Dünya Basınından Türkiye / Ortadoğu

25 Temmuz 2017

Press TV-İran

Türkiye’nin İran Körfezi diplomasisi sonuçsuz kaldı

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, anlaşmazlık içerisindeki Arap ülkelerine yaptığı ziyareti sonlandırdı ancak sorunlu tarafların birbirine yaklaşmasını sağlamakta başarısız oldu.

Erdoğan, kendisini Suudi Arabistan ve Kuveyt’e de götüren bir turun son ayağı olarak Pazartesi günü Katar’a ulaştı.

Erdoğan, Katar-Doha’da Emir Tamim bin Hamad El Tani ile görüştü. Katar devletinin haber ajansı Katar Haber Ajansı (KHA), iki tarafın, terörizm ve aşırıcılıkla ortak mücadelenin tartışıldığını, ekonomik ve güvenlik işbirliğinin gözden geçirildiğini ve Kuveyt’in krizdeki arabulucu rolünün övüldüğünü söyledi.

KHA’ya göre, görüşme sırasında Şeyh Tamim, “bölgesel gelişmelerin özellikle de [İran] Körfezi krizi ile bu krizi frenlemek ve onu diplomatik yolla çözmek için yapılabilecekleri gözden geçirdi”.

Yararsız arabuluculuk?

Ancak Erdoğan’ın, anlaşmazlığın çözümü için, görüştüğü liderlere gerilimi azaltma çağrısı yapmanın ötesinde nasıl bir katkı sunmayı istediği belirsiz. Erdoğan’ın Katar’a yönelik diplomatik ve ekonomik savaş sürdüren Suudi Arabistan’dan, Doha’ya bir mesaj götürmüş olması da olasılık dışı. Türkiye’nin, bariz şekilde Katar’ın tarafında olması, Doha’nın hasımlarının memnuniyetsizliğine neden oluyor ve dolayısıyla da Türkiye güvenilir bir aracı olarak görülmüyor.

Bu anlaşmazlıkta, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn ve Mısır, Katar ile diplomatik bağlarını kesti ve Katar’a çıkan yollar abluka altına alındı. Bu ülkeler, Katar’ı “terörizmi desteklemek”le suçluyor. Katar, suçlamaları reddediyor ve bağımsız dış politikası nedeniyle hedef gösterildiğini söylüyor.

BAE’nin Dışişlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Enver Gargaş, Pazartesi günü, Türkiye’nin bölge ziyaretinin yararsız olduğunu söyleyerek aslında, Suudi Arabistan önderliğindeki tarafın, Ankara’dan duyduğu rahatsızlığı dile getirdi.

Salı günü Gargaş, kendi twitter hesabında “Türkiye Cumhurbaşkanı’nın ziyareti, yeni hiçbir şey içermiyor ve ülkesinin takındığı aceleci tavır, Ankara için en iyi seçeneğin tarafsızlık olduğunu gösteriyor. Katar’ın kendi tutumunda yapacağı bir değişiklik, tekrar eden ziyaretlerden daha başarılı olacaktır.” şeklinde yazdı.

Erdoğan, Kral Salman ve oğlu veliaht prens Mohammed ile görüştüğü Suudi Arabistan’dan ayrıldığında, , Erdoğan eğer bir diplomatik kazanç elde ettiyse, bunun ne olduğu belli değildi. Suudi Arabistan’ın resmi haber sitesi, görüşmelerin içeriği hakkında pek bir haber yapmadı.

Erdoğan’a ek olarak, ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson ve Avrupa temsilcileri de geçen haftalarda, İran Körfezindeki Arap devletleri arasındaki gerilimi yumuşatmak için bölgeye ziyaretlerde bulundu. Tüm ziyaretler sonuçsuz kaldı.

Katar, tartışmanın uzayacağını söyledi. Son olarak, Katar emiri, Suudi Arabistan liderliğindeki bloğun ablukasının “önceden planlanmış bir karalama kampanyası” olduğunu söyledi.

