Gözden Kaçanlar – Haziran 2016

RUSYA TURISTLERI ‘SIFIRLIYOR’: ANTALYA’DA DÜŞÜŞ YÜZDE 98.5

20/06/2016 Diken.com.tr

Rusya’yla yaşanan ‘uçak krizi’nin ardından başlayan Rus turist sayısındaki düşüşün Antalya’da yüzde 98.5’e ulaştığı belirtildi.

Antalya Havalimanı verilerine göre bu yıl 1-16 Haziran tarihleri arasında geçen yıla göre yüzde 58.7 oranında turist kaybı yaşandı. Geçen yılın aynı döneminde Antalya’ya 732 bin 353 turist gelirken, bu yılki sayı 302 bin 522 oldu.

Turizmcilere göre yaşanan düşüşte Rusya’yla yaşanan ‘uçak krizi’nin yanı sıra bombalı saldırılar ve siyasi gerginlik etkili oluyor.

İlk altı ayda yüzde 44.3’lük kayıp

Geçen senenin ilk altı ayında 2 milyon 831 bin turistin geldiği Antalya’ya bu yıl aynı dönemde yüzde 44.3’lük kayıpla 1 milyon 578 bin turist geldi.

Rusya’dan gelen turist sayısı ise 241 bin 320’den 3 bin 517’ye geriledi. Bu düşüş, geçen yıla göre yüzde 98.5’e tekabül ediyor.

Kayıp sadece Rus turistlerde değil

Öte yandan Haziran ayında Alman turist kaybı yüzde 44.9, Britanyalı turist kaybı yüzde 22.5, İsveçli turist kaybı yüzde 50.6, İsviçreli turist kaybı yüzde 61.9, Hollandalı turist kaybı yüzde 45.9, Avusturyalı turist kaybı yüzde 62.4, Çek turist kaybı yüzde 76.3, Polonyalı turist kaybı ise yüzde 46.3 oldu.

Ortadoğu pazarı bekleneni vermedi

Avrupa’dan gelen turist kaybını telafi etmek için turizmcilerin hedeflediği Ortadoğu pazarındaki artış ise sınırlı kaldı. Özbekistanlı turist sayısı yüzde 3, Suudi Arabistanlı turist sayısı yüzde 51, İranlı turist sayısı yüzde 8.1, Gürcü turist sayısı yüzde 70, Azeri turist sayısı yüzde 48 oldu.

Yüzde 60’a yakın düşüş bekleniyor

Kazakistanlı turist kaybı yüzde 63.3 olurken, Ukraynalı turist sayısında yüzde 100 artış yaşandı.

ICF Airporst Yönetim Kurulu Üyesi Abdullah Keleş’e göre haziran sonunda turist sayısında yüzde 60’a yakın düşüş bekleniyor

12 BIN LIRA MAAŞ ALAN YARGITAY BAŞKANI, 900 BIN LIRALIK CAMI YAPTIRDI

18/06/2016 Diken.com.tr

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Rize’de çay toplayan Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit’in 900 bin liraya yaptırdığı cami ibadete açıldı.

Rize ziyaretinde Erdoğan’la birlikte çay toplayan Yargıtay Başkanı Cirit’in, Üsküdar 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi başkanı olduğu dönemde AKBİL davasından Erdoğan’ı beraat ettiren hakim olduğu ortaya çıkmıştı.

Cirit ayrıca, Erdoğan’ın iki günlük Rize ziyaretine yüksek yargı üyelerinin de katılmasına yönelik eleştirileri anlamadığını söyleyip, “Devletin başkanıyla bir arada olmaktan onur duyuyorum” demişti.

Yargıtay Başkanı’nın yaptırdığı caminin kapasitesi 200 kişilik

Maaşı 12 bin 57 lira olan Cirit, vefat eden annesi Ummuhan Cirit adına Balıkesir’in Burhaniye ilçesinde 900 bin lira maliyetle Ummuhan Hatun Camisi yaptırdı. Cami, belediyenin tahsis ettiği arsa üzerine inşa edildi.

Dün camide kılınan ilk namaz öncesinde Yargıtay Başkanı’nın geçen yıl kalp krizinden yaşamını yitiren kardeşi Selçuk Cirit için Burhaniye Müftüsü Hacı Öz tarafından da mevlit okundu.

Namazın ardından Yargıtay Başkanı Cirit, “Hayırlı olsun” diyen cemaatin tek tek elini sıktı.

20 Kasım’da başlanan caminin inşası yedi ayda tamamlandı. 200 kişi kapasiteli caminin yapımı için yaklaşık 900 bin lira harcandı.



KANUN HAZIR: ‘TERÖRLE BAĞLANTISI OLAN’ BELEDIYE BAŞKANLARI GÖREVDEN ALINACAK

17/06/2016 Diken.com.tr

Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, ‘terörle bağlantısı olan’ belediye başkanlarının görevden alınmasına dair kanun maddesinin hazır olduğunu söyledi.

Başbakan Binali Yıldırım, hafta sonu Van’ın Tuşba ilçesindeki toplu açış töreninde, DBP’li Van Büyükşehir Belediyesi’ni kastederek “Belediyeye 400 milyon para geliyor, hangi hizmet geliyor. Size soruyorum, nereye gitti bu 400 milyon” diye konuşmuştu.

