Aydınlık ekenlere şükranla…

“Yetti ya! hayatımızın her alanına bunca girmeye ne hakkı var!” “Her yerde o! Her konuda o! Dünyanın başka hiçbir ülkesinde yok böyle bir şey!”
Geçen hafta, gençlere bol bol kulak verdim. En çok duyduğum yukarıdaki iki tüm
ce oldu. Erdoğan’dan söz ediyorlardı. Umutsuzluk ekmek istemiyorum, konuyu değiştiriyorum.

Aziz Sancar’a teşekkürler
Geçen haftanın benim için iki kahramanı vardı:
Birincisi Aziz Sancar. 19 Mayıs haftası boyunca, tüm söylemleri, özellikle gençlere yaptığı konuşmalarla, öğrencilere verdiği öğütlerle, tüm davranışları ve düşünce biçimiyle, yeryüzünün ve ülkemin güzelliğine, benim ülkemde de aydınlığın, dürüstlüğün gelişebileceğine, sahici insan olunabileceğine beni inandırdı.
Aziz Sancar, geçmişle gelecek arasında kurduğu köprülerle, Atatürk ve Cumhuriyet ilkelerine duyduğu ve dile getirdiği minnetle, değer ölçüleri hiyerarşisinde savunduğu önceliklerle, adeta bir ışık feneriydi. Örnek insan oldu. Bu karanlık günlerde, çoğumuzun kalbini fethetti, umutları yeşertti. (Onu bizlere tanıtan Özlem Yüzak ve Orhan Bursalı’ya yazıları için sonsuz teşekkürler. “Aziz Sancar ve Nobel’in Öyküsü”nü okumak için sabırsızlanıyorum.)

Türkân Saylan’ın izinde
Geçen haftanın bir başka kahramanı ise Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin kurucusu Türkan Saylan ve onunla birlikte derneğin tüm yöneticileri, çalışanları, gönüllüleri ve katkıda bulunanlarıydı.
Türkan Saylan’ın 7. ölüm yıldönümünde İs Sanat’ın salonu ağzına dek dolu. Tayfun Talipoğlu’nun “Türkan Saylan” belgeselini birbirinden güzel konuşmalar izliyor. Her an Türkan Saylan’ın o yapıcı, yaratıcı ve çözümleyici kişiliğinin bir başka ayrıntısı çıkıyor karşıma…
Gecede gençler egemen! Türkan Saylan 6. Sanat ve Bilim Ödülleri veriliyor. Melike Belkıs Aydın (Pembe Kızıl) ve Göksu Baykal (Geç Kalmış Bir Öpüş) öyküleriyle, Sanat Ödüllerini; Doç. Dr. Yalçın Solak, sağlık alanındaki Bilim Ödülü’nü alıyor. Üçü de Türkan Saylan’ın izinde yürüdüklerini vurguluyor. Yalnız onlar değil, sahnede söz alan ÇYDD’nin burslu öğrencileri de aynı vurguyu yapıyor. İşte içlerinden biri Sevgi İpar: Diyarbakır doğumlu. 20 kardeşten biri. Tıp fakültesinde okuyor. “Onun yolunda devam edeceğim” diyor. Ona sonsuz inanıyoruz. Türkan Saylan gülümsüyor!
Geceyi, Gülsin Onay’ın Beethoven, Saygun ve Chopin ezgilerinden oluşan piyano resitali taçlandırıyor. Gülsin Onay’ın yorumu, öylesine duyarlı ve azimli, öylesine disiplinli ve özgün ki, tüm salonu kanatlandırıyor.

Karanlığa inat aydınlık
Geçen haftanın kahramanları benim için bu yukarıda saydığım insanlardı. Bu ülkede riyakârlığa, yalana, talana mahkûm olmadığımızı bana hissettirenlerdi. Bir gün, er geç Türkiye’nin aydınlık yüzü kazanacaktı. Belki ben görmeyecektim ama bir gün mutlaka… Mutlaka Aziz Sancar’ların ve Türkan Saylan’ların izinden gidenler bu ülkeye egemen olacaklardı.
Sevgili Türkan Saylan’a, Ergenekon dediler, terörist dediler, misyoner dediler, militarist dediler. Sahte deliller, iftiralarla lekelemeye kalktılar! Onun yaşamı yetmedi. Ama ÇYDD’den Ayşe Yüksel’in, Filiz Meriçli’nin, Nur Gerçer’e işkence 7 yıl sürdü.. Aysel Çelikel’in vurguladığı gibi: Bu insanlara Üstün Hizmet Madalyası beklerken gözaltılar, yargılamalar, ceza tehditleri geldi. Onlara reva görülen haksızlıkları, hüzünle anarken acıların da hesabı bir gün mutlaka sorulacaktır diyoruz.
Bu ülkede aydınlık ekenlere teşekkürler. Karanlığa inat aydınlığı savunanlara sesleniyorum: Üniversite çağındaki yüz binlerce gencin hayatında “Bir ışık da siz yakın!” ÇYDD’ye destek verin!


Bunları da sevebilirsiniz