Kadın Erkek Eşitliği

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesinde kadın ve erkeğin eşit olmadığını bu eşitliğin kadın ve erkeğin fıtratında olmadığını uzun uzun anlattı. İktidarda oldukları uzun yıllar boyunca bu sözlerini destekleyen politikalarla güzel ülkemizi gerilettiler. Hem de her alanda.
Her yıl yeniden düzenlemeye çalıştıkları Milli Eğitim politikaları sayesinde bırakın kadın erkek eşitliğini çocukları kindar ve dindar nesil diye ayrıştırmaya çalıştılar çalışıyorlar. Küçücük kız çocuklarını türbanın içine hapsedip bilimsellikten uzak Tayyip Erdoğan’ın kılı olmak isteyen yığınlar haline getiriyorlar. Toplantıda kadın ve erkeğin eşit olmadığını söylerken onu dinleyen kadınlar hiç incinmiyorlar. Dindar nesil aynı zamanda eşitliği bile hayal edemeyen nesil oluyor.
Bu nedenle Cumhuriyet değerleriyle yaşama özlemiyle , AKP iktidarı boyunca topluma kök salmasını arzu ettikleri gericilik ve bölücülükle mücadele ederken sarf edilen bu sözlere hiç şaşırmadım. Üstüme bile almadım. Biliyorum ki Cumhuriyet kültürü , kadını erkeği ile bir toplumu eşit bilir.
Ülkesinin insanları işsizlik ve yoksulluk içinde çırpınırken kendine inanılmaz bütçelerle Aksaraylar yaptıran, evinde ayakkabı kutuları içinde bulunan paraları yok etmesi için oğluna yol gösteren , daha fazla para hırsı için köle gibi çalıştırılan madencileri, bile bile ölüme yollayan zihniyetin erkekleri ile Cumhuriyetin yetiştirdiği kadınlar eşit olmak istemez ki .
Tayyip Erdoğan aynı konuşmasında inançlı kadının şiddete uğramadığını da söylüyor. AKP iktidarı boyunca kadına uygulanan şiddet %1400 kat artmıştır. Şu kadınların çilesi nedir. Ekonomik krizlerin en ağır faturasını kadınlar öder. Giderek gericileşen toplumda baskıyı en derinden yaşayan kadınlar ve çocuklardır. Uygulanan politikalar, değişen milli eğitim programları, satılan Kamu İktisadi Teşebbüsleri, güzelim su kaynaklarımızın üzerine kurulmaya çalışan HES ler ,Kesilen zeytin ağaçlarımız , Atatürk orman Çiftliğinin talan edilerek içine hepimizin alın teriyle kurulan Ak Saray , bunların hiç biri inancın temel alınarak yapıldığı işler değil. Bütün bu ülkemizin kaynaklarını çarçur eden politikalar inançtan bağımsız , mafya tarikat işbirliği ile uygulanan talan ekonomisidir.
Bu ekonomik uygulamalar hepimizin evlerinde farklı fırtınalar yaratıyor. Tayyip Erdoğan bizzat yarattığı fırtınanın mağduru kadınlara inançlı olurlarsa şiddet görmeyeceklerini söylüyor.Bu ikiyüzlülük içimi bulandırıyor.
Bağımsız, özgür, laik, çağdaş, güzel ülkemin çıkarlarını gözeten milli bir hükümet ile kadının ve erkeğin eşit olacağını biliyorum.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesinde kadın ve erkeğin eşit olmadığını bu eşitliğin kadın ve erkeğin fıtratında olmadığını uzun uzun anlattı. İktidarda oldukları uzun yıllar boyunca bu sözlerini destekleyen politikalarla güzel ülkemizi gerilettiler. Hem de her alanda.

Her yıl yeniden düzenlemeye çalıştıkları Milli Eğitim politikaları sayesinde bırakın kadın erkek eşitliğini çocukları kindar ve dindar nesil diye ayrıştırmaya çalıştılar çalışıyorlar. Küçücük kız çocuklarını türbanın içine hapsedip bilimsellikten uzak Tayyip Erdoğan’ın kılı olmak isteyen yığınlar haline getiriyorlar. Toplantıda kadın ve erkeğin eşit olmadığını söylerken onu dinleyen kadınlar hiç incinmiyorlar. Dindar nesil aynı zamanda eşitliği bile hayal edemeyen nesil oluyor.

Bu nedenle Cumhuriyet değerleriyle yaşama özlemiyle , AKP iktidarı boyunca topluma kök salmasını arzu ettikleri gericilik ve bölücülükle mücadele ederken sarf edilen bu sözlere hiç şaşırmadım. Üstüme bile almadım. Biliyorum ki Cumhuriyet kültürü , kadını erkeği ile bir toplumu eşit bilir.

Ülkesinin insanları işsizlik ve yoksulluk içinde çırpınırken kendine inanılmaz bütçelerle Aksaraylar yaptıran, evinde ayakkabı kutuları içinde bulunan paraları yok etmesi için oğluna yol gösteren , daha fazla para hırsı için köle gibi çalıştırılan madencileri, bile bile ölüme yollayan zihniyetin erkekleri ile Cumhuriyetin yetiştirdiği kadınlar eşit olmak istemez ki .

Tayyip Erdoğan aynı konuşmasında inançlı kadının şiddete uğramadığını da söylüyor. AKP iktidarı boyunca kadına uygulanan şiddet %1400 kat artmıştır. Şu kadınların çilesi nedir. Ekonomik krizlerin en ağır faturasını kadınlar öder. Giderek gericileşen toplumda baskıyı en derinden yaşayan kadınlar ve çocuklardır. Uygulanan politikalar, değişen milli eğitim programları, satılan Kamu İktisadi Teşebbüsleri, güzelim su kaynaklarımızın üzerine kurulmaya çalışan HES ler ,Kesilen zeytin ağaçlarımız , Atatürk orman Çiftliğinin talan edilerek içine hepimizin alın teriyle kurulan Ak Saray , bunların hiç biri inancın temel alınarak yapıldığı işler değil. Bütün bu ülkemizin kaynaklarını çarçur eden politikalar inançtan bağımsız , mafya tarikat işbirliği ile uygulanan talan ekonomisidir.

Bu ekonomik uygulamalar hepimizin evlerinde farklı fırtınalar yaratıyor. Tayyip Erdoğan bizzat yarattığı fırtınanın mağduru kadınlara inançlı olurlarsa şiddet görmeyeceklerini söylüyor.Bu ikiyüzlülük içimi bulandırıyor.

Bağımsız, özgür, laik, çağdaş, güzel ülkemin çıkarlarını gözeten milli bir hükümet ile kadının ve erkeğin eşit olacağını biliyorum.

Bunları da sevebilirsiniz