Van Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan açıklamadaysa Başbakan’a “O paranın nereye gittiğini, 2015 yılının neredeyse yarısı boyunca belediyemizde görevlendirdiği müfettişlerine sorsun” yanıtı verilmişti.

Hükümet, daha önce de defalarca üçü büyükşehir belediyesi olmak üzere 11 il, 68 ilçe ve 23 beldede belediye seçimlerini kazanan Demokratik Bölgeler Partili (DBP) başkanlardan ‘teröre destek verdikleri’ ve ‘öz yönetim ilan ettikleri’ gerekçesiyle rahatsızlık duyduğunu belirtmişti.

En çok korktukları, dokunulmazlık zırhının kaldırılması’

Kayseri Valiliği’ni ziyareti sırasında kanun maddesinin hazır olduğunu duyuran Bakan Özhaseki, “En çok korktukları da o dokunulmazlık zırhının kalkması ve bu hazırladığımız madde. Bu millete ihanet ettilerse cezasını görecekler” diye konuştu.

HDP’li vekilleri ve DBP’li belediye başkanlarının araçlarında silah taşıdığını iddia eden Bakan, sözlerine şöyle devam etti: “Teröristin cenazesine omuz veriyorlar, garip tipleri barındırıyorlar. Belediyeleri, devletten parayı alıyor, yatırım yapmaları lazım ama yapmıyorlar. Teröre ilişen belediye başkanı görevden alınır. Bu kanun maddesi hazır, geliyor zaten. Hatta tek tek de dilekçe veriyorlardı, dokunulmazlığımızı kaldırın diye. İş ciddiye binince, başladılar yan taraftakilerden yardım istemeye. Sonra ülke çapında, sonra Avrupa’da, şimdi de ağa babalarının yanında ağlamaya başladılar.”

TÜRKIYE MAARIF VAKFI KURULUYOR: MILLI EĞITIM BÜTÇESINDEN BIR MILYON LIRA AYRILACAK

17/06/2016 Diken.com.tr.

Yurtiçi ve yurtdışında okullar ile eğitim kurumları açmak amacıyla ‘Türkiye Maarif Vakfı’ adıyla bir vakıf kurulmasına ilişkin tasarı TBMM’de kabul edilerek yasalaştı.

TBMM Genel Kurulu’nda dün gece kabul edilen sekiz maddelik yasayla Gülen cemaatinin yurtdışındaki eğitim yapılanmasının önünün kapatılmasının hedeflendiği belirtildi.

Reuters’in aktardığına göre, kurulacak vakıf, ‘insanlığın ortak birikim ve değerlerini esas alarak’ örgün, yaygın eğitim hizmetleri vermek ve geliştirmek amacıyla okul öncesi eğitimden üniversite eğitimine kadar tüm eğitim süreçlerinde burs verecek; okul, eğitim kurumu ve yurt gibi tesisler açacak.

Türkiye Maarif Vakfı tarafından yurtdışında örgün ve yaygın eğitim kurumları açılan şehirlerde, diğer kamu kurum ve kuruluşları aynı amaçla başka birimler oluşturamayacak.

Öğrencilere, eğitim amaçlı burs, nakdi destek, defter, kitap, kıyafet, bilgisayar ve yazılım gibi eğitim materyalleri ile ayni destek sağlayabilecek olan vakıf aynı zamanda nakdi ve ayni yardım kabul edebilecek.

Mütevelli heyetinde doğrudan cumhurbaşkanının atadığı üç isim

Vakıf, bütün bu faaliyetleri yürütebilmek için yurtiçi ve yurtdışında gelir sağlayıcı işletmeler kurabilecek, ortak olabilecek. Vakıf, yurtiçi ve yurtdışında iktisadi işletme veya sermaye şirketi kurabilecek, devralabilecek ve ortak olabilecek.

Mütevelli heyeti, yönetim kurulu ve denetim kurulundan oluşacak vakıfta, 12 üyeli mütevelli heyeti karar organı olurken, bu heyet dördü Cumhurbaşkanı, üçü ise Bakanlar Kurulu tarafından atanan yedi daimi üye ile ikisi Milli Eğitim Bakanlığı temsilcisi olmak üzere, Dışişleri ve Maliye bakanlıkları ile YÖK temsilcilerinden oluşacak.

Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinden bir milyon lira

Bu arada kanun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içerisinde Türkiye Maarif Vakfı’nın kuruluş işlemlerinde kullanılmak ve kalanı kuruluş tamamlandıktan sonra vakfa devredilmek üzere, Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinden bir milyon lira aktarılacak.

Merkezi İstanbul’da olacak olan vakfın kuruluş merkezi olarak kullanılmak üzere Maliye Bakanlığı tarafından uygun görülen taşınmaz bedelsiz olarak verilecek.



İKTIDAR MEDYASININ ‘YARGIDA DEVRIM’ DEDIĞI TASARI MECLIS BAŞKANLIĞINA SUNULDU

13/06/2016 Diken.com.tr

AKP hükümeti, Danıştay ve Yargıtay’ın yapısını değiştirecek kanun tasarısını TBMM’ye sundu.

Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’ yürütme ve yürürlük dahil 38 maddeden oluşuyor.

İktidar medyasına göre  ‘paralele neşter’ ve ‘yargıda devrim’

Hazırlanma sürecinde iktidar destekçisi medyanın tasarıyı ‘paralele neşter’ ve ‘yargıda devrim’ gibi ifadelerle sunması dikkat çekmişti.

Kritik düzenlemelerin başında şu geliyor: Tasarı yasalaşırsa istinaf mahkemelerinin faaliyete geçmesiyle vakıa denetimi istinaf mercilerince yapılacağından, Yargıtay içtihat mahkemesi olarak sadece hukukîlik denetimi yapacak.

Genel gerekçe iş yükünün azalması

Tasarının genel gerekçesi, istinaf mahkemelerinin devreye girmesiyle iş yükleri azalacağından Yargıtay ve Danıştay’ın daire ve üye sayılarını yeniden belirleme ihtiyacı doğması.

Daire ve üye sayısı azaltılıyor

Buna göre Danıştay’daki daire sayısı 17’den 10’a, üye sayısı 195’ten 90’a; Yargıtay’daki daire sayısı 46’dan 24’e, üye sayısı 516’dan 200’e düşürülecek. Yargıtay ve Danıştay’daki mevcut iş yükü dikkate alınarak daire ve üye sayıları üç yıllık bir süre zarfında kademeli olarak azaltılacak.

Görev süresi de değiştiriliyor

Değişiklikle Yargıtay ve Danıştay üyeleri de Anayasa Mahkemesi üyeleri gibi 12 yıllık süre için seçilecek. Dahası, görev süreleri bittiğinde yeniden yüksek mahkeme üyesi olamayacaklar.

Bu amaçla kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonraki beş gün içinde Yargıtay birinci başkanı, birinci başkan vekili, cumhuriyet başsavcısı, cumhuriyet başsavcı vekili, daire başkanları, Danıştay başkanı, başsavcısı, başkan vekili ve daire başkanları hariç tüm mevcut Yargıtay ve Danıştay üyelerinin üyeliği sona erecek. Bu üyeler arasından Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nca Yargıtay ve Danıştay üyesi seçimi yapılacak. Yeniden seçilen üyeler 12 yıl daha görev yapacak. Seçilmeyenler, kazanılmış hakları saklı kalmak kaydıyla HSYK tarafından sınıf ve derecelerine uygun olarak bölge adliye veya ilk derece mahkemelerine atanacak.

Yargıtay ve Danıştay başkanı seçilebilmek için aranan 10 yıl kıdem şartı altı yıla indirilecek.

Mülakat var, not geri geliyor

Hâkim ve savcı adaylarına meslek öncesi eğitim sonunda yapılan yazılı sınava ek olarak sözlü sınav da yapılacak.

Yargıtay tarafından incelenen dosyalarda ilgili hâkim ve savcılar hakkında not verilmesine ilişkin uygulama yeniden getirilecek.

Yargıtay ve Danıştay’ın adli ve idari yükünü azaltması öngörülen bölge mahkemeleri 20 Temmuz’da hayata geçecek. Adalet Bakanlığı soruşturma ve davaların tamamlanması hususunda süre belirleyecek.



AVRUPA’NIN EN YENILIKÇI 100 ÜNIVERSITESI ARASINDA TÜRKIYE’DEN TEK BIR ISIM YOK

14/06/2016 Diken.com.tr

Avrupa’nın en yenilikçi 100 üniversitesi arasında Türkiye’den hiçbir isim yer almadı. Birinci sırada Belçika’daki Leuven Katolik Üniversitesi var.

Reuters’ın ilk kez hazırladığı Avrupa’nın en yenilikçi 100 üniversitesi listesi arasında teknik üniversiteler ilk sıralarda bulunuyor. Bu üniversitelerin en büyük özellikleri ise bilimi geliştirmeleri, yeni teknolojilere odaklanmaları ve küresel ekonomiye yön veriyor olmaları.

Reuters üniversiteleri sıralarken en çok akademik yayın yapan eğitim kurumları, sivil toplum kuruluşları ve  hükümetlerin fonladığı laboratuvarların da aralarında bulunduğu 600’ü aşkın küresel organizasyonu temel alan ve akademik makalelerle birlikte patent alımlarına odaklanan 10 farklı ölçüt kullandı.

Avrupa’nın en yenilikçi üniversitesi Belçika’da

İlk sırada en geniş araştırma ve geliştirme kuruluşuna sahip Belçika’daki Leuven Katolik Üniversitesi yer alıyor. İkinci sırada Imperial College London, üçüncü sırada Cambridge Üniversitesi, beşinci sırada Münih Teknik Üniversitesi bulunuyor.

Listenin hakimi Alman üniversiteleri

100 üniversitenin 24’ü Almanya’dan. Bölgesel bazda ise 60 üniversiteyle Batı Avrupa’nın listeye hakimiyeti göze çarpıyor.

