Gıdada Tehlike

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, yaptığı kontrollere ait bilgileri kamuoyu ile paylaşmaya başladı. İlk olarak, taklit ve tağşiş (bir gıdanın içine yasal olmayan başka bir madde karıştırma) yapıldığı kesinleşen gıda ve yem üreten veya ithal eden firmaları resmi internet sitesinde yayınladı. Listede balda taklit yapan, tulum peynirine bitkisel yağ katan, pişmiş dana kavurmaya at-eşek eti karıştıran, yüzde yüz dana eti diye satılan sucuğa kanatlı eti karıştıran, soyulmuş sosise yabancı doku, iç organ karıştıran birçok firma bulunuyor.

Gıdada sahtekârlık yaparak insan sağlığıyla oynayanların teşhir edilip edilmeyeceği, kamuoyunda uzun süredir tartışılıyordu. Başta ilgili meslek odaları olmak üzere, tüketiciyi koruma dernekleri gibi kesimler deşifreden yanaydı. Sonunda bunların istediği oldu ve bakanlık tüketici sağlığını tehlikeye sokan bu firmaların bazılarını teşhir etti. Bazılarını diyorum, çünkü ileriki günlerde yeni firmaların listeye ilave olacağını düşünüyorum. Çünkü hileli gıda satan daha pek çok firma var. Bu arada, taklit ve tağşiş yapan ulusal ve uluslararası firma varsa, onların da deşifre edilmesi gerekiyor.

Hal böyle olunca, yıllarca kalitesiz gıda üreterek insanların sağlığıyla oynayanlar ya hileyi bırakacaklar, ya da yeni hileler icat edecekler. İkinci durumun yaşanacağından da hiç endişeniz olmasın. Bir bakmışsınız hilebazlar, başka bir firma adıyla tüketicinin hizmetinde.

Bu karar, bir nebze de olsa gıda ile uğraşan insanları ve tüketicileri rahatlattı. Çünkü gıda ile uğraşanlar yapılan hileleri ve bunların kimler tarafından yapıldığını zaten biliyorlar, ancak kendilerini ifade edemiyorlardı.

Liste açıklanınca Türkiye’de tüketiciler, taklit ve tağşiş gıda konusunda kamuoyunu uyaran basın, bilim insanları, üniversiteler, meslek odaları, tüketiciyi koruma dernekleri ve ilgili sivil toplum kuruluşlarının haklı olduğunu anladılar. En azından gıda konusunda bu kurum ve kuruluşlar, «istemezükçü” konumundan çıktılar. Biliyorsunuz bunlar her daim, Türkiye’nin önünü tıkamakla itham ediliyorlar.

Neyse ki, bu liste yayınlandı da kamuoyu,

-Çiçekle değil şekerle arılara bal ürettiren ve bunu saf bal diye pazarlayanın,

-Ekmeğe türlü türlü zararlı katkı maddesi katanın,

-Piyasadan topladığı palet altı tavuk parçalarını (ayak, kursak gibi) ve sakatatları sucuğa, sosise, salama işleyip, sonra % 100 dana diye etiketine yazan ve üstelik bunları büyük marketlerde satıp millete afiyetle yedirenin,

-Bitkisel yağ katıp, bunu millete yağlı peynirmiş gibi satanın,

kimler olduğunu öğrendi. Bunların yanı sıra kamuoyu,

-İnsan sağlığına hiçe sayarak margarin (üstelik de en sağlıksızından) karıştırarak tereyağı diye satan,

-Sütün kaymağını alıp onun yerine margarin katarak, bunu kaymaklı yoğurt diye tüketiciye sunan,

-Aslında imha edilmesi gereken antibiyotikli sütleri piyasadan yok pahasına toplayarak, bundan taze kaşar peyniri üreten,

-İthal eti, yerli diye satan,

-Tezgâhındaki meyve ve sebzeleri tüketiciyi kandırarak sertifikası olmadığı halde organik diye, üstelikte de iki misli fiyatla satan,

Pek çok firma olduğunu bilmeli!

Benden söylemesi…

Bunları da sevebilirsiniz