Beşiktaş belediyesinde yolsuzluklar ayyuka çıkmış, şaibeler üzerine dosyalar hazırlanmış ve nihayet CHP’li vekil İlhan Cihaner Beşiktaş Belediyesi üzerine konuşmak zorunda kalmış…
Ve Murat Hazinedar dünkü belediye meclisi konuşmasında İlhan Cihaner ve Aykut Erdoğdu ve Teğmen Çelebi’ye ağır bir hakaret eşliğinde ‘çete’ diye söz etmiş.
Bunun üzerine Halk TV’de öğleleri Medya Mahallesi programı yapan Ayşenur Arslan, bugünkü konuğu CHP İstanbul İl Başkanı Cemal Canbolat’a, nedir bu Murat Hazinedar’ın İlhan Cihaner’e söyledikleri deyip, belediyenin ayyuka çıkan şaibeleri sorusunu çıtlatıyor.
Cemal Canbolat, parti içi meseleleri parti içinde görüşürüz, dedikten sonra, kıvırıyor ve ikinci cümleden itibaren, konuyu IŞİD ve Suriye savaşına getiriyor, ve program bitimine on dakika kala aldığı sözü, IŞİD, Suriye, Savaş deyip gargaraya getiriyor, yani, Ayşenur Arslan’ın sorusu havada kalıyor.
Oysa Ayşenur Arslan’ın sorusu çok önemliydi, çünkü, önce Halk TV’den yani yıllardır suskun kalan CHP’ye çok yakın bir kanal içinden soruluyordu. İkincisi CHP’nin İstanbul il başkanına kamuoyu önünde soruluyordu.
Soruya cevap alamadık.
Ne dedi peki? Millet olarak içine düştüğümüz bu zor günlerde CHP olarak ayağa kalkacağız, dedi.
İşte, bu ayağa kalkma lafı, Tayyip Erdoğan’ı mecliste ayakta karşılayan CHP’lilerin tavrını çağrıştırdığı için çok eğlenceli görünmüş olmalı ki Ayşenur Arslan kahkahayı bastı.
Sevgili CHP’liler, ilhan Cihaner’e Aykut Erdoğdu’ya ve Teğmen Çelebi’ye ‘çete’ diyen Murat Hazinedar’a karşı tek laf söyleyemeyen, lafı kıvırıp, dolandırıp İŞİD savaşına getiren, Cemal Canbolat beye siz de kahkahayı basın.
Partisinin konuşan hesap soran dosya hazırlayan onurlu vekillerini dahi bir şaibeli başkan karşısında savunacak tek laf edemeyen Cemal Canbolat’a karşı.
Acı bir kahkaha olsun.
CHP’yi sarmış ‘suskunluğun’ belgesi, bir kahkaha olsun.
Neden konuşamadıkları, neden lafı çevirdikleri, neden hesap soramadıklarını, suçüstü yakalayan, bir kahkaha olsun.
Yeni CHP’nin iflasını anlatan, bir bitişin, kahkahası olsun.
Bütün CHP’lilere, ayakları dolanmadan, dilleri sürçmeden, ıkınmadan, gargaraya getirmeden, hiçbir baskı hissetmeden, özgürce konuşabilecekleri mutlu günler diliyorum.