Türkiye’nin yokluğu dikkat çekti

Türkiye’den ise hiçbir isim Avrupa’nın en yenilikçi 100 üniversite arasına giremedi. Reuters’ın yayımladığı raporda “İlk 100’de Avrupa’nın en kalabalık iki ülkesi Rusya veya Türkiye’den hiçbir üniversitenin bulunmaması göze çarpıyor” dendi.

Öte yandan Avrupa’nın en müreffeh ülkeleri olarak gösterilen İsveç ve Finlandiya’dan da hiçbir üniversite listede yok.

Times Higher Education’ın 2015-2016’daki sıralamasında ise Koç, Bilkent, Sabancı, Boğaziçi, İstanbul Teknik, ODTÜ, Anadolu, Erciyes, Hacettepe, İstanbul ve Yıldız Teknik dünyanın en iyi üniversiteleri arasında yer almıştı.

ÇOCUK İŞÇILIĞI ILE MÜCADELE GÜNÜ: SON 3,5 YILDA 194 ÇOCUK IŞÇI ÖLDÜ…

12/06/2016 Diken.com.tr

Türkiye’de uygunsuz ve güvensiz koşullarda çalıştıkları için iş cinayetlerinde yaşamını kaybedenler arasında yetişkinlerin yanı sıra çocuklar da var.

Yalnızca 2016 yılının ilk beş ayında en az 18, son üç buçuk yılda ise en az 194 çocuk işçi yaşamını yitirdi.

12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü’nde Adana’da bir oto tamircide çalışan 13 yaşındaki çocuk işçi Mehmet Bozkurt, araçlardan çıkan atık motor yağların toplandığı varilin patlamasıyla ağır yaralandı. İşyeri sahibi küçük yaşta işçi çalıştırmaktan ifadesi alınmak üzere karakola götürüldü.

Türkiye’de uygunsuz koşullarda, yasadışı çalıştırılan çocukların yaralanma ve ölümüyle sonuçlanan tek olay bu değil. İşçi Sağlığı ve Güvenliği Meclisi’nin 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliği İle Mücadele Günü dolayısıyla hazırladığı raporda, çocuk işçiliğine dair önemli tespitler yer aldı.

Yarısı tarımda, yarısı sanayi ve hizmet sektöründe olmak üzere milyonlarca çocuk işçinin yasal koşullar sağlanmadan çalıştırıldığını kaydeden İSİG, bu çocukların birçoğunun da yasal işkolları dışında ve yasal sınır olan 15 yaş altında çalıştırıldığını kaydetti.

Buna göre, 2016 yılının ilk beş ayında tam 18 çocuk iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Bu sayı 2013’te en az 59, 2014 yılında en az 54, 2015 yılında en az 63’tü. Böylece son üç buçuk yılın acı tablosunda rakam 194’e yükseldi.

2013-2016 yılları arasında iş cinayetlerinde hayatını kaybeden çocuklar en çok tarım, inşaat, metal ve ticaret işkollarında çalıştırıldı. Tarımda çocuk ölümlerinin yüksekliğine dikkat çeken İSİG, bunun aile tarımının yok olması ve mevsimlik işçilikte kadın ve çocuk emeğinin başat olmasıyla ilişkili olduğunu vurguladı.

Son üç buçuk yılda çocuk işçiler en çok servis/trafik kazası, zehirlenme/boğulma, düşme ve ezilme/göçük nedeniyle yaşamını yitirdi.

Çalışırken hayatını kaybeden çocuklardan 31’i kız, 163’i erkek çocuğuydu.

Ölen çocuklardan en az ikisi henüz altı yaşındaydı.

Son üç buçuk yılda çocuk işçiler en çok Adana, Urfa, Antep, Konya, İstanbul ve Manisa’da yaşamını yitirdi. İSİG, özellikle Adana’da çocuk işçiliğinin sanayi ve tarımda yaygın olduğunu ve bu nedenle çocuk işçi ölümlerinde ilk sırada yer aldığını hatırlattı. İstanbul’da sanayi, Urfa, Antep ve Ankara’da ise tarımda çocuk işçi ölümlerinin yoğunluğu dikkat çekti.

Çocuk işçiliği Türkiye’de gitgide yerleşmesi beklenen başka bir olguyla da anılmaya başlandı.

Türkiye’de 2013 yılında çalışırken yaşamını yitiren hiçbir ‘mülteci çocuk’ tespit edilmemişken, 2014 yılında beş, 2015 yılında 12, 2016 yılında iki olmak üzere toplam 19 Suriyeli çocuk iş cinayetlerinde hayatını kaybetti.

Çocuk iş cinayetlerinde ölenlerin yüzde 9,8’i Suriyeli çocuklar oluşturuyor. Mülteci sorunlarıyla ilgilenen uluslararası birçok kuruluş, iç savaştan kaçarak Türkiye’ye ve diğer ülkelere sığınan Suriyeliler arasında, yeterli eğitim, barınma ve beslenme olanaklarına sahip olmayan ‘kayıp bir nesil’ yetiştiğinin altını çiziyor.



TÜRKIYE DIBI GÖRDÜ: BARIŞ ENDEKSI’NDE 163 ÜLKE ARASINDA 145’INCI SIRADAYIZ

09/06/2016 Diken.com.tr

Ekonomi ve Barış Enstitüsü’nün her yıl yayınladığı Küresel Barış Endeksi’ne göre, 163 ülke içinde Türkiye Avrupa’da sonuncu, dünya sıralamasında ise 145. sırada yer alıyor. Bu Türkiye’nin bugüne kadar yer aldığı en düşük sıra.

