ulaşılabilir kılıyoruz. 19. yüzyil sonları ve 20. yüzyil başlarındaki örneklerden yola çıkarak, Zelizer insanların para ceşitliliği yaratma yollarına bakıyor.
Sözünü ettiğim bu kitap açıkça cok kisiyi etkilemistir. Öylesine ki içerisinde yeni edindiğim deneme derlemesi olan Money Talks [Para Konuşur] adlı eserde Zelizer’den etkilenen birçok farklı disiplinden yazarın bölümleri var.
Bu derlemede en çok keyif aldığım bölümlerden biri ise Nina Bendelj’in çalışma arkadaşlarıyla birlikte yazdığı ve paranın ahlaki boyutlarına odaklanan yazıydı.
Bu bölümde, insanların dahil oldukları sosyal sınıflarin onların bağış tercihleri üzerindeki etkisini gosteren bir calışma betimleniyor. Araştırmada, katılımcı olan üniversite öğrencilerine baslangiçta bir miktar para veriliyor ve bu parayla dört hayır kurulusundan birine (Amnesty International, UNICEF, Doctors Without Borders, and the American Cancer Society) [Uluslararası Af Örgütü, UNICEF, Sınır Tanımayan Doktorlar, Amerikan Kanser Derneği] bağış yapabilecekleri söyleniyor. Ayrıca bağış yapmadıkları takdirde parayi tutabilecekleri de söyleniyor katılımcı gruba. Yapılacak olan bağışın anonim olarak yapılacagı da katılımcılar tarafindan biliniyor. Bundan sonra ise katılımcılar parayı neden bağışladıklarını (yada ellerinde tuttuklarını) birkac soruya yanıt vererek belirtiyorlar.
Öğrencilerin coğunluğu paranın bir bölümüyle bağış yapmayı uygun görürken diğer bir kısım öğrenci paranın tamamını vermeyi seçiyor. Şaşırtıcı olmamakla birlikte, başkalarina yardım etmenin öneminden bahseden öğrenciler bağış yapmakta diğer öğrencilere göre daha cömertler.
Araştırmanın ilginç bir diğer bulgusu ise öğrencilerin büyük bir kısmının UNICEF’e yada American Cancer Society’e bağış yaparken diğer iki yardım kuruluşunun nadiren tercih edilmesi oldu.
Araştırma zarfında UNICEF’e bağış yapan katılımcıların coğunluıu kadın öğrencilerdi. (UNICEF çocuklara yardım icin ödenek sağlayan bir kurum) UNICEF’e bağış yapan neredeyse her kadın katılımcı çocukların iyiliği için çalısmanın ne kadar önemli olduğunu vurguladı. Yazarların dikkat çekmek istediği nokta ise bu araştırmaya katılanların daha ebeveyn olmamalarına rağmen bu tercihin arkasında yatan sebebin geleneksel cinsiyet rolleriyle oldukça tutarlı olmasıdır.
American Cancer Society’e bağış yapanlar arasında ise kadınlar ve erkekler arasında kabaca bir eşitlik gözleniyor. Bu kuruma yapılan bağışlar bağlamında verilen cevaplar, katılımcıların tercihinin özel yaşamlarıyla ilgili olma eğiliminde olduğunu gözler önüne seriyor. Birçok katılımcı bu bağışın arkasında yatan sebebi kanser hastalarıyla olan kişisel deneyimleri olarak belirtiyor.
Arastirma sonuçlari insanlarin para bahşettiği kurumları nasıl seçtiklerini ortaya koyuyor. İlginç bir diğer bulgu ise insanların sosyal sınıflarinin bu seçimleri etkilemesi. Birçok universite öğrencisi için cinsiyet normlarına bağlı hareket ettikleri fikri rahatsız edici bulunsa da, kadınların erkeklere kiyasla çocuklar için bağış yapmalarının daha olası olduğu görülüyor.
Ayrıca, insanlarin kişisel deneyimleri hayır kurumlarına duyduklari yakınlığı etkiliyor. Doctors Without Borders ve Amnesty International gibi katilimcilarin sosyal olarak uzak olduğu kişilere yardım eden kurumların katılımcılara çok da çekici geldiğini söyleyemeyiz. İnsanların ilgi ve deneyimleriyle ilgili hayır kuruluşlarının bağış alması daha olası bir hal alıyor.
En nihayetinde, bu çalısma insanların sosyal rollerinin ve duygularının kendilerinin parayı kullanma biçimleri üzerindeki etkisini ortaya koyuyor. Para ayrı ve tamamıyla bir ekonomik varlık olmadığı gibi aksine insanlarin isteklerine, umutlarına ve hayallerine bağlı bir nesne olma niteliği taşıyor.
Özgün Başlık: Money, Charity and Emotions
Yazar: Art Markman Ph.D
Kaynak: https://www.psychologytoday.com/blog/ulterior-motives/201802/money-charity-and-emotions