Türkiye rağbet görmeyen diplomasisini sürdürmeye kararlı

Bölge ziyaretinde Erdoğan’a eşlik eden Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Katar’dayken, Ankara’nın Suudi Arabistan liderliğindeki blok ile Katar arasında doğrudan müzakere ayarlamaya çalıştığını söylemişti.

Çavuşoğlu, “En uygun yol, bir masa etrafında oturup doğrudan konuşmak. Bu önümüzdeki temel engel ve umuyorum ki yakında böyle bir format mümkün olacak” şeklinde konuştu.

Ayrıca, Pazartesi günü, Rusya, eğer talep gelirse arabuluculuk yapmaya hazır olduğunu açıkladı.

Kürt televizyon kanalı Rudaw’a konuşan Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov, “ Bu krizin çözülmesiyle, ortak kaygıların dikkate alınması ve bu sürecin tüm tarafları için, kabul edilebilir çözümler bulunmasıyla ilgileniyoruz.” dedi.

6 Temmuz 2017

SANA-Suriye

Dışişleri Bakanlığı: Yeni kuzey Halep saldırısı Türkiye’nin Terörizm “ortağı” olduğunu kanıtlıyor

[Suriye] Dışişleri Bakanlığı, Recep Tayyip Erdoğan idaresindeki Türkiye rejiminin Halep’in kuzey kırsalındaki yeni saldırısına sert karşı çıktı.

Bakanlık, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri ve Güvenlik Konseyi Başkanı’nı, Türk güçlerinin, Suriye topraklarında pek çok bölgeye, özellikle de Halep’in kuzeyindeki Azez ve Cibrin’e yeni saldırılar yaptığı konusunda bilgilendirdi.

Suriye’nin BM’nin üst düzey yetkililerine daha önceki mektuplarda, Türkiye’nin Suriye topraklarındaki işgal eylemlerini; silahlı güçleri kullanmasını ve silahlı terörist grupları, barındırmasını, eğitmesini ve silahlandırmasını ayrıca, Türk rejiminin Suriye sınırı boyunca pek çok bölgeye, Suriye topraklarını bölecek ve Suriyeli çiftçilerin zararına olacak şekilde duvar inşa etmeye başladığını açıkladığı belirtildi.

Bakanlık, Erdoğan’ın eylemlerinin, Suriye topraklarındaki saldırgan ve yayılmacı politikasının uluslararası meşruiyete; BM Şartının ilke ve hedeflerine; BM Güvenlik Konseyi’nin, Suriye’nin egemenlik, birlik ve toprak bütünlüğünü tanıyan kararlarına aykırı olduğunu söyleyerek Erdoğan rejimini, sert dille eleştirdi.

Bakanlık, Türkiye’nin yeni saldırısının, Türk hükümetinin, Suriye’de oynadığı yıkıcı rolün bir parçası olduğunu, Türkiye’yi terörizmin “esas ortağı” yaptığını ve uluslararası toplumun, bölgedeki durumun, daha fazla karmaşa, terörizm ya da yıkım kaldıramayacağını çok iyi bildiği bir zamanda Türkiye’nin bölgesel ve uluslararası güvenliğe ve istikrara ciddi tehdit oluşturacak şekilde Suriye’yi hedef alma komplosu kurduğunu ifade etti.

Bakanlık, mektuplarında, Suriye halkının ve silahlı kuvvetlerinin topraklarının her bir parçasını savunmakta ve Erdoğan rejiminin mümkün olan her şekilde desteklediği ve arka çıktığı Tekfiri terörizmle mücadele etmekte kararlı olduğunu da ekledi.

Mektuplarda, Güvenlik Konseyi’nin, Erdoğan rejiminin bu türden eylem ve politikalarına karşı süre giden sessizliğinin, bu rejimin, uluslararası toplumun Suriye krizinin bir an önce sonlandırılması ve bölgedeki istikrar ve güvenliğin yeniden sağlanması yönündeki iradesine karşı çıkmaya devam etmesi konusunda cesaretlenmesine neden olabileceği söylendi.

H. Said

Bunları da sevebilirsiniz

Bir cevap yazın