En huzursuzu Suriye, barışın ülkesi ise İzlanda

The Guardian’ın aktardığı Küresel Barış Endeksi’nde en sonra beş yıldır iç savaşın hüküm sürdüğü Suriye listenin son sırasında yer alıyor. İlk sırada ise İzlanda var.

Küresel Barış Endeksi’ne göre, çatışma ve terörizm dünyaya maliyeti sadece geçen yıl 13,6 trilyon dolar oldu. Bu dünyanın toplam gelirlerinin yüzde 13,3’üne, her bir insan için ise 1,876 dolara denk geliyor.

Dünya çapında geçen yıl şiddetin yükseldiği ve politik istikrarsızlığın arttığının belirtildiği ve 163 ülkenin analiz edildiği endekse göre, Suriye’yi Güney Sudan, Irak, Afganistan ve Somali izledi.

En huzurlu ülkeler ise İzlanda, Danimarka, Avusturya, Yeni Zelanda ve Portekiz.

81 ülkede barış ve huzur seviyesi yükselirken, 79 ülkede aksi gerçekleşti. İstikrarı bozan ana etmenler ise terörizm, siyasi karmaşa ile Suriye, Ukrayna, Orta Afrika Cumhuriyeti ve Libya gibi ülkelerde yoğunlaşan direnişler oldu.

Türkiye dipte, 10 sıra birden geriledi

Türkiye, listenin oluşturulmaya başladığı 2008 yılında bu yana en düşük sırayı aldı. Listede geçen sene 135’inci sırada bulunan Türkiye 10 sıra gerileyerek 145’inci olabildi.

Barış seviyesi düşük’ ülkeler klasmanında yer alan Türkiye, dahil olduğu Avrupa kategorisinin son sırasında ve genel sıralamada en çok gerileyen üçüncü ülke.

Endeks, ülkelerin sahip olduğu güvenlik, çatışma ve militarizasyon seviyelerine göre hazırlandı. Buna göre, Türkiye’nin toplam skoru 5 üzerinden 2,71 oldu. Türkiye militarizasyonda 2,1, güvenlikte 3, çatışmalarda ise 2,6 puan aldı.

Türkiye’de çatışma ve şiddetin ülkeye toplam maliyeti ise 94 milyar doları aştı.

122 kişiden biri mülteci

Bölgesel olarak Ortadoğu ve Kuzey Afrika dünyanın en huzursuz coğrafyası olurken, bu bölgede en ciddi gerilemeyi Yemen, Libya ve Bahreyn yaşadı. Dünya çapında ortalamayı düşüren de bu bölgede son 10 yılda yaşanan çatışmalar oldu.

Bölgede savaşlarda ölenlerin sayısı son 25 yılın, yer değiştirmek zorunda kalanların sayısı ise son 60 yılın zirvesinde.

Geçen yıl toplam 59,5 milyon insan mülteci olurken, bu yeryüzündeki her 122 kişiden birinin yer değiştirmek zorunda kaldığı anlamına geliyor.

Barışın maliyeti savaşınkinin yüzde 2’si

Endeksin raporuna göre, dokuz ülkede nüfusun yüzde 10’undan fazlası yer değiştirmek zorunda kaldı, terörizmin en çok yoğunlaştığı ülkeler ise Suriye, Irak, Nijerya, Afganistan ve Pakistan.

Terör nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı da geçen yıla göre yüzde 80 artış gösterirken, dünyada sadece 69 ülkede herhangi bir terör saldırısı gerçekleşmedi.

BM tüm dünyada barışın tesisi için harcanacak paranın 8 milyar dolar olacağını tahmin ediyor. Bu rakam, barışı tesis etmenin, savaşın maliyetinin sadece yüzde 2’sine denk gelmesi demek.

CHP AÇIKLADI: 2 MİLYONDAN FAZLA ÇOCUK OKULA GİTMİYOR

CHP’nin hazırladığı rapora göre; okul çağındaki öğrencilerin yüzde 14’ü okulda değil.

25.06.2016 Birgün.com tr.

ANKA’da yer alan habere göre, CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, “Eğitim Sistemindeki Güncel Gelişmeler” başlıklı rapor hazırladı.

Altay şu değerlendirmelerde bulundu:

Zorunlu eğitim kapsamına giren 6-18 yaş arasındaki çocukların toplam sayısı 19 milyon 659 bin 591. Ancak bu çocukların yaklaşık 2 milyon 715 bin 81’i okula gidemiyor. Yani okul çağındaki öğrencilerin yüzde 14`ü okulda değil. Yüzde 14’lük dilim içinde okula hiç gitmeyen, kayıt bile yaptırmayan çocukların sayısı ise 2 milyon 70 bin 633.

958 Bin 815 Kız Çocuğu Okulun Kapısından Girmemiş”

İlkokul çağında olan 129 bin 123 kız, 160 bin 751 erkek toplam 289 bin 874,

Ortaokul çağındaki 151 bin 952 kız, 157 bin 790 erkek toplam 309 bin 742,

Lise çağındaki 677 bin 740 kız, 793 bin 277 erkek toplam 1 milyon 471 bin 17 öğrenci okula hiç kayıt yaptırmamıştır.

Adrese dayalı kayıt sistemine rağmen ortaokulu bitiren 258 bin öğrenci hiçbir okula kayıt yaptırmamıştır.

Sürekli Devamsız Öğrenciler 644 Bin 448”

Ayrıca okula kayıtlı olmasına karşın sürekli devamsız olan çocukların sayısı da hiç az değil…

644 bin 448 öğrenci bir okula kayıtlı olmasına rağmen sürekli devamsız olarak sınıflandırılıyor.

İmam Hatip liseleri

4+4+4 Eğitim modeli ile İmam Hatip Liselerinin orta kısımları açılmış, okul sayısı 1961’e öğrenci sayısı ise 524 bin 295’e ulaşmıştır.

Anadolu İmam Hatip Liselerinde ve İmam Hatip Ortaokullarında toplam 1 milyon 201 bin 500 öğrenci eğitim görmektedir.

Anadolu İmam Hatip Liselerinin sayısı son bir yılda yüzde 12 artmasına rağmen öğrenci sayısı sadece yüzde 1 artmıştır.

Ayrıca burslu öğrenci sayısı sadece din öğretiminde artmıştır. Diğer tüm kademelerde burslu öğrenci sayısı azalırken din öğretiminde bir yılda yüzde 27 oranında artış gerçekleşmiştir.

Ailelerin Eğitim Harcamaları

Türkiye’de her geçen gün artan gelir dağılımındaki adaletsizlik en fazla eğitim harcamalarında hissedilmektedir. Zenginler, yoksullara göre eğitime 50 kat fazla para harcamaktadır.

Türkiye’deki en yoksul yüzde 10’luk gelir dilimi ile en zengin yüzde 10’luk gelir diliminin harcamaları arasında 7 kata yakın fark bulunuyor. Eğitim harcamalarında ise zenginlerle yoksullar arasında 49,7 katlık bir fark ortaya çıkıyor.”

’14 YILDA 13 BİN KADIN, ERKEK ŞİDDETİYLE HAYATINI KAYBETTİ’

23.06.2016 Birgün.com.tr

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun hazırladığı, 2002 ile 2015 arasındaki 14 yılda yaşandığı ileri sürülen ‘insan hakları ihlalleri karnesi’ne göre 38 bin 248 kişi doğal olmayan yollarla hayatını kaybetti. Ölenlerin 17 bin 57’si iş kazalarında hayatını kaybedenler, 13 bin 928’i ise erkek şiddeti sonucu hayatını kaybeden kadınlar.

Yarına Bakış’tan Habib Güler’in haberine göre, CHP, AK Parti iktidarlarının görev yaptığı 2002 ile 2015 arasındaki 14 yılda yaşandığı ileri sürülen insan hakları ihlallerinin karnesini çıkardı.

İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun hazırladığı rapora göre;

17 bin 57 kişi iş kazalarında hayatını kaybetti,

11 bin 227 kişi cezaevlerinde işkence gördü,

44 kişi nefret suçu kapsamındaki cinayetlerde öldü.

‘Kayda girmeyen birçok olay var’

Tanrıkulu, hazırladığı raporda insan hakları ihlallerine ayrıntılarıyla yer verdi. Rakamlarda ‘en az’ ifadesi not düşülerek, kayda girmeyen birçok olay olduğuna da işaret edildi.

Buna göre;

2015’te tespit edilebilen yaşam hakkı ihlali 847,

Erkek şiddeti sonucu yaşam hakkı ihlal edilen kadın sayısı 281,

Cezaevlerinde yaşanan olaylar ve ihmaller sonucu hayatını kaybedenlerin sayısı227,

İşkence ve kötü muameleye maruz kalanların sayısı 5 bin 671.

2015 yılında sözlü ya da yazılı olarak ifade edilen görüşler, kitap, gazete, dergi gibi yayınlar nedeniyle açılan dava sayısına ilişkin net bir veriye ulaşılamadı. Yıl içinde 8 gazeteci, yaptığı haberler nedeniyle tutuklandı.

‘İnsan hakları ihlaleri artıyor’

Raporda, son yıllarda insan hakları ihlallerinde ciddi artışlar olduğuna dikkat çekilirken, 2013 yılında bin 38 kadının erkek şiddeti, 7 kişinin ise nefret suçları sonucu öldüğü belirtildi. 346 kişi ise cezaevlerinde hayatını kaybetti. 228 kişi işkence ve kötü muameleye maruz kalırken, gazetecilere 231 dava açıldı, 9 gazeteci tutuklandı. 2014’te 266 kadın, erkek şiddeti sonucu öldü. 4 kişi nefret cinayeti, 45 kişi ise cezaevinde hayatını kaybetti. Yıl içinde bin 39 kişi işkence ve kötü muameleye maruz kaldı. 103 gazeteciye dava açıldı, 2 gazeteci tutuklandı.

Geçen yıl ise 281 kadın erkek şiddetinden, 227 kişi ise cezaevlerinde öldü. İşkence ve kötü muamele rekor düzeyde artarak 5 bin 671’e ulaştı.

ERDOĞAN’A “GOLLUM” BENZETMESİNE CEZA

23.06.2016 HÜSEYİN ŞİMŞEK Birgün.com.tr

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı başbakanlığı döneminde Yüzüklerin Efendisi filmindeki Gollum karakterine benzeten Rıfat Çetin isimli yurttaşa, “Cumhurbaşkanı’na hakaret” ve “hakaret” suçlarından ceza verildi. Çetin, velayet hakkından da mahrum bırakıldı. Antalya’da sosyal paylaşım sitesi Facebook’ta Tayyip Erdoğan’ın Başbakan olduğu 2014 yılında üç ayrı fotoğrafını alt alta koyduğu ve Yüzüklerin Efendisi filminden Gollum karakterinin üç ayrı fotoğrafını yerleştirerek paylaştığı öne sürülen Recep Çetin’e, Erdoğan o dönemde Cumhurbaşkanı olmamasına rağmen “Cumhurbaşkanı’na hakaret” cezası verildi. Çetin aynı paylaşım nedeniyle aynı duruşmada bir de “hakaret” cezası aldı.

Antalya 5’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın karar duruşmasında, Çetin’in eylemi nedeniyle 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilirken, “aynı kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlendiği” gerekçesiyle cezanın dörtte bir oranında arttırılmasına karar verildi. Toplamda 1 yıl 3 ay hapis cezası alan Çetin’in cezasına iyi hal indirimi uygulandı ve ceza 1 yıl 15 güne indirelek 5 yıl ertelendi.

Babalık velayeti ve kayyım haklarından da mahrum bırakılan Çetin, aynı paylaşım nedeniyle iki ayrı ceza almasına anlam veremediğini ve Erdoğan’ın Başbakan olduğu dönemde yaptığı paylaşımın nasıl Cumhurbaşkanı’na hakaret davasına dönüştüğünü anlamadığını ifade etti. Çetin, “Karara itiraz edeceğim” dedi



KOSGEB’DE AKP SALTANATI

Küçük esnafa kredi ve hibe desteği sağlayan Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı’nda (KOSGEB) tam bir eş-dost atama saltanatı yaşanıyor.

21.06.2016 Birgün.com.tr

Kurumda yapılan ‘paralel yapı’ operasyonu sonrasında birçok AKP’li siyasetçi ve bürokratın yakını üst düzey görevlere getirildi. Ulus’ta yapılan merkez binasına önümüzdeki aylarda taşınmaya hazırlanan KOSGEB’deki kadrolaşma dikkat çekiyor. Geçen hafta itibariyle yapılan son atamalarla ilginç bir tablo oluştu.

Sözcü’den Yavuz Alatan’ın haberine göre ‘paralel yapı’ iddialarıyla KOSGEB’e kapsamlı bir operasyon yapıldı. 6.5 yıldır kurum başkanı olan Mustafa Kaplan başta olmak üzere 3 başkan yardımcısı, 3 daire başkanı, hukuk müşaviri ve Teftiş Kurulu Başkanı ilk operasyonda görevden alındı.

KOM ve TEM polisleri, kurumun verdiği 1.5 milyar liralık kredi ve hibe desteklerini araştırdı. Gülen cemaatine yakın işyerlerine kredi ayrımcılığı yapıldığı iddiaları mercek altına alındı.

Geçen hafta ise 4 daire başkanı görevden alındı. Daire Başkanı olan Aydın Bayrambaş, İmran Gezinti, İhsan Özenli, Mehmet Ömerbeyoğlu’nun görevine son verildi.

Başkan Kayınbirader
Kosgeb Başkanı Recep Biçer, Tarım Kredi Kooperatifleri eski Genel Müdürü İrfan Güvendi’nin kayınbiraderi. Güvendi halen Sayıştay Denetçisi olarak görevine devam ediyor. Başkan Biçer, arkadaşı olan Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden Abdurrahman Köseoğlu’nu Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı olarak kuruma transfer etti.

Erdoğan’ın Yeğeni
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeğeni olan Recep Ali Erdoğan, İnsan Kaynakları Daire Başkanı yapıldı. Eşi Bahar Özer Erdoğan da Girişimciliği Geliştirme Müdürü olarak göreve başlatıldı.

Akp’li Başkanın Kardeşi
Proje Koordinasyon Daire Başkanlığı’na Asım Türkmen atandı. Türkmen, AKP’li Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen’in kardeşi. Daire Başkanı yapılmadan önce Kosgeb Düzce İl Müdürlüğü yapıyordu.

Vekilin Oğlu, Bakanın Danışmanı

Sivas eski milletvekili Ahmet Arıkan’ın oğlu Murat Arıkan Daire Başkanı yapıldı. Arıkan aynı zamanda Başkan Özel Kalem Müdürü. Tarım Bakanı Faruk Çelik’in bir dönem danışmanlığını yapan Hakan Ulusu da Yalova Kosgeb il müdürlüğünden sonra Daire Başkanlığı’na getirildi.

Akp’den Aday Adayı
Ahmet Merih Özyılmaz, Nevşehir’de Kosgeb müdürü iken AKP’den milletvekili adaylığı için istifa etti. Milletvekili olamadı ancak Kobi Araştırmalar ve Proje Koordinasyon Daire Başkanı olarak yükseldi. Sayıştay Denetçisi Abdullah Keskin’in eşi Hatice Keskin ise Bölgesel ve Yerel Kalkınma Müdürlüğü’ne getirildi.

Genel Müdürün Eşi
Gümrük Bakanlığı Esnaf ve Sanatkarlar Genel Müdürü Necmettin Erkan’ın eşi Özlem Ballı Erkan, Bilişim Altyapı Sistemleri Müdürlüğü’ne getirildi. Yine Esnaf Genel Müdür Yardımcısı İbrahim Kısacık’ın oğlu Osman Kısacık da İdari İşler Müdürü yapıldı.

ÖĞRENCİLERE DAĞITILAN KİTAPTA SKANDAL İFADE: ÖLÜYLE CİNSEL İLİŞKİYE GİRERSENİZ…

24 Haziran 2016 Cumhuriyet.com.tr

Bursa’nın Nilüfer ilçesindeki Cavit Çağlar Ortaokulu’nda Okul Müdürü Nurettin Köksal’ın talimatıyla Seyda Muhammed Konyevi’ye ait “Ramazan Risalesi ve Üç Aylar” kitabı dağıtıldı.

Birgün’den Burcu Cansu’nun haberine göre, Kitap içeriğinde, “Herhangi bir hayvan ile cinsel ilişkide bulunarak ya da istimna ile menisi akan kimsenin orucu bozulur, yalnız kaza gerekir” benzeri pek çok ifade yer alıyor.

Öğretmenlerin kitabı inceledikten ve çocuklar için “uygunsuz” pek çok ifadeyi gördükten sonra okul müdürü ile tartıştıkları, tartışmaların ardından kitabın birkaç saat içerisinde geri toplandığı öğrenildi. Öğretmenlerin kitabın dağıtımı için “Milli eğitim’in onayı var mıdır?” sorusu üzerine Köksal’ın, “Ben yazarını tanıyorum” dediği belirtildi.

Kitapta yer alan bazı ifadeler şöyle:
*Herhangi bir hayvan veya ölü ile cinsel ilişkide bulunarak ya da istimna ile menisi akan kimsenin orucu bozulur, yalnız kaza gerekir.

*Cinsi arzuyu tam tatmin etmek. İster cinsi ilişkide bulunan (etkin), ister bulunulan (edilgen) olsun cinsi ilişkide bulunanlara kefaret orucu tutmaları gerekir. Bu ilişkide boşalma olmasa da temasın gerçekleşmesiyle suç gerçekleşmiş olur. Ancak temas edilenin yaşayan şehvet duyulabilecek bir yaşta olması şarttır. Eğer bir kadın kendisini küçük çocuk ya da deli ile ilişkide bulunmak için teslim ederse yine kefaret orucu gerekir.

*Unutarak yemek, içmek ya da cinsel ilişkide bulunmak orucu bozmaz. Oruçlu olduğu halde unutarak yiyip içen kimse, orucunu tamamlasın. Onu yedirip içiren ancak Allah’tır. Cinsi ilişkide aynı manadadır. İlişki sırasında oruçlu olduğunu hatırlayan, hemen ilişkisini çeker. Eğer hatırladıktan sonra, beklerse orucu bozulur. Sabah vaktı girmiş olma korkusu ile kendini çekse de sabah vakti girdikten ve kendini geri çektikten sonra, menisi aksa bir şey lazım gelmez.”

ÇAĞLAYAN ADLİYESİ’NDE KURAN TİLAVETİ

24 Haziran 2016 T24

Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde Cuma namazı öncesinde Kuran tilaveti gerçekleşti. Yurt gazetesinin haberine göre, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın organize ettiği Kuran tilavetine tüm hakim ve savcılar davet edildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan hakim ve savcılara şu mesaj gönderildi:

“Bugun saat 12:15’de A1-Blok -6. Kat Adliyemiz mescidinde Hafiz Selman OKUMUS ve ekibinin katilimiyla Kur’an-i Kerim tilaveti yapilacaktir. Tum hakim ve Cumhuriyet Savcilarimiz davetlidir.”

GÖÇ-DER: YASAK VE OPERASYONLAR 1 MİLYON İNSANI ZORLA YERİNDEN ETTİ!

20 Haziran 2016 T24

Zorunlu Göçü Yeniden Düşünmek” adıyla yapılan çalıştayının sonuç bildirgesini açıklayan Göç-Der Diyarbakır Şube Eş Başkanı Yılmaz Kan, yasak ve operasyonlarla birlikte bir milyon insanın zorla yerinden edildiğini açıkladı. Kan, çatışmalı süreç devam ettiği için yerinden edilmenin devam ettiğini de belirtti.

İMC’de yer alan habere göre, Göç Edenlerle Sosyal Yardımlaşma ve Kültür Derneği’nin (Göç-Der) Diyarbakır’da düzenlediği “Zorunlu Göçü Yeniden Düşünmek” çalışta

Bunları da sevebilirsiniz

Bir cevap yazın